Bir gazeteci olarak, medyamızın İsrail'deki yıkımı görmezden gelip yalnızca İran’daki hasarı öne çıkarmasını, açıkça siyonist sempatizanlığı ve İsrail'in zayıf görünmesinden duyulan korkunun bir yansıması olarak görüyorum. Bu yaklaşım, basın etiği açısından utanç verici bir tabloyu ortaya koyuyor.
İran’ın dün gece attığı adımlar, pek çok insana moral ve umut olurken; bazı çevrelerin bunu "danışıklı dövüş" diyerek küçümsemeye çalışması, İsrail'in Gazze'de katlettiği bebekleri yok sayanların ne kadar samimiyetsiz olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Bugün İran ve Yemen, İsrail’in gözü, kulağı, hatta sinir merkezi olan Kürecik Üssü’nü bile devre dışı bırakamamış ülkemizin bile başaramadığını başardı. İsrail'e karşı attıkları adımları küçümsemek yerine, biz neden benzer bir kararlılığı ortaya koyamıyoruz diye sormak gerekir.
Basitleştirenler, küçümseyenler ve görmezden gelenler şunu bilmeli: Filistin halkının direnişini değersizleştiren her söylem, İsrail’in propagandasına hizmet etmektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: