EFENDİLER KÖLELER

          Son zamanlarda “Doomspender” kavramı ile sıkça karşılaşıyorum.Kendisini,gelecekteki finansal güvencesini planlamaktan  ziyade içinde bulunduğu günün lüks tüketimine kaptırmış “Hayat kısa, anı yaşa!” mottosuyla hareket eden ve anlık hazlarla rahatlama eğiliminde olan kişiler için kullanılıyor.
          Bu kişiler modern dünya mutsuzluğundan kaçmak için kendilerini anlık hazlarla rahatlatma eğilimindeler. Medya tarafından dayatılan  "ideal yaşam" fikirleri, kişileri pahalı kıyafetler, lüks seyahatler ve gösterişli hayat tarzlarına ulaşma arzusu ile dolduruyor. Fakat bu bitmek bilmez  harcama kültürü, gerçekte borç yükü veya birikimsiz bir gelecek yaratıyor.
         Bu bana Denis Diderot‘ un  “Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık” adlı denemesinde anlattığı kendi hikayesini  getiriyor aklıma. 
         Diderot, eski sabahlığını yenisiyle değiştikten sonra diğer eşyalarının bu sabahlıkla uyumlu olmadığını, sabahlığının yanında bunların eski kaldıklarını düşünüyor. Yavaş yavaş eski sandalyesini yeni bir koltukla,  yazı masasını pahalı bir yazı masası ile değiştiriyor ve sonra gözüne batan eski bir eşyasını bir yenisiyle…. Günün sonunda büyük bir borç batağının içinde buluyor kendini ve şöyle söylüyor:
         “Eski sabahlığımın efendisiydim, yenisinin kölesi oldum.” 
  Günümüzde pazarlama ve reklam sektörü,  akıllıca stratejileri  ile  hepimizi belki de hiç fark etmeden bu döngünün içinde tutuyor. Aldığımız her ürün,  onu tamamlayan ya da  yine bir başka ürüne yönlendiren reklamları beraberinde getiriyor.
          İhtiyacımız olan bir ürünü satın alırken aslında hiç ihtiyacımız olmayan başka bir ürünü de alıvermiş oluyoruz.  Peki karşılığında ne ödüyoruz?
         Bu gereksiz alışverişlerin karşılığında ödediğimizin ‘para’ olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ödediğimiz şey: ZAMAN 
          Bize anlık haz verecek ama asla huzur vermeyecek bizi gerçekten tatmin etmediği için hep yenisini istetecek olan ve sonunda bizi büyük bir kaybetmişlik hissiyle baş başa bırakan  bu doymak bilmez canavara karşı, aklımızda dursun diyebileceğimiz güzel bir söz var onu da  mütevazı yaşam tarzıyla tanınan Eski Uruguay Devlet Başkanı  Jose Mujica söylesin:
 “ 1 dolarlık kol saati ile 500.000 dolarlık kol saati aynı zamanı gösterir.
Mutluluk materyalist şeylerde aranmaz.”