İnsan doğuştan getirdiği öyle bir özelliğe sahip ki iki ucu keskin bıçak gibi ne fazlası ne azı işimize yarıyor. Fazla sıkı tutunduğumuzda belli bir alanda bize çizilmiş sınırlarda takılıp kalıyoruz. Hiçbir şey değiştiremediğimiz için ilerleyip gelişemiyoruz.
Bu kaybetme korkusudur, vazgeçememek denilen hücredir. Bir çoğumuzun içinde olduğu ve bir türlü dışına çıkıp özgürleşemediği; görünmez demir parmaklıkları ve hırstan yapılmış kırılması çok zor asma kilitleri olan bir hücre.
Kaybetme korkusu, yeni olanı kazanmaya çalışmaktan ziyade eldekine tutunma haline dönüştüğünde istenmeyen sonuçlara, mantıksız ve zararına alınmış kararlara götürebiliyor bizleri.
Kaybetme korkusunun, kazanma isteğine ağır bastığını anlatan çok basit bir deney yapılıyor. Katılımcılara iki durum senaryosu sunuluyor:
Durum1:
A seçeneği: 50 TL kesin kazanç
B seçeneği: %50 olasılıkla 100 TL’ lik kazanç
Durum 2:
A seçeneği: 50 TL kesin kayıp
B seçeneği: %50 olasılıkla 100 TL’lik bir kayıp ( %50 olasılıkla sıfır kayıp)
Durum bir için insanların çoğu A seçeneğini tercih ediyor. A seçeneği kesin kazanç çünkü. Diğer şık risk barındırdığı için riske girmiyorlar. Fakat durum iki de B seçeneği tercih ediliyor. Çünkü %50 de olsa hiçbir şey kaybetmeme olasılığı var. Yani kazanmak için riske girmeyen kişiler kaybetmek söz konusu olduğunda risk alabiliyor. Bu basit deney bize insanların elindekinden olma, kaybetme ve vazgeçmek söz konusu olduğunda direnç gösterdiklerini kısaca özetliyor.
Sadece kar-zarar durumunda değil hayatın her alanında kaybetme korkusu, kazanma isteğine ağır basıyor. Hatta bu duygu o kadar yoğun hale gelebiliyor ve saplantılı bir hal alabiliyor ki sahip olduklarımız bize zarar verse de sırf ‘sahibiyiz’ diye vazgeçemez hale geliyoruz.
Bize zarar verdiklerini fark etsek bile arkadaşlarımızdan vazgeçemiyoruz, alışkanlıklarımızdan, eşyalarımızdan…. Kaybetme korkusu o denli ağır basıyor ki vazgeçtiklerimizin yerine gelecek olanı hesaplayamıyoruz bile. Biz bırakmadıkça ellerimizi parçalayan dikenli bir dala dönüşüyor vazgeçemediklerimiz. Kan revan içinde kalıncaya dek sarılıp kalıyoruz ta ki onlar bizi bırakıncaya kadar.
Yorumlar
Kalan Karakter: