Ortadoğu’da uzun süredir kırılgan seyreden dengeler, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun işgal altındaki Golan Tepeleri’ne gerçekleştirdiği kritik ziyaretle yeniden sarsıldı. Netanyahu’nun Savunma Bakanı Israel Katz, Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar ve üst düzey güvenlik bürokratlarıyla birlikte yaptığı inceleme turu, Tel Aviv ile Şam arasındaki gerilimi bir kez daha tırmandırdı.
Netanyahu, Golan’daki İsrail birliklerini ziyaret ederek bölgede hem savunma hem de saldırı kapasitesini “hayati öneme sahip” olarak nitelendirdi. Askerlere moral verme amacı taşıdığı belirtilen ziyaret sırasında, kuzey sınırlarının güvenliği ve Dürzi topluluklarının korunması da vurgulandı. Netanyahu’nun, “Göreviniz her an değişebilir ama size güveniyoruz” sözleri bölgede yeni bir operasyon ihtimalini akıllara getirdi.
Bu adım, ABD öncülüğünde yürütülen güvenlik görüşmelerinin sonuçsuz kaldığı bir döneme denk gelmesi sebebiyle uluslararası arenada daha büyük yankı uyandırdı.
Uluslararası Tepkiler Art Arda Geldi
Ziyaretin ardından Şam yönetimi, Netanyahu’nun Golan’a gelişini “işgali meşrulaştırma çabası” olarak nitelendirdi. Birleşmiş Milletler ise gelişmeyi “endişe verici” bulduğunu duyurdu. Katar uluslararası hukukun ihlal edildiğini vurgularken, Ürdün İsrail’e “provokatif uygulamalardan vazgeçme” çağrısı yaptı. Bölge ülkeleri, özellikle Golan’daki statükonun bu şekilde zorlanmasının uzun vadede çatışmaları derinleştireceği görüşünde birleşiyor.
İsrail’in Suriye’deki Fiili Kontrolü 800 Kilometrekare Daha Genişledi
8 Aralık 2024’te Suriye’deki Baas rejiminin çökmesinin ardından İsrail’in bölgedeki askeri faaliyetleri belirgin biçimde arttı. Suriye Cumhurbaşkanı Şara’nın açıklamasına göre son bir yılda İsrail, 1000’den fazla hava ve 400’den fazla kara saldırısı düzenledi. BM gözetimindeki tampon bölgeye rağmen İsrail’in Golan çevresinde 800 kilometrekarelik ek alanı kontrol altına aldığı ve bu bölgede küçük ama etkili askeri üsler kurduğu bildirildi.
Söz konusu üslerin yer aldığı noktalar arasında Şam kırsalındaki Doğu Cebel Şeyh ve Beyt Cin; Dera kırsalında Şecere, Maerya, Abidin ve El-Cezire; Kuneytra’da ise Cibata Haşab, Kırs Nakıl, Kahtaniyye, Doğu ve Batı Kevdene, Tlul El-Humr, Hamidiyye, Mantara Barajı, El-Hımriyye, Tarım Kulesi, Eski Kuneytra, Kuneytra Kulesi, Adnaniyye ve Ruveyhiyye Barajı gibi 19 ayrı bölge bulunuyor.
Bu genişlemenin siviller üzerindeki etkisi ise ciddi boyutlara ulaştı. Tarım alanlarının tahrip edilmesi, bölgedeki nüfusun yer değiştirmek zorunda kalması ve zaman zaman sivillerin alıkonulduğuna dair raporlar Şam yönetiminin tepkisini artırıyor.
1974 Anlaşması Yeniden Masada
Golan Tepeleri’nde 1974’te yapılan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması uyarınca kurulan tampon bölgenin güvenliğinin BM’ye bağlı UNDOF güçlerine bırakılmasına rağmen, son bir yıldaki gelişmeler bu yapının etkisini tartışmalı hâle getirdi. UNDOF’un yalnızca savunma amaçlı silah taşıyabilmesi ve Suriye yasalarına uyma yükümlülüğü, sahadaki realiteyle giderek çelişiyor.
İsrail’in BM gözetimindeki bölgede askeri varlığını artırması, 1974 Anlaşması’nın fiilen geçersiz kaldığı eleştirilerini beraberinde getirirken, Şam yönetimi işgal edilen alanlardan acilen çekilme talebini yineliyor.
Ortadoğu’nun tarih boyunca çok az sakinlik gördüğü bilinir; ancak Golan’daki son gelişmeler, bölgenin geleceğinin yine güç dengeleriyle şekilleneceğinin bir işareti olarak değerlendiriliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: