Kur'an da Bahsediken Maymun Ve Domuzlaşma Aşılarla mı Gerçekleşiyor.?
Bu yazı, Modern Tıp maskesi altında gizlenen karanlık bir sırrı ifşa ediyor..
Eğer kalbinizde vicdan, zihninizde bir muhakeme kırıntısı kaldıysa, okumayı bitirdiğinizde hayatınızın en büyük ahlaki sınavlarından biri ile yüzleşebilirsiniz..
Karşımızdaki tehlike asla basit bir sağlık tehdidi değildir.
Bu öyle emsalsiz bir tehdit ve öyle dehşetli bir tehlikedir ki, yüce kitabımız Kur'an'ı Kerimin asırlar önce ihbar ettiği bir hakikat olup insanlığın manevi DNA'sına sızarak modern tıp ve teknolojiyle gerçekleştirilmeye çalışılan, O Şeytani Bir Fıtrat Bozma Planı bu olabilir!
Sizlerin ve Bebeklerinizin Geleceği ise belkide şu an okumakta olduğunuz bu satırlara bağlıdır.!
Kur'an Ayetinde Bahsedilen O Maymun Ve Domuzlaşma.!
Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de, Maide Suresi 60. ayette; "Allah'ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimselerden" bahsedilir.
Maymunlaşma (düşüncesizce bir taklitlicilik sorumsuzluk) ve Domuzlaşma (kıskançlıktan yoksunluk, kontrolsüz şehvet düşkünlüğü ve ahlaki çöküntü) kavramları, insanın manevi ve ahlaki bir düşüşle hayvani dürtülere teslim olmasını simgeler.
Peki bu ayette bahsedilen kesim kimlerdir?
Ve bu, geçmişte oldu mu, gelecekte de olacak mı?
Geçmişte olduğu söylenir. Konumuz ise şu an geçmiş değil.. ŞİMDİ ve GELECEK.!
Bazı müfessirler ayette bahsedilen bu dönüşümün AHLAKİ ve MANEVİ olduğunu, yani bu kişilerinin huylarının, ahlaklarının ve davranışlarının sözü edilen hayvanlarınkine benzediği şeklinde yorumlamışlardır..
Bu görüşe göre ayet, isyan edenlerin manevi olarak ne kadar alçaldığını vurgulamak için bir benzetmek (mecaz) kullanmaktadır.
Çoğunluk Görüşü göre (yani Mesh Gerçekleşti Diyenler); Gerçek mesh olayının, yani insanın FİZİKEN hayvan suretine dönüştürülmesinin Hazreti Muhammed'in (sav) ümmetinde bir daha gerçekleşmeyeceği genel kabul gören bir görüştür..
Bir Hadis-i Şerif'te (Müslim ve Tirmizi rivayeti) bu ümmet için genel bir meshin olmayacağı belirtilir. Dolayısıyla fiziksel dönüşümün GELECEKTE yaşanmayacağı düşünülür.
Fakat Manevi ve Ahlaki dönüşümün (yani ahlaki düşüş, maymun ve domuz ahlakını benimsemenin) ise her dönemde ve gelecekte de devam edebileceği düşünülür.
Kur'an'ın Her Asra Hitap Etmesi ve Bediüzzaman'ın Bu Konudaki Yorumu
Ehlisünnet akidesine mensup tefsir alimleri, Kur'an'ın her asra hitap edip ders verdiğini söylerler.
Mesela Bediüzzaman Said Nursi bu konuda aynen şu ifadeyi kullanır;
"Herbir âyetin müteaddid (çeşitli) manaları vardır.
Hem herbir mana küllîdir.
Her asırda efradı bulunur."
Şu halde Maide suresi 60. ayetin bu zamana bakan bir yönüde olmalıdır.!
Peki o yönü nedir?
Ve o ayette bahsedilen dönüşüm bu zamanda NASIL gerçekleşiyor olabilir.?
O Dönüşüm Bugün AŞILARLA Gerçekleşiyor Olmasın Sakın.!
Aşıların Manevi Boyutu ve İçerikleri;
Peki bu kadim ve kudsi uyarı, modern tıbbın en tartışmalı konusu olan aşılarda bir karşılık buluyor olabilir mi.? Hadi gelin bunun cevabını bulalım..
Dr. Aidin Salih gibi önemli isimlerin dikkat çektiği ve bazı uzmanlarca deşifre edilen verilere göre; aşıların üretim süreçlerinde, manevi hassasiyetleri yerle bir eden maddeler kullanılıyor.!
Bu maddeler, basit bir alerjen olmanın çok ötesinde, insanın fıtratına yönelik en büyük meydan okumadır:
Genel Olarak Aşı Üretiminde Kullanılan Tartışmalı Maddeler
Maymun Bileşenleri; Aşıların içinde, tıp literatüründe de adı geçen Maymun Böbreği Hücreleri (Vero Hücreleri) kesin olarak bulunmaktadır.
Haram Maddeler; Bazı aşı türlerinde ise kullanılan stabilizatör Jelatinin kaynağı Domuz'dur. Ayrıca hayvan KAN'ı da kullanılmaktadır.
Bebek Hücreleri İhlali; Belki en ürkütücüsü olan ise; bazı aşıların üretiminde, kürtaj yoluyla elde edilmiş abortis (düşürülmüş) bebek hücrelerinin kullanılmasıdır.
Bu, sadece fiziki ve biyolojik bir kirlilik değil, aynı zamanda insan onuruna ve vicdana karşı işlenmiş en büyük ihlal ve ihanettir.!
Aşıların Manevi ve Ahlaki Etkileri Üzerine Sorgulama
Kritik Soru ise şudur; Aşılar yoluyla kendi bedenine, insani onurunu ihlal eden bu hayvani ve haram bileşenleri alan bir insanlık, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda manevi ve ahlaki bir değişime de uğruyor olabilir mi.?
Ve Aşılar evvela zihni ve kalbi etkileyip sonra ise mankurtlaşmış, domuzlaşmış ve maymunlaşmış bir neslin oluşmasına zemin mi hazırlıyor.?
Yaratılışı Değiştirme İddiası ve Şeytani Proje
Ayetette geçen "ALLAH’IN YARATIŞINI DEĞİŞTİRMEK" cümlesini aslında açmayı ve buna müstakil bir şeyler yazmayı çok isterdim ama şimdilik konumuzun odak noktası bu değil..
Sadece şunun bilinmesi önemli; Kur'an'ın ihbar ettiği bu olayda şeytan, Allah'a rağmen Allah'ın yaratışını değiştirecek değildir.! Zaten bu teknik olarakda, fiziki olarakda mümkün değildir.. Çünkü şeytanın fiziken bir yaptırım gücü yoktur.. Sadece kalbe yakın bir noktadan vesvese atabilir, pisliğini üfleyebilir.. Ama bunu alıp-almamak, yiyip-yememek yine kişinin kalitesi, ilmi ve uyanıklığı ile alakalıdır..
Yani Allah c.c'ün bir şeye (bir çok hikmete binaen) izin vermesi başka bir şey ama Allah'a rağmen şeytanın iş yapabileceğini ve güç yetirebileceğini düşünüp bunu kabul etmek bambaşka bir şeydir ki bu bilinçli kabul kişiyi küfre götürür..
Mesela Allah (c.c) kullarının kerhaneneyede, meyhaneye de gitmesini istemez, murad etmez.. Ama kendi iradesiyle gitmek isteyenede genelde karışmaz ve izin verir.! Vermedikleride ve bunu nasip etmedikleride vardır. Ama genelde izin verir fakat "SONUÇLARINA DA KATLANIRSIN" der kısaca..
Özetle; Ayetten, şeytanın insanları kışkırtma, ayartma ve fıtratlarını bozma yani Allah'ın yaratışını değiştirme plan ve çabasında kısmen başarılı olacağını anlıyorum ben.. Ve Allah da buna bir bazı hikmetlere binaen izin vereceğini..
Bu hikmetkerden bir tanesi ise; "Bu durumu kendi elleri ile haketmeleri ve buna layık olmaları.." olabilir şüphesiz.
Asıl konuya geri dönmek gerekirse; AŞILARIN, aslında basit bir "hastalık önleme" çabası filan değil, doğrudan insan DNA'sı ile oynama ve fıtratı bozma amaçlı şeytani bir proje olduğu iddia edilmektedir.
Gerçekten asıl hedef; sadece bedeni değil, Kur'an'ın işaret ettiği o ahlaki zaaflara (düşünmeden taklit, kontrolsüz şehvet) daha yatkın, muhakemesi zayıflatılmış bir insanlık oluşturmak olabilir mi.?
Kur'an Ayetleri ve Şeytanın Lanetlenmesi
Bu noktada, daha önceki bir köşe yazımda da dile getirdiğim Kur'an-ı Kerim'in Nisa Suresi 118 ve 119. ayetleri aklıma geliyor yine;
Bu ayette; "Allah o şeytana lanet etti. Ve o da; "Elbette senin kullarından belirli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara sokacağım, ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, onlara emredeceğim de Allah'ın yaratışını değiştirecekler" dedi.
Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o, apaçık bir ziyana uğramış olur.
Bu ayetlerde geçen "Allah'ın yaratışını değiştirecekler" kudsi ifadesinin bir manası da AŞILAR ve bu dehşetli tahribat "AŞILARLA MI YAPILIYOR ACABA" diye insan düşünmeden edemiyor!
Çünkü ben bu ayetlerden, şeytanın ve şeytani bir planın gelecekte İNSANIN FITRATINA AÇIKÇA SALDIRACAĞI manasını anlıyorum..
Tespitlerime göre Şeytanın en iyi, en hızlı, en keskin ve en SİNSİ fıtrat bozma silahı ise aşılardır.!
Görünen o ki malum Küreselci tayfa, bu şeytanî planın icracısı olarak ziyadesiyle amaçlarına ulaştılar ve milyarlarca insanın FITRATINA sirayet ettiler..
BİLİMSEL GERÇEKLER VE BEBEKLERİN ESİRLİĞİ
Aşıların Bilimsel ve Doktor Görüşleri
Bu manevi ve etik skandalların yanı sıra, aşıların fiziki etkileri de bilimsel olarak mutlaka sorgulanmaktadır:
Ünlü Alman tıp doktoru ve aşı eleştirmeni Dr. Gerhard Buchwald'ın 40 yılı aşan araştırmaları sonunda vardığı sonuç gerçekten çarpıcıdır; "AŞI KORUMAZ, AŞI YARDIM ETMEZ, AŞI TAHRİP EDER."
Dr. Gerhard Buckwald'a göre; Herhangi bir aşının (domuz gribi aşısı da
dahil) hastalıklara karşı koruyucu olduğunu ispat eden herhangi bir veri yoktur. Yani hiçbir aşı korumaz. Aksine her aşı bağışıklık sistemine karşı açılan bir savaş olup büyük hastalıklara hatta ölüme bile
açılan bir kapıdır!
Mesela; Dr. J. f. Graetz ise aşının yanetkileri nedeniyle hastalananların hemen hemen hepsinde farklı derecede beyin tahribatı olduğunu tespit etmiştir..
Yine ünlü Amerikalı çocuk doktoru Henry Bieler'e göre "Aşıların hastalıklar üzerinde hiçbir olumlu etkisi yoktur çünkü hastalıkların asıl sebebi mikroplar değildir. Hastalıkların sebebi toxemia (vücutta toksik madde toplanması) ve toxemia'nın hücre düzeyinde sebep olduğu bozulma ile mikropların çoğalması ve aktifleşmesine uygun ortam oluşmasıdır."
Türkiyede yüzbinlerce hayranı bulunan ve büyük saygı görüp hala kendisine arkasından dua edilen Dr. Aidin Salih bu konuda şunları söylüyor; "Günümüzde bütün aşıların üretiminde genetik klonlama ve rekombinant DNA teknolojisi kullanılmaktadır. Kullanılacak DNA parçası, maymun ve domuz da dahil olmak üzere herhangi bir organizmadan alınabilir. DNA parçasında genleri manipüle edilir ve bu şekilde rekombine edilmiş DNA parçası aşılarda kullanılır. Aşılardaki Rekombinant DNA insan DNA'sına 'sıçramakta' ve kalıcı olarak yerleşmekte, özelliklerini değiştirmekte ve bozmaktadır.!
"AŞI; enjeksiyon, ağız, burun, vajina mukozası veya genetiği
değiştirilmiş besinler yolu ile hücre çekirdeğine ulaşmakta, yumurta ve sperm hücreleri dahil hücre genomuna yerleşmektedir. Tavuk, buzağı, tavşan, maymun ve domuz DNA'sı aşı ile kalıcı olarak insan genomuna karışmaktadır. Bu demektir ki insan tavuklaşacak, sığırlaşacak, tavşanlaşacak, maymunlaşacak veya domuzlaşacak ve gelecek nesilde bu hayvanların fiziksel ve ruhsal özellikleri gibi fenotipik değişiklikler görünür hale gelecektir. Kur-an'ı Kerim'de Maide Suresi 60. ayette bu durum bildirilmiştir..
Donald Trump'ın Otizm ve Aşı İtirafları
Amerika başkanı Donald Trump'ın itirafları da çok düşündürücüdür.
Zira hükümet ve siyaset noktasında en büyük tepkilerden birini vermiştir;
"Otizm oranlarının 20.000'de bir seviyelerinden, erkek bebeklerde 12'de bire kadar yükseldiğini" ve bunun sebebini bebeklik aşıları olarak göstermiştir.
Hiç aşı yaptırmayan Amiş topluluklarında ise otizmin neredeyse hiç olmadığını belirtmiştir.
Yeni Doğan Bebeklere Yönelik Endişeler ve Uyarılar
Bende bu konuda Donald Trump'dan farklı düşünmüyorum kesinlikle zira benim nazarımda bütün yeni doğan bebekler şeytani-sinsi bir plan ve projeye kurban gidiyorlar.!
Gitmeyenler nadirdir ve ebeveynler bu konuda maalesef hâlâ açıkça uyuyorlar..
İçine Konulanları Bilseydiniz Yine de Aşı Olur muydunuz.?
İçine Konulanları Bilseydiniz Yine de Aşı Olur muydunuz.?
Gavin de Becker'ın Uzmanlığı ve İtirafları
Kendisi çok ünlü bir güvenlik uzmanı olup "The Gift of Fear" kitabınında yazarı olan ve bu kitabı milyonlarca satıp bir "bestseller" olan, dahası şu an bazı çok ünlü isimlere, hükümetler ve büyük şirketler için tehdit analizi yapan, yine daha önce 3 kez ABD başkanları tarafından atama almış (Reagan, Clinton ve Bush), hatta Bush döneminde Adalet Bakanlığı ve CIA danışmanlığıda yapmış, güvenilir ve saygın bir isim olarak kabul edilen, kitaplar yineı FBI ve CIA gibi kurumlarca referans alınan, şiddet yönetimi ve tehdit araçları konusunda dünyanın önde gelen otoritelerinden biri olarak kabul edilen Gavin de Becker bir programda aşı içerikleri ile alakakı müthiş itiraflarda bulunuyor..
Buyrun onun ağzından aşıların içeriğinde neler olduğunu dinleyelim;
☆Kurutulmuş ördek embriyosu,
☆Tavuk kanı,
☆İnsan safrası,
☆Öğütülmüş sıçan dalağı,
☆Haşlanmış domuz derisi,
Video da Gavin de Becker, bunları saydıktan sonra şu cümleri söyleyip tekrar ifşalarına devam ediyor;
"Ama geçmişi bir kenara bırakalım. O zamanlar çılgınca davranıyorduk.
Günümüz aşılarındaki modern içerikler şunlar;"
Aşıların İçerdiği Modern Maddeler
☆Yine haşlanmış domuz derisi,
Tavuk embriyosu proteini,
☆Sığır fetüsü kalp kanı,
☆İnsan fetüsü (yani cenin, yani anne karnından kürtaj yoluyla alınan bebek..)
☆Köpek balığı karaciğer yağı,
☆Solucan yumurtalı proteinleri,
☆Maymun böbreği DNA parçaları.!
☆Kertenkele bacağı..
Evet, NASIL dostlar?
Bu arada tüm saydıklarının hemen hepsini merhume Dr. Aidin Salih hanımefendi de saymıştı..
Şimdi az önce başlıkta sorduğum soruyu ufak bir değişiklik ile ama tekrar sormak istiyorum;
Artık İçine Konulanları Az Çok Biliyorsunuz, Yine de Aşı Olacak mısınız.?
O Masum, Günahsız Bebeklerinizi, O Allah'ın Size Olan Nimetini ve Emanetini, Kendi Elleriniz İle Yine Aşı Yaptırmaya Götürecek misiniz.?
PEKİ BİRDE AŞILARIN KİMYASAL KISMINA BAKALIM MI.?
Ahmet Soyak'tan Aşıların Kimyasal İçeriği;
Gelin bu kısmıda aşılar ve topuk kanı ile alakalı yıllardır büyük mücadele veren, bu mücadeleye öncülük eden, Türkiyeyi uyandıran nadir isimlerden biri olup büyük hizmetleri bulunan hatta ağır bedellerde ödeyen ve kendisi oldukça ehl-i tahkik bir isimde olan Ahmet Soyak'tan dinleyelim;
"Bunların birde kimyasal boyutu var; Aliminyum, Civa, Formaldehit, polisorbat 80, antibiyotikler, tuz ruhu, elsabunu maddesi olan sodyum hidroksit, çin tuzu olarak bilinen monasodyum glutamat (MSG), gibi, dezenfektanlarda olmak üzere böyle bir çok çeşit zehir skalası var.."
"Bunlar resmi prospektüslerde yazan bilgilerdir.. Yani kafamızdan uydurduğumuz şeyler değildir.."
Ve devam ediyor Ahmet Soyak; "Sizi aşı olmaya zorlarlar ama bir şey olursa ortada sorumluk alan, sorumlu olacak hiç kimse yoktur.."
"Aşıdan sonra problem oldu diye kimseye bir şey ispat edemezsiniz.."
"Olan sadece size olur.
Ömür boyu kendi derdinize ağlarsınız.."
Ebeveynlere Çağrı ve Sorumluluklar.! GELECEĞİNİZ VE BEBEKLERİNİZ ÇALINIYOR NEREDESİNİZ.?
İşte Kur'an'ın 1400 yıl önce Maide suresi 60 ve Nisa suresi 118-119 ayetlerindeki bu ilahi ikazı, asırlar sonra modern tıp kılıfı altında yapılan "yabancılaşmanın" ve "FITRAT BOZULMASININ" en büyük delili ve geleceğe bakan en keskin uyarısı olabilir mi acaba?
Daha önceki bir yazımda yine belirttiğim gibi; Bu konuda Gazze’den beter bir durundayız diye inanıyorum.
Çünkü onlar bombalarla öldürülüyor ve ŞEHİT oluyorlar, Cennetlerini ve ebedi saadetlerini kazanıyorlar!
Oysa bizler, evlatlarımızın manevi ve fiziki bütünlüğünün yok edilişine seyirci kalıyoruz..
KİM KAYBETTİ KİM KAZANDI ŞİMDİ.?
Şeytani bir bilim olarak nitelendirilen bu yapılanlara karşı, anne ve babalara sesleniyorum;
EY ANNE-BABALAR.!
Yıllardır uyuduğunuy yeter.. Sizlerin bu uyuyuşu millete ve ümmete çok pahalıya mâl oluyor.!
Bebekleriniz sizler için en değerli bir hazine değil mi.?
Onlar size Allah'ın hem bir nimeti hem bir emaneti değil mi.?
Hem de bir göz aydınlığı değil mi.?
O halde bu gaflet, bu umursuzluk, sorumsuzluk, atalet NEDEN.?
Hatta bu KORKU neden.?
Böyle dehşetli ve tarifsiz bir tehlikeye karşı tepki veremeyecek kadar ya da AŞI BASKILARINA direnemeyecek kadar aciz misiniz.?
Bebeklerinizi aslında KİME teslim ediyorsunuz öyle.?
NASIL feda ediyorsunuz böyle.?
Halbuki sizler, o masum bebeklerin yanındaki, bir nevi Allah'ın o koruyucu melekleri gibi değil misiniz.?
O bebekleri ölümüne korumanız gerekirken birde onları kendi ellerinizle AŞIYA MI götürüyorsunuz.?
Siz onları aslında KİME götürüyorsunuz, NEYE teslim ediyorsunuz, NASIL bir şeytani projeye kurban ediyorsunuz öyle.?
Bu kadar mı gaflete düştünüz.?
Hakikatten bu kadar mı koptunuz.?
Araştırmadan, soruşturmadan, sorgulamadan bu kadar mı uzak düştünüz.?
Kalpleriniz bu kadar mı bozuldu.?
Ne yuyorsunuz, içiyorsunuz, izliyorsunuz ve nelerle meşkul oluyorsunuz da bu hale geldiniz.?
Allah'ın bu büyük nimetine, emanitine, lütfuna nasıl böyle nankörlük edebiliyorsunuz.?
O masum, tatlı, cennet kokulu bebeklere nasıl kıyabiliyorsunuz.?
Yoksa dizi, film, maç, yahut acun'u izlemekten böyle şeyleri düşünmeye ve araştırmaya zaman mı bulamıyorsunuz.?
Şunu bilin ki; Ahirette, en kötü emanete ihanetten tabiri caizse yakalanacak ve TUTUKLANACAKSINIZ.!
Hem hangi dünyevi mesele bundan daha büyük olabilir.?
Hem ayrıca görmüyor musunuz ki; O masum bebeklerin topuklarına batırılan her iğne ise, sadece kan almıyor, onların geleceğinide çalıyor.! SMA hastalığı ve ilaçları için müşteri aranıyor sanki..
SAHTE test ve pozitiflerle bebeklerinde, anne-babalarında gelecekleri çalınıyor..
Topuk Kanı saçmalığında ki anormallikleri, rezillikleri, dönen çarkı ve rantı görmüyor musunuz.?
Yahu o zaman sizler neyi görüyorsunuz.?
Yahut bakışınız mı YAMUK DA baktığınız şeyleri YAMUK olarak görüyorsunuz.?
Sakın unutmayın ve kendinizide kandırmayın; Çünkü sizler, Sessiz kaldığınız her an, bu zulme rıza gösteriyor ve bu tarifsiz vebalin belki suç ortağı oluyorsunuz.!
Ve meşhur bir kaidedir ki; Zulme rıza ZULÜM, küfre rıza KÜFÜRDÜR.!
Bebeklerinizi kendi elleriniz ile şeytani bir plan ve projeye alet edip kurban etmeyin sakın.! Bundan TİTREYİN.!
Ve daha önce yayınladığim AŞI ŞİİRİMİN bir bölümünde de dediğimi hep hatırlayın “Bebekler bence şeytani planın mazlum bir ESİRİ, İşte böylece iflas ettirildi, insanlığın GELECEĞİ!”
SON SÖZ;
Yukarıda sorduğum bazı soruların cevabını ve ayetlerle alakalı yazdıklarımı hüküm keserek vermek, tabiki bir köşe yazarının değil, bilim insanlarının ve fıkıh alimlerinin işidir.
Bizim görevimiz, bu büyük ihtimali ve ayetin derin uyarısını insanların vicdanına ve aklına taşımaktır. Ve yapmaya çalıştığım şey budur..
Evet insanlık, müthiş bir fıtratı koruma sınavı veriyor.!
Bakalım bu sefer, bu imtihandan geçer not alabilecek miyiz.!
Önemli Not; O masum bebeklerin hatırı için, insanlığın hatırı için ve FITRATIN KURTULUŞU için bu yazıyı ve bilgileri DUYURUN, YAYIN.. Böylece o masumların kurtuluşuna vesile olun.. İnsanları haberdar edin.. Çünkü onların çoğu bilmiyorlar..
Selam, Dua ve Hürmet ile..
Eyvah.! Aşılarla Fıtrata Saldırı.! Domuzlaştırılıyor muyuz.?
Yayınlanma :
01.11.2025 09:25
Güncelleme
: 01.11.2025 09:25
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: