Bazen hiçbir işe yaramadığını düşündüğüm ellerim bir sana açılınca anlam bulur Rabbim.
Sana açılınca eller, neler neler sıralar kelimeler, ard arda söyler diller ve sükûna varır yürekler.
İlahi diye başlamak huzur verir hayata.
Rabbim deyince istemekten utanmaz hiç kimse.
Çünkü senden başkasına el açmamayı sen öğrettin bize.
Rabbim içinde bulunduğum çağın acı ve ağır yüküyle açıyorum ellerimi sana.
Karşında bomboş ve işlevsiz ellerim ancak sana açılınca değer buluyor zira.
Söyleyeceklerim birikiyor sana açılmayınca ellerim.
Sanki yüzlerce kiloluk yükü tutmuşum ellerimle, sana açınca hafifliyor ve derman buluyor yüklerim.
Avucumun içine sığmayan dileklerimi avuçlarımı açarak istiyorum senden.
Senden başka kime avuç açabilir ki insan.
Sen müsaade etmezsin senden başkasına el açılmasına o sebeple, benden isteyin ben size vereyim dersin. Minnet etmeden, başa kalkmadan, ayıplamadan, hor görmeden, alay etmeden istemenin en yalın haliyle kabul edersin beni.
Rabbim senden başkasına el açtırmadığın için hamdolsun.
Benim yüzüm tutmaz sana el açmaya ama Sen benden yüz çevirmediğin için hamdolsun.
Bana, sana el açma fırsatı verdiğin için hamdolsun.
İsteklerim çok taleplerim çok olsa da hepsini ifade edebilme yeteneği verdiğin için hamdolsun.
Mahcubum, muhtacım elbette huzurunda. Ellerimin yaptıklarını Sana sunmak varken, el açıp isteklerimi sıraladığım için af diliyorum.
Senin huzurunda ellerimin yaptığı ne çok eksik kalır. Utanırım saymaya.
Senin karşında yaptıklarım değil yapmadıklarımdan başka ne gelir ki aklıma.
Verdiklerin bana huzur verir iken, bazen de vermediklerinden dolayı da şükür gerekir aslında.
Verip bir süre nimetlendirdiğin sonra alıp dinlendirdiğin birçok lütuf için teşekkür etmeyi unutuyorum Sana.
Rabbim beni lütfunla ikramlandır.
Razı olduğun kimselerin ahlakıyla ahlaklandır lütfen.
En sevdiklerinin listesinde bana da yer ver.
Adımı, adının geçtiği mekanlar da andır. Varlığınla huzur bulanlardan eyle.
Sana el açmayı bana unutturma. Senden başkasına da el açtırma ne olur.
Rabbim, cömertliğini ölçmek haddim değil ama cömertliğine sığınanda mahrum değildir bilirim. Bana senin cömertliğini hak edecek ameller nasip eyle.
Sen zaten lütfunla istemeden verensin. Lütfunu da hak edenlerden eyle.
Memnun olduğun, memnun kaldığın ve memnuniyet içerisinde bıraktığın kulların arasına beni de kat.
Avucuma sığmaz taleplerim, öylesine muhtacım ki sana, Sen avucuma değil kereminle ihsan et bana.
Sana her el açtığımda ellerimden tutacağına inandır beni.
Sana el açmakla beni şereflendirdiğini bana unutturma lütfen.
Herkesin elinde olan her şey sendendir bilirim. Elimde olanlarla seni hatırlayanlardan eyle beni.
Hayat çok boyutlu şimdilerde, her konuda ayrı ayrı garip ihtiyaçlarımız oluyor şu ahir zamanda, bazen de sen bana bakma benim için gerekenleri kendiliğinden nasip et bana.
Her yeni gün yeni talepler ve yeni ihtiyaçlar doğsa da hayatımda, sen her şartta senden başkasına el açtırma bana lütfen.
İlahi, cümle kainatın sahibi olduğunu düşündüğümde isteklerim komik geliyor bana, bunlar mı istenir diyorum İlahi huzurda, ama bakıyorum ki her türlü ihtiyacı karşılayan yok senden başka…
Sadece sen benim Rabbimsin ve sen beni en iyi bilensin. Senden başka el açacağım, güvenerek isteyeceğim, eksiklerimi sayacağım kimse yok şu dünyada.
Öyle ki evde ekmek yok, soğan bitmiş, faturalar ödenmemiş, pazardan şunlar lazım, marketten şunlara ihtiyacım var VS diyesim geliyor sana, çünkü sen nasip etmezsen bunlar bile düşmez payıma.
Rabbim görünmeyen taleplerimde bitmek bilmiyor biliyorum. Yaşımı hesaplayınca yıllardır ne çok şey istemişim senden. Duygularım, fikirlerim, ruh halim, rüyalarım, eğitimlerim ve daha nice şeyler için el açtım defalarca sana.
Yanlışlarım, hatalarım, eksik ve kusurlarım, sayısız özürlerim, yüzüm tutmasa da defaatle bunlar için de el açtım sana.
Ellerime baktıkça en çok sana el açtığında asıl görevini yapmış olarak hissettir bana.
Rabbim, sayacaklarım ve taleplerim çoktur bilirim ama sana el açmanın huzuru da bir başka.
Bazen derin derin susarak el açıyorum sana. Sadece sana el açmanın verdiği huzurla…
Kendim için yetmiyor eşim, çocuklarım, ailem, dostlarım, Müslüman kardeşlerim, tanıdığım tanımadığım ümmetten olan herkes için defaatle el açtım sana.
İnsanlık ailesine dahil olan ama hiç görmediğim niceler için el açtım sana.
Kızdığım, kırıldığım, sana şikayet ettiğim, huzurunda ağladığım birçok kişi için de el açtım sana.
Savaşlar için zulümler için şehitler için felaketler için afetler için adaletsizlikler için el açtım sana çok defa.
Yağmur için, rüzgar için sıcakta serinlemek için soğukta ısınmak için dualar ettim sana. Hayvanlar, bitkiler, tohumlar, mevsimler ve günler için de el açtım sana.
Karanlıkta korkunca aydınlıkta koşturunca hep el açarak durdum senin kapında.
Her seferinde olaylar, şartlar, talepler değişse de ben hep el açtım sana.
Meğer sen ellerimi bunun için vermişsin bana.
Elde ettiğim her şey, elimin altında olan her şey, ellerimin arasına verdiğin her şey, elimden aldığın ve ellerimin ulaşmamasını emir buyurduğun her şey ancak sana el açmakla anlam bulurmuş…
El açmayı bilmeyince ellerime geçenin de kıymeti olmuyormuş. Çünkü sana el açmak sadece istemekten ibaret değil verdiklerini nerede ve nasıl kullanmak için de dualar etmeli, vermediklerin için omuzuma yüklenmeyen sorumluluklar için de şükretmek için ellerimi açmalıyım sana.
Bu dünya hayatının en önemli kuralı olan yapılanlar ve yapılmayanlar denildiğinde aklıma ellerim gelmeli ve ellerimin ancak sana açılınca asıl görevini yerine getirdiği bilinmeli…
Rabbim sana el açmakla acziyetimi tekrar tekrar anlamamı ve sana el açmak ile ancak izzet bulacağımı bana unutturma lütfen.
Ellerimle sana sunacağım hayatımın neticesini şimdilerde sana el açmakla şereflendir lütfen.
Rabbim yüreğimi avucumun içine alarak senden istiyorum ve senden rica ediyorum sana el açmam gerektiğini bana unutturma ve senden başkasına el açtırma bana…
Sana el açmanın sadece talepler ve isteklerden ibaret olmadığının idrakine erenlerden ve el açtıkça huzura erenlerden, ellerimin asıl anlam ve gayesinin huzurda açılınca yerine getirildiğini anlayanlardan eyle beni, lütfen...
Not: Okuyan herkesin dua hissini yaşaması için "biz yerine, ben dili ni" kullandım.
Secde’kar
Yorumlar
Kalan Karakter: