Derler ki; ” Allah ölümü önce dağlara vermiş. Dağlar bu acıyı taşıyamamış, yıkılmış. Ardından nehirlere vermiş, nehirler ağlamaktan kurumuş. Sonra rüzgara vermiş, rüzgar da hiç durmadan esip tüketmiş kendini. Sonunda hepsi bir olup ‘Allah’ım al bu acıyı bizden, biz buna dayanamıyoruz.’ demişler. Allah tarafından en sonunda ölüm insana verilmiş. İnsanoğlu ilk anda ölümün verdiği acı ile ağlamaktan helak olmuş ama aynı anda yakınında olan başka bir şeye de gülüvermiş. Aradan biraz zaman geçince acısı sürse de hayatına devam etmiş. İşte o zaman anlaşılmış ki ölümü insandan başka hiçbir varlık kaldıramaz.”
Çocuktum bir cenaze sonrası dinlemiştim bu hikayeyi.
İnsanın güçlü olduğunu mu yoksa umursamaz olduğunu anlatan bir hikaye mi anlamamıştım. Demek ki dağlardan bile güçlüyüz, demiştim çocuk aklımla ….
Hatırı sayılır acıdan geçtikten, nice mezarlık yolu yürüdükten sonra anladım ki ne güçlüyüz ne de umursamaz sadece unutkanız biz…
Şiddetli acılardan sonra hayata devam edebilmeyi önce alışmaya sonra ‘unutmaya’ borçluyuz.
Bunca medeniyete, mimariye, bilime, teknolojiye, akıl almaz gelişmeye rağmen bir ilk çağ insanı gibi depremde, göçükte, yangında, selde belki bir sapkının bıçak darbesinde ölüyor olmamızı da ‘unutmaya’ borçluyuz…
Kaç günden beri ne yapmamız gerektiği çok söylendi… Eğitim denildi, tedbir denildi, vicdan denildi, akıl denildi bilim , etik, ahlak, liyakat, sorumluluk,ceza denildi….
Çok daha önceki acılarda da denilmişti. Bak gördün mü uygulamayı unutmuşuz… Uygulamayandan hesap sormayı unutmuşuz.
Bir antik hikayedir: Ölüler ülkesine gidenler Lethe ırmağının suyundan içerlerse geçmişe dair her şeyi unuturmuş. işte o zaman tam anlamıyla ölürmüş insan. Geçmişi unutmayan için yaşama dönme şansı hep varmış da unutan için her şey bitermiş.
Bizi o unutkanlık ırmağında kaç kez yıkadılar?
Ben sabahın erkeninde bir denizin kıyısında oturmuş, gönlümde yavrusunu kaybetmiş nice annenin yasını paylaşarak sadece şunu diliyorum:
Yanan yüreklere ferahlık ihsan et.
Bize de attığımız her adımda dürüstlüğü, vicdanı, işimizi hakkıyla yapmayı hatırlat. Hatırlat ki kendi evlatlarını katleden bu çürümüşlüğü düzeltebilelim.
Hatırlat bize… Hatırlat ki kalan yavrularımızı yaşatabilelim.
Yorumlar
Kalan Karakter: