‘’Payına düşeni bulmazsa, payidar olmaz insan’’
Pay; birden çok kişi arasında bölüşülmesi gereken bir bütünden bu kişilerin her birine düşen bölüm.
Payidar; farsça kökenli olup Türkçeye geçmiştir. Sürekli / devamlı/ kalıcı/değişmez gibi nitelikleri ifade eder. Bu kelime genellikle bir şeyin uzun süre varlığını sürdüren veya değişmeyen özelliklerini vurgulamak için kullanılır.
Hayatta payımıza düşenlerle yaşamaya çalışırız. Herkes payına düşenin peşinde koşar, farkında olarak veya olmayarak…
Sofrada payımıza düşeni yer, mağazada payımıza düşeni alır giyer, payımıza düşeni harcarız, payımıza düşenle yol alırız velhasıl…
Bir tarla salatalıktan pazara gelip satın alınıp, mutfağımızda cacık yapılmış bir kilo salatalığın tabağımıza gireni elbette payımıza düşenidir önümüze sunulan…
Yüzlerce kazağın üretildiği fabrikada onlarca mağazaya gelip sadece bir mağazadan bizi ısıtması için çok beğenerek aldığımız kazaktır şüphesiz payımıza düşen…
Ve birçok kişinin beğenmediği rafta kalakalan belki bir bardak, belki tabak, belki başörtüsü ve belki daha başka akla gelebilecek herhangi bir şey bizim çok beğendiğimiz veya uzun zamandır aradığımız şey olarak düşer payımıza…
Çünkü insan payına düşenlerle yaşar hayatı…
Sorgulamaz bile bazen hak ettiğimdir der alır hemen payına düşeni, bazen de nasibim buymuş der çabalamaz elde etmek için asıl payını…
Ama bilmeli insan!
Payına düşeni bulmazsa, payidar olamaz insan
Bazen de payının peşinde koşmayınca elde edemeyeceğini bilmeli insan, payına mücadele düşmüş olabilir belki de, bir koşuşturma payı, payidar olmak için bulunmaz bir çabadır kim bilir…
Vardır herkesin payına düşen bir şeyler bu hayatta.
Bazen de payına düşene eremeyince eksik kalır insan, oysa payına düşen eksik kalmaktır belki de!
Bazen yemek, içmek, bazen mücadele etmek, bazen çaresiz kalmak, bazen başarı elde etmek, bazen eğitim, bazen ebeveyn olmak, bazen yuva kurmak, bazen kariyer elde etmek vs. her seferinde başka bir şeydir payımıza düşen…
Herkes payına düşeni çok iyi bilir elbet, benim kastım da kimin payına düşen nedir merakı değil zaten.
Kastım naçizane, şu kirli çağda, şu ahir zamanda payımıza düşenlerle imtihan olunduğumuzu hatırlamak ve hatırlatmak kıymetli dostlar…
Çünkü’’ pay’’ sahibi olup ’’payidar’’ sahibi olmaz isek kaybederiz zannımca…
Çünkü payımıza ahir zaman düşmüş…
Kirli çağ düşmüş payımıza milyonlarca yıllık dünyadan…
Mesela, Savaşları izlemek düştü payımıza, çaresizliği çare olarak diledik günlerce…
Ölümler, zulümler, adaletsizlikler, hak hukuk adı altında ihmaller, özgürlük adı altında yok olan değerleri izlemek düştü payımıza…
Sınırlar düştü payımıza, gidemedik ötelerde bizlerden yardım isteyenlere…
Eğitim adı altında yok olan nesillerle cedelleşmek düştü payımıza…
Evlilik kurumunun nasıl da evcilik kurumuna döndüğünü ve ölene kadar değil akşama kadar oynanıp gün batımıyla biten bir oyuna döndüğünü izlemek düşmüş payımıza…
Faizleri, yalanları, zinanın her çeşidini duyup şahit olmak, adaletin olmadığı mahkemeleri görmek düştü payımıza…
Sokakta doğranan kadınlar, yetim kalan çocuklar, iş kazası diyerek ihmallere kurban giden yiğitler, masumiyetin gereği korkusuzca sokak hayvanlarını sevdiği için yaralanan, ölen çocukları görmek düştü payımıza…
İnsanı sevmeyi başaramamazlığı yetmezmiş gibi hayvanları ve tabiatı da sevemeyenleri de gördük şu kirli dünyada.
Sayacak o kadar çok şey var ki dostlar, evimizde oturarak uzak duramıyoruz bu paylardan…
Unutmayalım! Payımıza ahir zaman ve payımıza kirli bir çağ düşmüş çünkü…
Ama kendiliğinden payımıza düşenler ile hayat kolaylaşırken, şahit olduğumuz paylarla Allah muhafaza kaybedenlerden olabiliriz…
Kendiliğinden payımıza düşenler için Rabbimize sonsuz şükürler ederken, birde şahit olduğumuz, denk geldiğimiz, payımıza düşenlere karşı aldığımız veya almadığımız tavır ve davranışlar önemli.
Ve birde en önemlisi izleyerek payımıza düşen ile mücadele ederek payımıza düşenlerin birbirinden ayrı şeyler olduğunu bilmemiz gerekir dostlar…
Velhasıl bize düşen bunca şahitlik ve bunca paydan sonra asıl mesele bunca paydan payidar olabilmekte elbette…
Yaşanan ve şahit olunan her olay ve kareler için bazen dua, bazen mücadele, bazen haykırış bazen suskunluk, bazen çaresizlik, bazen karınca misali saf belirlemek, bazen bir duruş, bazen bir paylaşım, bazen bir tavır, bazen bir eylem, bazen sessiz bir protesto, bazen yüksek sesle bir marş, bazen okumak, bazen dinlemek, bazen de yazmak düşmeli payımıza…
Tarafsızlığın çok feci sonuçlar doğuracağını çok iyi bilmeliyiz…
Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşayacak ise, bizden sonraki çocuklarımız, torunlarımız yani neslimiz tehlikede demektir…
Ve hiçbir şeye boşuna denk gelmez insan… Payımıza düşen her şey ile imtihan olunduğumuzu bilmeliyiz!
Kim bilir belki de asıl paylarımızdan bile habersiziz dostlar…
Belki de yeme içme vs. paylarımızı sonuna kadar kullanıyor ama bir tavır bir tutum gerektiren paylarımızı hiç görmüyoruz bile…
Belki de bir olaydaki tavrımız, duamız, mücadelemiz, eylemimiz hatta çaresizliğimiz imtihanımızı kolaylaştıracaktır ve payidar olarak bu işin içinden çıkmaya vesile olacaktır dostlar…
Çünkü ahir zaman ve kirli çağdır payımıza düşen şu milyonlarca yıllık dünyada…
Ve insan yiyip içtiği ile değil, tavır ve davranışı ile Payidar olur…
Son olarak, Payımıza düşene rıza göstermeli ve karşılaştığınız her olayda yaşadığınız her çağda payımıza düşeni iyi belirlemeli payidar olacak şekilde payımıza düşeni gerçekleştirmemiz lazım dostlar...
Rabbimiz, payımıza düşenleri iyice anlamayı ve ona göre gerekeni yapmayı bizlere nasip et lütfen.
Rabbimiz, bizlere fehm ve basiret vererek sadece payımıza düşen yeme içmeleri değil, bir tavır ve eylem gerektiren her durumda payımıza düşenleri görmemizi nasip et lütfen.
Rabbimiz, bizi tarafsızlık gibi vebali ağır ve imtihanı kaybetme vesilesi olan beladan uzak kıl lütfen.
Rabbimiz, her şartta ve her ortamda Hak ve Hakikatten yana bizleri payidar eyle lütfen.
Rabbimiz, aziz ve soylu direnişlerde, erdem, adalet ve barışa yönelik her hayırlı işte bizlere de bir pay versin. Ve bu pay ile bizleri payidar kılsın.
Rabbimiz, bu kirli çağda payımıza düşen imtihanlarda da bizleri kolaylık ver ve bizleri imtihan bilinci ile donat lütfen.
Ve Rabbimiz, ahir zamanın ve bu kirli çağın fitnesinden, ayıbından bizlere ve neslimize hiçbir kirli pay vermeden tertemiz bir fıtrat ile payidar olmayı hepimize nasip et lütfen
Secde'kar
Not; uzun zamandır kalemimin utancı gereği, yazmak isteyip bu savaş sürecinde yazamadığım her konuyu siz kıymetli okurlarımla paylaşamadığım için özrü borç bilirim
Yorumlar
Kalan Karakter: