99 Yıl Önce Bir Mühür ve Bir Müdürle Açılan İmam- Hatip’lerin Bir Asırlık Serüveni
Eğitim tarihimizde “ İmam- Hatip Okulları” kadar trajedi yaşayan başka bir eğitim kurumumuz yoktur. Post modern darbe olarak yaşanılan malum 28 Şubat döneminde bu okullarla, bu okullarda okuyan öğrencilerin maruz kaldığı haksızlıkları unutmuş değiliz. Çok şükür o günler, bugün itibariyle çok geride kaldı. Türk halkının sevgisine mazhar olan bu okullar, inşallah bundan böyle bir daha 28 Şubat trajedisi yaşamazlar.
Çok yaşayan mı, yoksa çok gezen mi? Allah bana ileri yaşıma ( seksen) rağmen çok şükür hem uzun ömür verdi, hem de eğitim seminerlerim dolasıyla yurt içinde ve yurt dışında bir çok okulları yakından tanımamın yanında, çok değerli dostlar edinmeyi de nasip etti. Allah’ıma şükür şikâyetçi değilim. Hala da koşuşturmaya devam ediyorum.
Bu nedenle seminerlerim vesilesiyle okullardan ayağım kesilmedi. Geçtiğimiz hafta “ İmam- Hatipler Haftası” dolayısıyla Menemen Şehit Hakan Gülşen Proje İmam- Hatip Lisesi Müdürü Sayın Kenan Kılıç beyefendinin davetiyle Menemen Şehit Hakan Gülşen Proje İHL öğrencileriyle beraber oldum.
.Seminerlerim dolayısıyla gittiğim okulları, bahçesinden itibaren gözlemlerim. Okul bahçesine adım atar atmaz okulda nasıl bir yönetim, nasıl bir eğitim, nasıl bir öğrenci profilinin bulunduğu hakkındaki kanaatlerimde pek yanılmamışımdır. Menemen Şehit Hakan Gülşen Proje İHL ‘ne girdiğimde temiz, tertemiz bir okul bahçesi, misafir olduğumu gören görevlilerin
nezaketle karşılaması, binaya girer girmez okul binasında okulun tarihçesi, okulların serüveni ve İmam- Hatiplere hizmet edenlerin katkıları, resimleri, bir vefa örneği olarak gayet güzel bir şekilde resim, yazı ve görsellerle donatılarak geçmiş ile gelecek arasında köprü oluşturulmuş.
İlk defa karşılaştığım okul müdürü sayın Kenan Kılıç Beyefendi’nin kendine yakışan uyumlu kıyafeti, odaya girip – çıkan öğrenci, öğretmen, velilere babacan davranışı ve temsil kabiliyetine haiz şahsiyetiyle saygı duyulan bir kişiliğe sahip. Kısacası okulu ile bütünleşmiş bir idareci. Bir ara kendilerinden lavabo bahanesiyle izin isteyerek odasından çıkıp okula ait birimleri gezdim. Ne tuvalet kapılarında, ne sınıf ve sıralarda ve diğer birimlerde gözü tırmalayıcı yazı -çizi görmedim. Nitekim okulun bu özelliği dolayısıyla Din Eğitimi Genel Müdürlüğü de 2023 yılında “ TEŞEKKÜR BELGESİ” ile okulu taltif etmiş. Seminerim ise başta okul müdürleri Kenan Kılıç beyefendi ile birlikte yine aynı okulu beraberce paylaşan İHO. Okul Müdiresi sayın Emine Bilgiç hanımefendi, öğretmen, öğrenciler olmak üzere İzmir’den gelerek seminerimizi şereflendiren okulumuzun eski öğrencilerinden iş adamı Sayın Şerafettin Güngör tarafından da ilgi ile izlendi. Öğrenci ve öğretmenlerin kıyafetleri gayet mazbut. Diğer bazı okulların öğrencilerinde gördüğüm küpe, kollarda ve boyunlarda döğmelerden hiç birini bu okulun öğrencilerinde görmedim. Seminer için gittiğim bazı okullarda öyle manzaralar görüyorum ki saçının yarısı yeşil, yarısı sarıya boyanmış, pantolon da kaç tane yırtık olduğu belli değil, saç sakalı birbirine karışmış, sınıflar öylesine, tertip düzen hak getire. Bu yazdıklarımda maalesef zerre kadar abartı yok.
Ülkemizde eğitimin yükü, okul müdürlerinin omuzları üzerindedir. Okul müdürü okula sahip çıkarsa o okulda eğitim vardır. Menemen Şehit Hakan Gülşen Proje İmam- Hatip’de okluna ve öğrencisine aşık, eğitim sevdalısı bir müdür var. Sayın Kenan Kılıç beyefendi kardeşim okul müdürlüğünün yanında, sivil toplum kuruluşlarındaki sosyal faaliyetleriyle de aktif bir kişiliğe sahip. Gerek okul içindeki kariyer günleri, şiir dinletileri vs. sosyal etkinliklerle öğrencilerine de kişilik kazandırma yolunda gayreteler içinde. Kendilerini yürekten tebrik ediyorum.
“ İmam- Hatipler Haftası” dolayısıyla beni okuluna davet ederek vesile olduğu için sayın Kenan Kılıç bey kardeşime teşekkür ederken “ İmam- Hatiplerin Dünü ve Bu günü ” konulu verdiğim seminerimi sıcağı sıcağına siz okurlarımla da paylaşmayı uygun buldum. Buyurun:
İmam- Hatiplere karşı düşmanca tavır içinde olanların azgınlığına karşı, Türk halkının kahir ekseriyetinin bağrına bastığı derslik binaları, pansiyonları dahil, eğitim alt yapısı halk tarafından inşa edilerek, bir mühür bir müdürle 99 yıl önce eğitime başlayan bu okullar, milli eğitime en az maliyetli öğrenci yetiştiren okullar olmuştur. Mezunları da istihdam edildiği yerlerde, diğer okul mezunları gibi görevlerini başarı ile yürütmektedirler. Bu arada ülkemin en çok sevdiğim tarafı, sepetinde pamuk varsa gelebileceğin yere kadar geliyorsun. Nitekim azgınların “ Muhtar” bile olamaz dedikleri bu okul mezununun nerelere kadar geldiği hepimizin malum.
99 yıl önce “İmam- Hatip Mektepleri” adı ile 924 yılında 29 merkezde açılan bu mektepler 4 yıllık ortaöğrenim
seviyesinde eğitim yapan okullardı. 1929 yılında 27 si kapatılarak sayıları ikiye düşürüldü. 2'ye düşen İmam Hatip Mektepleri 1930'da tamamen kapatıldı. Siyasi polemiğe girmemek için neden, niçin? Kapatıldığının ayrıntısına girmek istemiyorum. Merak edenler ayrıntısını araştırarak öğrenebilirler. Akabinde ihtiyaca binaen 1948 yılında “ CHP iktidarı tarafından İmam- Hatip Kursları” ismiyle İstanbul’da açılan kurslar, İmam- Hatip sevdalısı ve okulun ilk müdürü merhum Celalettin Ökten Hocafendinin gayretleriyle bugünkü AİHL ile Proje İHL’erin başlangıcı, projesini ve müfredatını hazırlayarak D.P hükümetine kabul ettirdiği ilk İmam- Hatip Okulu 1951 yılında İstanbul’da eğitime başlar. İstanbul’da açılan İ.H.Okulu’nu Ankara, Konya, Adana, Isparta, Kayseri ve Kahramanmaraş illeri takip eder. Halk arasında büyük ilgi gören İ.H.Okullarının derslik binaları ile pansiyonları iki binli yıllara kadar genelde yüzde doksan itibariyle tamamen halk tarafından inşa edilmiştir.
Devlete yük olmadan kesintili olarak 99 yıldır eğitim hayatında yer alan bu okulların dostu olduğu kadar, maalesef düşmanı da eksik olmamıştır. İlk İmam-Hatip Okulunun İstanbul’da eğitime başlaması ile kendi il ve ilçelerinde de açılması talebiyle Anadolu’dan gelen heyetler, dönemin Milli Eğitim Bakanı merhum Tevfik İleri’ye müracaatlarında, rahmetli: “Siz ne diyorsunuz? Mevcutların kapatılması için bana Türkiye Cumhuriyetinin bütçesi kadar rüşvet teklif ediliyor.” diyerek bu konuda büyük baskı altında olduğunu itiraf etmiştir.
1960 İhtifalinden sonra, binaları halk tarafından inşa edilerek İmam- Hatip Okulu açma taleplerine bigâne kalamayan
dönemin A.P. iktidarı yenilerini açmak zorunda kalmıştır. Bu okullarda 7 sene okuyan öğrenciler lise mezunu sayılmıyorlardı. Kendini savunun adamın cabalarıyla 1975 yılında lise mezunu sayılmaları sonucu okullara olan ilgi artmış ve 1980 darbesine kadar sayıları 274’e ulaşmıştı.
12 Eylül darbesinden sonra iktidara gelen rahmetli Özal ile Özal’ın efsane Milli Eğitim Bakanı sayın Mehmet Vehbi Dinçerler’in de İ.H. Okullarının gelişmesinde çok büyük katkısı olan büyüklerimizdendir. Özal’ın ilk kabinesini kabul eden Evren, kabine toplantısından sonra Milli Eğitim Bakanı Sayın Mehmet Vehbi Dinçerler beyefendiye “ Sayın bakan İHO’nun sayısı 274 dür, 275 olmayacak” talimatını verir. Bu tarihi olayın açıklamasını Bakanımız sayın M. Vehbi Dinçerler’ den dinleyelim:
“ Avusturya ve Almanya’da çok sayıda işçi çocuklarımızın bulunması nedeniyle bu ülkeler, Din bilgisi derslerinin ‘Almanca’ bilen öğretmenler tarafından okutulması şartını koyunca, ülkemizde Almanca bilen öğretmen yetiştirme ihtiyacı karşısında 274 olan okul sayısının, 275 olmaması ile ilgili Kenan Evren’in aldırdığı M.G.Kararını rahmetli Özal cesaretiyle kaldırtarak 275. si Almanca eğitim yapan Beykoz Anadolu Lisesi ve akabinde de Kartal AİH Lisesi ve diğerleri açılır.” Bu okullara sınavla öğrenci alınması sonucu, AİH Liselerinin başarı grafiği kısa sürede dikkati çekti ve 28 Şubat öncesi genel liselerin başarısı %21 iken, İHLiselerinin başarısı %27 ye yükselmiştir.28 Şubat öncesi AİH’den arka arkaya ÖSS de derece yapan öğrencilerin çıkması, bu okullara şaşı bakanları ürkütmüş, nitekim o yıllarda ismi herkes tarafından
bilinen ünlü bir Prof’un iri bir gazetede: “ Bizim burjuva çocukları sahillerde kısa donla kız peşinde koştururlarken mollalar, Siyasal ve Hukuk Fakültesinin sınıflarını doldurmaya başladı.” yazısı sonucu, halk ne istiyorsa ona karşı çıkan, halkın değerlerine yabancı azgınların eline fırsat geçince 107 si AİH lisesi ile birlikte sayısı 604’e ulaşan okul sayısı, katsayı mağduriyetiyle kapanma noktasına getirilmiştir.
2000 yılına kadar binası devlet tarafından yapılan İHO sayısı, bir elin parmaklarını geçmezken, 600 İHO’nun binaları tamamen halk tarafından inşa edilerek bir müdür ve bir mühürle açılmıştır. Derslik binalarının yanında yardımseverler tarafından inşa edilen pansiyonlarda Anadolu’nun fakir ve dar gelirli aile çocuklarının oklamaları sağlanmıştır. Ben de yardımseverler sayesinde bu okullarda okuyan öğrencilerden biriyim. Allah kendilerinden razı olsun.
İki binli yıllardan sonra azgınların travmasını atlatan bu okullar, Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı döneminde projesi dönemin Din Eğitimi Genel Müd. sayın Nazif Yılmaz’a ait Proje İmam- Hatip Liseleri açılmaya başlanmıştır. Sayın Nazif Yılmaz’ın halefi Sayın Nezir Gül beyin de gayretleriyle Proje İHL’nin sayısı artarak bugün itibariyle 58 ‘e ulaşmıştır. Proje İHL’nin devreye girmesiyle okulların başarısı da 28 Şubat öncesi Anadolu İmam- Hatiplerin yakaladığı başarı seviyesini yakalamışlardır.
Bugün itibariyle 3541 İH Ortaokulunda 710.264, 1635 AİHL ile 58’e ulaşan PİH Liselerinde okuyan öğrenci sayısı da 515.953 öğrenci ile milli eğitimin temel ilke ve ülküleri doğrultusunda eğitimlerine devam etmektedirler.
Türk halkının sevgisine, desteğine rağmen bütün zorluklara ve engellemelere rağmen okulların bu noktaya gelmesinde emeği geçenlerden okulların ilk müdürü merhum Mahmut Celalettin Ökten hocamız olmak üzere, ilk 7 ilimizde açılan okulların kapatılması için kendilerine Türkiye bütçesinden daha büyük meblağ rüşvet teklif edilerek kapatılmasını isteyenlere karşı direnen ve bu teklifi yapanları bakanlıktan kovan Yassı Ada demokrasi şehidimiz merhum Tevfik İleri, 7 sene okumamıza rağmen bizleri lise mezunu saymayan azgınlara karşı 1975 yılında verdiği mücadele ile “ LİSE MEZUNU” sayılmamızı sağlayan kendini savunan adam, milli güvenlik kurulu kararı ile sayısının 275 olmaması için alınan M.G.K. kararını elinin tersiyle iten cesur insan rahmetli Özal, okulun başarılarının artması için sınavla öğrenci alan AİH Liselerini açan cesur başbakanın yürekli bakanı sayın M, Vehbi Dinçerler, iki binlerden sonra korkusuz adamın da cesaretiyle bu okullar, övey evlat muamelesi olmaktan çıkarılarak devletin diğer okullara yaptığı okul binaları gibi okul binalarında eğitim ve öğretimlerini sürdürmektedirler.
Geçtiğimiz yıl seminerlerim vesilesiyle Biga, Çanakkale, Konya ve muhtelif il ve ilçelerde gördüğüm Proje İmam- Hatiplerle geçtiğimiz hafta misafiri olduğum Menemen Şehit Hakan Gülşen Proje İ.H.Lisesi’nde müdüründen öğretmen ve öğrencisine kadar gördüğüm gayret ve samimiyet, okulların geleceğine ait umutları yeşertmiştir.
Anadolu çocuklarının eğitimde çıkış kapısı olan bu okulların bu noktaya gelmesinde emeği geçen ismini saydığım ve sayamadığım büyüklerimizden, hamiyetperver halkımızdan Allah razı olsun. AMİN…
Not: Seminer için okuluna davet eden Okul Müd. Sayın Kenan Kılıç beyefendi kardeşime tekrar teşekkür ederim. Bu arada seminerle ilgili gelen mesajlardan birkaç tanesini de siz okurlarımla paylaşmak istedim:
Öğret. N. Aslan : Hocamız İ.Hatiplerin kuruluşu ve 28 Şubat dönemine ait daha geniş bilgi verebilirdi.. Çünkü o günleri yaşamış çok az öğretmen var okulumuzda. Ancak sayın hocam semineriniz öğrencilerimiz için çok yararlı oldu. Çok teşekkür ederiz.
Öğret. Çiloğlu: Hocamızın cezaevlerindeki gençlerle ilgili gözlemleri ve suça bulaşmış gençlerin durumları öğrencilerimiz üzerinde çok etkili oldu. Bu tür seminerlerin tekrarlanmasında yarar var.
Öğret.A. Demircan: Hafta sonu Manisa’da idim İngolstatd Bulvarını görünce hocam, sizin sadece liseye değil, Manisa’ya olan emeğinizi de hissettim. Hem başarılı, hem de başarısız öğrencilerinizden aldığınız cevapları öğrencilerimiz çok dikkatle dinledi ve yararlı oldu. Çok teşekkür ederiz.
Öğrenci Buğra Rahat: Sunum çok güzeldi ve çok etkileyici idi. Özellikle suça bulaşmış gençlerin düştükleri durumları bizler için ibret verici idi.
Öğrenci K. Tekeli: Başarılı öğrencilerin vakitlerini nasıl verimli kullandıkları, başarılı olmak için izledikleri yol ve verdikleri cevaplar, bizim için çok yararlı oldu. Bilgilendirdiği için hocamıza teşekkür ederiz.
Öğrenci B. Altunten: Hocamız seminer uzun sürdüğü için “sıkılanlar çıkabilir” diye izin verdiği halde birkaç kişinin dışında salondan çıkan olmadı hep beraber hocamızı dikkatle dinledik şahsen benim ve arkadaşlarım açısından yararlı bir seminer oldu.
www.kadirkeskin.net
Yorumlar
Kalan Karakter: