Duyarsızlaşma, aynı koşullar altındaki olaylarla tekrar tekrar karşılaşması sonucunda duygusal tepkilerin azalmasıdır. Hepimizin duyarsızlaştığı bazı olaylar veya konular vardır. Aslında bunu bir nevi savunma mekanizması olarak da görebiliriz. Ben bu konunun aşırı olması sonucu değer algımızı kaybettiğimiz kısma değinmek istiyorum.
Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ederken büyük bir iflas yaşadığını ve bir gecede her şeyini kaybettiğinden bahsetti. Dibi gördüğünü ve artık onu hiçbir şeyin etkilemediğini, umursamadığını söyledi. Ben de ona hayattan bu şekilde keyif alıp almadığını sordum. O da hiç olmadığı kadar keyif aldığını belirtti. Dili böyle söylüyordu ama bakışları çok yorgun görünüyordu. Bana kalırsa hayatımızda bizi ayakta tutan, var oluşumuzu hatırlatan bazı şeyler vardır. Olmalı da… Belki kaybettiğimizde bizi üzecek ama varlığı bize güven verecektir. Bunlar bizim değerlerimizdir. Soyut veya somut olabilir. Bu hayatımızda değer verdiğimiz birileri de olabilir.
Çoğu insan kaybetmekten korktuğu için bir şeylere bağlanmaktan kaçınır. Belki buna ben de dahilimdir. 😊 Ait olmak için önce sahip olmak gerekir ve her şeyden önce Eric Fromm'un da dediği gibi, ‘Asıl mesele bir şeye sahip olmak değil, sahip olduklarına layık olabilmektir.’
Psikolojik Danışman Nurgül DEMİR
Yorumlar
Kalan Karakter: