Manisa’nın Bilinen ve Bilinmeyen Değerlerinden
Vefalı Dost, Cesur ve Dürüst Siyasetçi Merhum Ersan Atılgan( 33)
(12 Şubat 1942- 19 Aralık 2020)
“1938 de Konya Bozkır- Kuruçay köyünden göç eden baba Halil Atılgan 1941
yılında Manisalı olan anne Halime hanımla evlenir. 12 Şubat 1942'de Ersan
Atılgan dünyaya gelir. Merhum Ersan Atılgan çocukluğunun geçtiği
Manisa’nın Necati Bey mahallesinde büyüdü, Necati Bey ilkokulunu
ve Şehitler ortaokulunu bitirdi. Sonra da bugün Endüstri Meslek Lisesi
olarak bilinen Sanat Okulu’na gitti.
Sanat okulundan sonra, yedek subay öğretmen olarak Sivas’ın Zara
ilçesinin Kaplan köyüne yedek subay öğretmen olarak iki yıl görev
yaptı. Askerliği bittikten sonra Almanya’ya gitti. İki yıl kaldığı
Almanya’da iyi bir gözlemci olarak deneyimler elde etti. Almanların
çalışma prensiplerinden etkilendi. İşe bağlı olmayı, işi sevmeyi, iş
prensiplerini orada öğrendi. Özellikle ismini hiç unutmadığı Alfed
ustadan iş prensipleri konusunda çok şeyler öğrendi. Kısa zamanda
Almanların iş prensiplerine adapte olan Merhum Atılgan çalışkanlığı
ve dürüstlüğü ile iş arkadaşları tarafından da çok sevildi. Onlarla
edindiği arkadaşlıklar Almanya’dan geldikten sonra da uzun yıllar
devam etti. Almanya’da kaldığı sürece Almanlarla en ufak bir problem
yaşamadı. Tek sıkıntısı yemek sıkıntısı idi. Etli yemeklerin hiç birine
çatal-kaşık uzatmadı. Yemek dışında Almanya’da çok güzel günler
geçirdi, iyi ve kalıcı dostlar edinmenin yanında hafta sonları diğer
Avrupa ülkelerine de gözlemlerde bulundu. Ancak ilk çocuğunun
doğumu, çok sevdiği hanımın da isteği üzerine Türkiye’ye dönerek
Almanya macerasını böylelikle noktaladı.
Alman iş disiplinine adapte olan Atılgan, Almanya’dan döndükten
sonra baba mesleği zahire ticaretinde ve sonradan kurduğu
fabrikasında da aynı disiplini hâkim kıldı. Kurduğu fabrika, kendi
zamanında olduğu gibi vefatından sonra da mahdumu öğrencimiz
Gürkan Atılgan tarafından da aynı prensip ve disiplin ile
çalıştırılmaktadır.
Almanya dönüşü, buğday pazarında baba mesleği zahirecilik işine
girdi. Burada Ahi ahlaki terbiyesine sahip esnaf Mustafa amcası ile,
Mustafa amcasının müdavim ziyaretçisi Kavak Hüseyin’in ve çevre
esnafı komşularının esnaflık ilişkilerinden dostluğu ve vefayı
gözlemledi. Alman disiplini ve Türk dostluk vefasını genç yaşta
özümsedi.
Nitekim yedek subay öğretmenlik yaptığı Sivas- Zara İlçesinin Kaplan
köyünde edindiği dostlarını ve öğrencilerini hiç unutmadı. Orada
çektirdiği siyah beyaz fotoğraflar en yakın dostları olarak hayatının
sonuna kadar muhafaza etti. Zaman zaman köye, hanımıyla beraber
ziyaretlerde bulundu. Burada kendi ve eşi adına 2016 yılında güzel bir
çeşme yaptırdı. Kaplan köyünü ve köydeki öğrencilerini, dostlarını
hiç unutmadı. Köyün muhtarı ve köydeki dostları ve öğrencileriyle
olan irtibatını hiç kesmedi. Köye karşılıklı ziyaret teatileri sonucu
köyün muhtarı ve dostlarını Manisa’ya davet ederek onları Manisa’da
ağırladı. Kaplan köyü sakinleri de vefatına kadar merhumu
unutmadılar ve hep aradılar. İki yıllık dostluk, elli yıldır hiç aksamadan
devam etti. Köyün muhtarı ve köylülerle Karşılıklı ziyaret teatileri
vefatına dek aksatılmadan devam etti. Rahmetlinin kendi ifadesiyle “
Hayatının en renkli günlerinin Zara ilçesinin Kaplan köyünde geçtiğini
söylerdi.
Cesur ve Dürüst Siyasetçi olarak;
22 yaşlarında politikaya girdi. O zaman Adalet Partisi vardı. Almanya
dönüşü toplumsal ve siyasal hayata bakışı değişti.1977 Yılında Manisa
Adalet Partisi il teşkilatı ittifakla Belediye Başkanlığını teklif ettiler.
İlk anda “Ben yapamam” dediyse de İl teşkilatı “İçimizde bunu
senden başka yapacak insan yok!.” ısrarı karşısında kabul eder.
Ancak Ankara, il teşkilatının kararını temkinle karşılar çünkü Manisa,
Türkiye’de önemli illerden biridir. İl teşkilatının ve Manisalıların ısrarı
üzerine Merhum Süleyman Demirel tarafından “ kim bu çocuk?”
diye, hakkında bilgi edinmek üzere bizzat Sadettin Bilgiç’i gönderir.
Çünkü o günlerde merhumun yaşı belediye başkanlığı için pek müsait
değildi. Sadettin Bilgiç, parti teşkilatı ve Manisa’nın önde gelen kanaat
önderleriyle görüştükten sonra merhumu karşısına alarak” Manisa’da
bu kadar sevilmesinin sebebini sorar.” Bazı anlar sükut bir çuval laf
etmekten daha etkilidir. Merhum bu sual karşısında sadece yüzü
kızarır ve boynunu eğer. İl teşkilatı ve genel merkezin ittifakıyla aday
olur ve büyük bir oy oranı ile Başkanlık koltuğuna oturur
Başkanlığı döneminde önemli devlet adamlarıyla yakın ilişkilerde
bulunarak siyasi tecrübesinde önemli deneyimler elde etti.
Öğretmenlikten işçiliğe, ticaretten siyasete kadar hayatın her
dalındaki şaibesiz iratları, işçilerinin sosyal haklarına titizliğiyle
tanınan hayırsever iş adamı merhuma dostların birikimlerini
kitaplaştırması ısrarına her ne kadar sıcak baktıysa da bir türlü eli
kaleme gitmedi. “
Merhum Cesur, Dürüst ve Korkusuz Bir Siyasetçi idi.
1977 – 12 Eylül 1980 yılları arasında kısa süre belediye
başkanlığı görevini ifa eden Ersan ATILGAN, göreve gelir gelmez
Çaybaşı ile Ulu Camii arasında büyük bir istimlâk çalışması başlatarak
Ulutepe Caddesini açtı. O yıllarda Ulu Cami'ye arabayla çıkmak
mümkün değildi. Çarpık yapılaşma yüzünden çok değerli bir Saruhanlı
dönemi mimarî mirası olan Ulu Cami’ye giden yolun açılmasını
sağladı. Buradaki çarpık şehirleşme arasında kaybolan Vakvak
Çeşmesini, Vakvak Türbesini ve İbrahim Seydî Tekkesini ortaya
çıkardı. O yıllarda Alibey Camii’nin bakım ve onarımı mahalle halkı
tarafından bir müteahhide ihale edilip verilmişti. Fakat müteahhidin
caminin üstünü açtıktan sonra işi yarım bırakması sonucunda bu
caminin bakım ve onarım çalışmasını üstlendi. Cami ve kubbe
mimarîsinde mahareti ve ustalığı ile tanınan Hacı Saim ÜSTEL’e her
türlü aynî ve nakdî destekte bulunarak Alibey Camiinin bugünkü hâle
getirilmesini sağlamıştır.
Yıllarca Türkiye'nin muhtelif yörelerinden gelen din görevlilerine
Diyanet Eğitim Merkezi olarak hizmet veren ve hâlen günümüzde
müftülük binası olarak kullanılan binanın yapılması, Manisa’nın
muhtelif okullarında okuyan yoksul aile çocuklarının yurt olarak
barındığı Uncu Bozköy'deki Mimar Sinan Öğrenci Yurdu, yine Ersan
ATILGAN döneminde yapılmıştır. Bu binaların inşasında belediyeden
arsa, proje tahsisi ve desteği ile yapılanma aşamasında hem kendi ve
belediye bütçesinden hem de hayırsever dostlarından aynî ve nakdî
yardımlar sağlamış, bu hayır eserlerinin ortaya çıkmasında büyük
çaba göstermiştir.
Cesurdu. 12 Eylül’ün o sıcak günlerinde Manisa’da görev yapan
dürüst bürokratlara sahip çıkmıştır. Bu konuda o günün Manisa’nın
Sıkıyönetim komutanı Hüseyin Cevizoğlu olan ile mücadelesini o
günün Manisalıları yakinen bilmektedir.
Cesurdu, dürüsttü, vefalı idi, hayırsever ve kavi iman sahibi iyi bir
mü’mindi. Bugün öğrencimiz Gürkan Atılgan’ı da babasının yolunda
başarılı bir iş adamı olarak merhumdan devraldığı fabrikayı başarı ile
yürütmesi baba dostları olarak bizlere gurur vermektedir. Merhumun
ruhu şad olsun mekânı cennet olsun. Gürkan Bey kardeşimizin de
başarıları daim olsun. Amin…www.kadirkeskin.net
Not: Merhum Ersan Atılgan ile yazıma katkılarda bulunan Sayın
İbrahim Yıldırım Bey kardeşime çok teşekkür ederim.
Yorumlar
Kalan Karakter: