​“Ehli kitaptan öyle bir güruh da vardır ki, bir şey okuyorlarmış gibi dillerini kitaba doğru  eğip bükerler, siz onu kitaptan sanasınız diye… Halbuki o kitaptan değildir….”( Bakara 79)
Bütün ilahi kitapların içeriği, la teşbih yüce dağların başında tertemiz kaynayan bir pınar gibidir. Bu pınardan kaynayan sular, pınardan uzaklaştıkça ilk kaynağındaki safiyetini kaybeder. Hele bu pınar suyu kanalizasyona karışırsa, artık o su, pınar suyu değil, lağım suyu haline gelir.
Malum Kur’an-ı Kerimden  önceki ilahi  kitaplar da la teşbih  bir pınar ve içlerindeki vahiyler  de pınar suyu gibidir.  Pınar suyunun  kaynaktan uzaklaştıkça kirlendiği gibi  bu ilahi kitapların içeriği de müntesipleri tarafından kendi arzu ve ihtirasları  yüzünden  zamanla  tahrifata uğradı. Ancak bunların içinde Tevrat’ın, tahrif edilmiş yorumu  sonucu   ortaya çıkan  NİZAM  anlamına gelen   ve bugün  Yahudilerin elinden düşmeyen Yahudi fıkhı TALMUT, pınar suyunun  lağım suyuna karışması  gibi  içinde  İlahi vahiylerden   en ufak bir esinti kalmamıştır. Örnek mi? Buyurun: Yahudi Fıkhı olan Talmut’tan  örnekler:
Yahudi  fıkhı Talmut’a göre  insanlar iki kısma  ayrılırlar: A- Yahudi olanlar  B- Ümemi  ( Yahudi olmayan diğer insanlar) Diğer ırklardan veya milletlerden Yahudi dinini kabul edenler de  asla Yahudi olarak  kabul  görmezler.
1- Eğer Yahudi olmasaydı, yeryüzünden bereket kalkar, araya  güneş girer, yağmur kesilirdi.
2- Nasıl insan hayvandan üstün ise, Yahudiler de  diğer milletlerden  üstündürler.
3- Diğer bütün insanlar köpektirler, domuzdurlar, hayvan muamelesine  layıktırlar.
4- Diğer insanların evleri, pis hayvanların ağılı gibidir.
5- Diğer insanlara karşı  şefkat ve merhamet  göstermek  Yahudi’ye yasaktır. Çünkü  diğer bütün insanlar,  hem Yahudi’nin, hem de  YAHOVA’nın ( Yahudilerin milli Tanrısı) milli düşmanıdırlar.
6- Fikrini gizleyerek hasım tarafından görünmemek ve durumu  idare etmek, onun eziyetinden korunmak  için caizdir.
7- Yahudi’nin  diğer insanlara yaptığı  her iyilik  büyük bir hatadır. Bunun aksi olarak diğer milletlere yaptığı her kötülük  Yalova’ya yaklaşmaktır.
8- Aşırı olmayan faiz  Yahudilere caizdir. Hz. Musa ve Samuel “ Talmut vazının görüşüne  uygun olarak”  bunu meşru kılmışlardır.
9- Yahudi’nin diğer milletlerden  fahiş miktarda  faiz alması  caizdir. Bütün yeryüzü Yahudi’nin mülküdür. Diğer milletlerin elinde bulunan yerler Yahudilerden zorla alınmıştır. Yahudilere  düşen  görev, her tür çareye  başvurarak  bu toprakları geri  almaktır. TALMUT’a göre  Yahudilerin diğer milletlere  boyun eğmekten  kurtaracak bir Mesih’i  beklediklerini, bu Mesih’in Davud’un  neslinden  bir kral  olacağını, saltanatı İsrail’e geri getireceğini, bütün diyarları yine İsrail ülkesine  katacağını, bütün  insanlık üzerine  gerçekleşecek  saltanatın, Allah’ın  va’dine  göre  sadece Yahudilere  ait bulunduğuna  da işaret  etmektedir.
10- Bir Yahudi’nin  kendi kardeşinin (Yahudi’nin)  malını çalması  haramdır. Başka milletten  birinin malını  çalması caizdir, hatta vaciptir;  çünkü kainatın  servetleri  Yahudi için yaratılmıştır. Bundan dolayı  da servetleri  hangi yolla  olursa olsun  ele geçirmeleri  tabii haklarıdır.
11- Yahudiler,  Yahova’nın ( Allah’ın)  seçilmiş bir milletidir. Onun çocuklarıdır. Ve sevgilileridir. Yahova, Yahudi olmayanın kulluğuna karşı  cömert davranmaz ve onun ibadetini kabul etmez.
Pekala Yahudi fıkhı  olarak bilinen    “ TALMUT” bu hükümleri nereden  çıkarmaktadır. Elbette Tahrif edilen Tevrat’ın Yasa / Tesniye  bölümünde yer alan “ Kadınları ve çocukları ve hayvanları  ve şehirde olan  herkesin her şeyini, bütün malını kendin için çapul ( yağmalayacaksın) ve  Rabbin Yahova’nın  sana verdiği  düşmanlarının malını  yiyeceksin.”    
Bugün Gazze’de emen bebeği, emziren anneyi,  saçı başı ağarmış yaşlıları,  çocukları, at arabası ile   çocuklarına  un götüren   Gazze’li kardeşimizin  arabasını bombalayıp,  atını dahi öldürdüklerini   ekranlarda gördük.   Ve görmeye de  devam ediyoruz.  Filistinlilerin zeytin ağaçlarını kesen, hayvanlarına  kadar  öldüren, ondan öte aldığı esirlere cinsel tacizde bulunan askerleri   kutsayan  ahlaksız Hahamlarının  olduğu  bu din, Hz Musa’ya gelen hak din  değil, kendi  arzu  ve isteklerine  göre tahrif edilmiş   “ VAHŞİ”  bir dinin vahşi   bir fıkhıdır..  Dünya üzerinde değil semavi, İlahi olmayan hiçbir batıl dinde bile böyle acımasız, merhametsiz bir inanış yoktur.  www.kadirkeskin.net  Not: kısmet olursa 31/01/2025  Perşembe günü saat 14.00 de "DEĞERLERİMİZE RAĞMEN NEDEN BURADAYIZ?" konulu  konferansım için KONYA KAPALI CEZAEVİNDE  MAHKÜM KARDEŞLERİMLE BERABER OLACAĞIM