Her dönemin bir fotoğrafı vardır. Kimi kareler utançtır, kimisi onur.
Bugün konuşmamız gereken tam da bu: Sumud Filosunun hikâyesinde biz hangi karedeyiz?
Filo yola çıkarken yoktuk. Uğurlamaya gelmedik.
Destek açıklaması yapmadık, yan yana durmadık.
Ama iş karşılamaya gelince… Limanlarda izdiham, sahnelerde övgüler, kameralar önünde pozlar…
Herkes bir anda “Filistin sevdalısı” kesildi.
Oysa sormamız gereken tek bir soru vardı:
“Bu insanlar neden Türkiye limanlarından uğurlanamadı?”
Cevabı herkes biliyor.
Ama kimse dillendirmeye cesaret edemiyor.
Çünkü dillendirmek, düzenin huzurunu kaçırmak demek.
Çünkü söylemek, konfor alanından çıkmak demek.
Gerçek Cesaret, Filoyu Karşılarken Değil, Yola Çıkarken Göstermektir
Bugün milletvekillerimiz esir alınmış, ekran yüzlerinden çıt çıkmıyor.
Sözde fikir insanları, köşe yazarları, tartışma programlarının “vicdanlı” konukları…
Hepsi sanki topluca sessizliğe gömülmüş durumda.
Ama iş dönüp karşılama törenlerine gelince, ortalıkta bir kalabalık, bir sahiplenme yarışı…
Nefsimizi okşayan sözler, içimizi ısıtan hikâyeler…
Sanki birkaç güzel cümleyle Filistin’deki acıları dindirebileceğiz.
Oysa biz burada “vicdanımızı rahatlatma çabası” içindeyken,
Filistin’de çocuklar ölmeye devam ediyor.
Kadınlar, yaşlılar, masum insanlar…
Bombalar altında can veriyor, dünya ise sadece izliyor.
Vicdanın Limanında
Gerçek destek; alkışlarla, karşılama törenleriyle değil,
yola çıkana omuz vermekle, bedel ödeyene el uzatmakla olur.
Bugün Sumud Filosu’nu konuşurken aslında kendimizi konuşuyoruz.
Bizim neye inandığımızı, hangi bedeli göze alabildiğimizi, hangi korkulara teslim olduğumuzu...
Karşılama törenlerinde alkışlayanlar belki o an mutlu hissediyor.
Ama tarih, o fotoğraflara baktığında soracak:
“Uğurlamada neredeydiniz?”
Gerçek onur, karşılamada değil, uğurlamadadır.
Gerçek destek, söze değil, eyleme yazılır.
Ve gerçek yürek, alkışın değil, sessiz cesaretin peşindedir.
İşte bu yüzden Sumud’un hikâyesi yalnız Filistin’in değil;
bizim suskunluğumuzun, bizim korkaklığımızın, bizim samimiyet testimizin hikâyesidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: