undan önceki yazımda ülkemizi açık hava hapishanesine çeviren 12 Eylül darbesinin öncesinden söz ederek, darbe sonrası 7. Cumhurbaşkanı ve Başbakan Bülent Ulusu’nun imzası ile Başbakanlık adına yayınlanan “Türkiye’de Terör Hareketleri ve Kaynakları.” Adlı kitapta “ soygun yapan, profesörün kitaplarını ve daktilosunu pencereden atan, cinayetlere karışan terörist bir delikanlının babası ile komutan arasında karakolda geçen bir diyalogdan bahsetmiştim. Adı geçen kitapta 12 Eylül öncesi anarşiye karışan kesimlerin istatistikî rakamları verilmiş. Başta üniversite öğrencileri, lise öğrencileri, öğretmenler, üniversite öğretim üyeleri, işçiler memurlar vs. diye sıralanıyor; ama terör hareketlerine karışanların içinde çoban yok, çiftçi yok, esnaf yok, köylü yok, ev hanımı yok. Kim var? Devlet’in okullarında okuyan veya okuyup da devletten maaş alan makam mevki sahibi insanlar var.” diye söz eden ( https://www.manisahaberajansi.com/yazarlar/kadir-keskin/44-yil-once-bir-komutanla-terorust-evladi-olan-bir-baba-arasinda-yasanan-ibretlik-bir-diyalog/1654/ ) yazım üzerine;
Karşılığında “ Sayın hocam! Bir zamanlar, zamanın bakanı ‘ Şu okullar olmasa, bu bakanlık ne güzel idare edilir’ sözünü, yazınızla tasdik etmiş bulunuyorsunuz. O halde okulların kapısına kilit vuralım, iki milyon öğretmene de yol verelim, çobanlar idare etsin ülkeyi….” diye devam eden ifadelerin yer aldığı bir mesaj aldım. Hemen aklıma yazımın başlığı “ Ben ne söylerim, tamburam ne çalmış.” Özdeyişi aklıma geldi. Çok değerli meslektaşım, ya yazımın tamamını okumamış veya gelişi güzel okumuş. Tekrar okuması tavsiyesiyle yazımın linkini yukarıya kopyaladım. Oysa ben yazımda öğretimden değil, “ Eğitimdeki” zafiyetten söz ederek eğitim, bir millet için hayati mesele olduğunu söylemiştim.
Yakın tarihimizde İSKİ’ nin başına geçerek milyonluk şehri susuz bırakan, kızı yaşındaki sekreteriyle evlenip kanarya adalarına tatile çıkan E. Göknel’den tutun da günümüze kadar gümrüklerde, tapuda, bankalarda görevini kötüye kullananlarla içinde bulunduğumuz hafta içinde patlak veren 11 özel hastaneye sıçrayan “ Yeri Doğan “ çetesi gündeme düştü. Bu çetenin içinde gördüğüm kadarıyla Başhekiminden doktoruna, müdürüne, ve hemşiresine kadar hepsi ya üniversite, ya da lise mezunu. En büyük yargıç insanın vicdanı imiş. Vicdanın sesi Tanrı fısıldaması imiş. Manevi değerlerden yoksun Allah’a hesap verme duygusu olmayan bir vicdan, dağda yaşayan aç aslandan daha tehlikelidir. Çünkü dağdaki aslanın karnı tok olunca önünden geçen ceylana bile bakmıyor. Ama bu tahsilli aslanları doyurmak mümkün değil. Bin bir umutla çocuk bekleyen ailelerin umudu ve hayali, onların nasırlı vicdanı için hiç bir anlam ifade etmiyor. Yeter ki onlar devleti dolandırarak çok para kazansınlar ve âlem yapsınlar.
Ama inanmadıkları Allah’ın yumruğunun sedası yoktur, vurdu mu da devası yoktur. Zerre kadar hayır ve şerrin kayıtlara geçerek ahirette karşılarına çıkacağı güne kalmadan bu dünyada Allah cesur savcı vesilesiyle yetim mallarını ayaklarına dolandırdı. İnşallah devletimiz çaldıkları yetim mallarını hazineye aktarır da yemelerine fırsat vermez.
Şimdiye kadar birçok çeteler ortaya çıkarıldı. Ama bugüne kadar bu kadar vicdansız bir çeteye rastlanmadı. “ Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur?... Öldüreceğim de öldürsem de bi dert biliyorsun yani.” Ses kayıtlarını duyunca kendimi Mehtap bebeğin babası yerine koydum. Tansiyonum tavan yaptı. Acaba bu ses kaydını öğrenen Mehtap bebeğin annesi – babası ne yaptı bilmiyorum. Allah sabırlar versin kendilerine…
Bu azgın, gözü dönmüş doymaz çeteyle örtüşen bir hikaye ile yazımı bitireyim. Eski krallık dönemlerinde radyo, TV. olmadığı yıllarda, kralların sesi bilinmez, yüzü tanınmazdı. Krallar tebdili kıyafetle halkını denetlerdi. İşte fi zamanında bir kral yardımcısını alarak halkın içine girer. Deniz kenarında olta ile balık avlayan bir vatandaşına rastlar. Selam vererek yaklaşırlar. Sorulur: “ Ne yapıyorsun?” “ Çoluk çocuğumun rızkını çıkarmak için balık tutuyorum.” “ Yakaladığın balık çoluk çocuğun rızkı için yeterli oluyor mu?” “ yeterli olmasa da çoluk çocuğumu aç bırakmıyorum.” “ Pekâlâ, ben bu ülkenin kralıyım. Tuttuğun balık ağırlığında sana akçe vereceğim.” deyince, garibanı bir heyecan dalgası sarar. Merakla oltaya takılacak büyük balığı beklemeye başlar. Bir ara ağır bir şey oltaya takılır. Gariban balıkçı büyük bir heyecanla oltayı çekmeye başlar, bakar ki oltanın iğnesinde kuru bir insan kafası. Gariban patlamış balon gibi heyecanı söner ve üzülür. Garibanın bu üzüntülü durumunu gören kral, yardımcısına : “ Götürün bu garibanı hazineye; bu kuru kafa ağırlığınca akçe verin!”
Gariban balıkçı sevinç içinde elindeki kuru kafa ile hazineye götürülür. Terazinin bir kefesine kuru kafa, diğer kefesine de altın. Terazinin kefesi altınla doldurulur hatta taşar, kuru kafa yine ağır basar. ‘Bunda bir iş var’ , diye krala haber gönderilir. Kral gelir, gerçekten söylenen doğrudur. Ne kadar altın konsa kuru kafanın bulunduğu kefe bir türlü kıpırdamaz. Bu durumda kral bilgesini çağırır ve der ki: “Biz bu adama söz verdik ama hazineyi koysak bu yerinden kıpırdamıyor. Nedir bu hal? “ Bilge kuru kafayı eline alır, bakar inceler ve sonra yerden bir avuç toprak alarak altınların bulunduğu kefeye koyunca, kuru kafa hoppadak yukarı kalkar, sonra da bilge: “Efendim bu kuru kafa, dünyada iken yaşayan aç gözlü bir insanın kafası. Değil sizin hazineniz, komşu ülkenin haziresini de ilave etseniz yine yetmezdi.” der.
“Yeni Doğan” çetesi ülkemizde yaşayan açgözlü insanların oluşturduğu bir çete. Değil SGK bütçesi, bunlara devlet hazinesini versen yine doymazlardı. SGK nın doyuramadığı bu insanları bir gün mutlaka bir avuç toprak doyuracaktır.www.kadirkeskin.net
24.10.2024 günü Aliağa – Şakran Yunusemre Ortaokulu Müdürü Sayın Mücahit Düzgün beyin daveti, Müd. Yard. Hasan bilgilioğul, Rehber Öğret. Sayın Sibel Köleci ve Sayın Bilgisayar Öğret. Sayın Erkan İpek ile Okul Aile birliği Başkanı Sayın Aysel Özcan Hanımefendinin de organizesi ile Yunusemre Ortakulu 8. Sınıf öğrencileri ve velileriyle beraberdim. Beni okuluna davet eden Okul Müdürü sayın Mücahit Düzgün beyefendi ile semineri organize eden okul personeline çok teşekkür ederim.www.kadirkeskin.net
Yorumlar
Kalan Karakter: