İçinde bulunduğumuz ahir zaman hengamesinde, olağan üstü durumda teslimiyetin, tevekkülün, takdire rızanın önemi daha iyi anlaşıldı. Bu musibet çok hayra da vesile olacak gibi görünüyor. Hepimiz tefekküre, özeleştiriye başladık mecburen.
Bütün bunlar nedir, neler oluyor, bizim hatamız mı, telafi için ne yapabiliriz gibi.
Olan herşeyin Allah’ın izniyle ve illa hayrüzere olduğunu bilmek rahatlatıyor. Bu korkuyu yaşatıyorsa illa ihtiyaç vardır. Ders alacağımız, öğreneceğimiz şeyler vardır.
Geleceğin belirsizliği de bunun için muhakkak.
Ne kadar ders alabildiğimiz, ne kadar hataları idrak ve telafiye gayret ettiğimiz belirsizliği kaldıracak, geleceği belirleyecek belkide. Külli irade dahilinde cüzzi irademize hareket sahası bırakması, tekamül şansı tanıması olsa gerek sebep. Hangimizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yaratmış ise belirlemek için de bu zor imtihanlardan geçeceğiz elbette.
Hatalarımızı idrak ve telafiye gayret etmediğimiz sürece de zor imtihan tekrarı, musibetlerin artması, imtihan sürecinin uzaması kaçınılmaz olacak. Şu an, içinde bulunduğumuz ahir zaman hengamesinde olduğu gibi...
Gözlemlerimin sonucu, pek çoğumuzun durumun vehametinin farkında olmadığı yönünde. Geçici bir salgın yaşadığımız, bir süre sonra hayatımıza kaldığımız yerden aynen devam edeceğimiz zannı üzereler.
Oysa karşı karşıya olduğumuz durum bir salgından çok fazlası. Siyasi, ekonomik ve psikolojik sonuçları çok daha önemli ve kalıcı olacak ne yazık ki.
Sağlık sektöründeki ilaçlarla soygun ve katliam örnekleriyle anlatmaya çalıştığım; iki buçuk yıldır şikayetler, savcılık, kaymakamlık makamlarına gidip gelmelerle mücadele ettiğim olayın sonraki, bütün dünyayı kapsayan üst versiyonu.
Mücadeleyi tek başıma vermek zorunda kalmak yerine, ülkemizin her köşesindeki sağlık kuruluşlarında aynı tezgaha maruz kalmış, tanık olmuş hasta, hasta yakını ve hatta yakın tanık ve uygulayıcı durumunda olan sağlık çalışanlarınca aynı tepkiyle şikayette bulunulmuş, yüzlerce, binlerce dava açılmış olmalıydı. İşte o zaman sonuç alma şansımız katlanacaktı.
Çirkin tezgahı farkedip, hatta meyvelerden alınmış örnekleri teste gönderip adi oyunu ispat eden, akabinde kendi kurum yöneticisini işten atıp, dünya sağlık örgütü elemanlarını ülkesinden kovan Afrika ülkeleri gibi bizde hem içimizdeki işbirlikçi, maşa durumundaki hainleri hem de dünya sağlık örgütünü de kapsayan mafyalaşmış acımasız, siyonist, ilaç kartellerini ülkemizden kovabilirdik. Hala yapabiliriz. Birlik içinde ve cesur olabilirsek...
Sadece bu güzel vatanı ve biricik hayatımızı bahşeden, kıymetini bilip hakkınca korumadığımız için hesabını da soracak olandan korkmalıyız. Üstelik O bizim başarmamızı da beklemiyor. Doğru safta yer alıp almadığımıza, mücadelemize, gayretimize bakıyor. Sonuçta zaten illâ O'nun dediği olacak. Sonucu da biliyor. Her şeye Hakîm ve Kaadir. Bir vakte kadar mühlet verip Firavun gibi günahlarına günah katsınlar istiyor. Bu vesile ile, hepimizin imtihanı, farkındalığı, tekamülü de gerçekleşsin murad ediyor.
Aylardır anlatmaya çalıştığım gibi, kurtuluş reçetemiz, bu farkındalık ve teslimiyetle Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak. Sevgili peygamberimizin yüzsuyu hürmetine bağışlanma dilemek, ayetle sabit, âlemlere rahmet olarak gönderdik bilgisi gereği o rahmetten faydalanmak adına, bolca ve ihlasla adını anmak. Salavat ve salatı selâm okuyarak gönül bağımızı diri tutmak, böylelikle onun nurundan istifade etmek, ferasetle önümüzü görebilmek, gereğini yerine getirebilmek. Başka kurtuluş yolu yok...
Bu sebeple, mübarek ramazanın son haftasını daha hakkınca değerlendirebilmek adına, telefonumu da kapayarak, kedilerimin bakımının müsaade ettiği ölçüde zamanımı itikâfla geçirmek istiyorum. Yazılarımı okumaya değer bulan, uyarı ve önerileri uygulayan kardeşlerime de, naçizane bunu öneriyorum.
Daha ihlasla, daha çok gözyaşı dökmeli, daha çok yakarmalıyız.
Hepbirlikte, canı dişe takmışcasına bir gayretle, yüce Rab'bimizin lütfuyla, sevgili peygamberimizin şefaatiyle, yüzsuyu hürmetine mübarek ramazan ayının son gününde topluca affedilenlerden, kurtulanlardan olabilmek nasip eylesin. Birlik içinde imanımıza, geleceğimize, vatanımıza sahip çıkabilmek, hepbirlikte asrı saadete erişebilmek niyazıyla...
Amin Ya Rab'bi!..
Sevgilerimle...
Adevviye Şeyda Karaslan
18 Mayıs 2020
Allah'ın Gaybının Belirsizliğine Teslim Olmak -2-
Yayınlanma :
18.05.2020 14:37
Güncelleme
: 18.05.2020 14:37