Ömer
1975 yılıydı; henüz on üç yaşımda olduğum halde otuz beş yaşlarında bir adamla nişanlayarak okuldan alındığım zor yılım. Kasabamıza yeni atanmış, mahallemizde oturan öğretmen genç kız hem arkadaşım, hem zor zamanlarımda dünyaya açılan kapım olmuştu. Fırsat buldukça onun bekar evine kaçar, birlikte Alaşehir'e giderek aldığımız, annemlerden gizli gizli okuduğum kitaplarımı onun evinde saklardım.
Yine ona kaçtığım bir gün evde yalnız değildi öğretmen arkadaşım. Oldukça uzun boylu, upuzun dalgalı saçlı, kasabamızda görmeye alışık olmadığım yakışıklı bir genç vardı evinde. Erkek kardeşiymiş, Kütahya'dan ablasını ziyarete gelmiş meğer. Öğretmen arkadaşım benden sekiz, kardeşi de altı yaş büyüktü ama o gün o küçücük zemin kat bekar evinde hep ben konuşmuş onlar iki kardeş yüzlerinde gahi tebessüm gahi hüzünlerle yüzüme bakarak beni dinlemişlerdi.
Bu köylü, boyundan büyük dertleri ve hayalleri olan küçük kızı pek sevmişlerdi belli ki. Belki başka duygularda beslemişti şehirli, yakışıklı Ömer o küçük köylü kıza ama küçük kızın daha o yaşında durumu pek karışıktı.
Belki bu yüzden o gün ilk ve son oldu hayatlarında yüz yüze görüşmeleri.
Köylü küçük kız babasına karşı mücadelesini kazanarak nişandan kurtuldu, hatta ortaokul son sınıfı dışarıdan bitirip, mektupla aday kaydını yaptırarak yatılı okul kazandı Ankara'da ve sonrasında pek çok memleket köşesinde roman kahramanları için bile abartı zor hayatına, her şeye rağmen kendi olma, hayallerine kavuşma mücadelesine devam etti.
Şehirli yakışıklı Ömer de bilemediği Almanya'lara kadar uzanan hikayesine...
Aradan kırk yıl geçmiş ve facebook sayesinde yeniden karşılaşmışlar, çekingen cümlelerle hal hatır sormuşlardı. Sonrası uzaktan ara sıra, o küçük tatlı köylü kıza neler olmuş böyle dercesine şaşkın beğenilerle, hesabı kapayıp gidip gelmelerle sürmüştü. İkisi de hayatlarına tek başlarına devam etmek zorunda kalmışlar, yeni bir denemeye de cesaretleri, halleri kalmamıştı.
Hatta ablanın kuzenle evlenmesiyle akraba olunduğundan yeğenin düğününde karşılaşmışlar yine çekinerek geldiği ailecek oturulan masada kısa bir mahçup konuşmaları bile olmuştu...
Bir gece nedensiz kasvet haliyle uyuyamama sonrasında yasin okudum, saat sabaha karşı dört sularıydı. Tam bitiminde okumak istediğim bir salavata bakmak için telefonumdan facebooka girdiğim an öğretmen arkadaşımın paylaşımı dikkatimi çekti, hızlıca göz gezdirdim, inanamadım, yeniden yeniden okudum.
"Üç gün önce kaybettiğimiz kardeşimiz Ömer'in vefatı nedeniyle arayan, yalnız bırakmayan dostlara teşekkür ederiz." diyordu. Hayat bu kadar acı sürprizlerle doluydu işte.
Nesi vardı ki Ömerciğin! Çok boynu bükük duruyordu resimlerinde, yoksa yaşamak mı istememişti artık, ya da bir kaza mıydı ki onu erkenden sevenlerinden, sevdiklerinden ayıran. Artık pek de önemi yoktu, onun sadece dualara ihtiyacı vardı ve henüz bitirdiğim yasini onun için okumuş olduğumu hissederek gözyaşları içinde ruhuna hediye ettim.
Sonra sevimsiz bir görev olsa da yapmak da vefa borcu olan sayfasına taziye mesajımı yazdım bir buket gül eşliğinde. "Çok üzgünüm ilk gençlik yıllarımın zarif delikanlısı! Bu kadar mı acelen vardı! Neydi seni bu dünyaya küstüren, erkenden aramızdan ayıran bilemiyorum; Mekanın cennet olsun hatıralarım arasında güzel bir yere sahip, 70'li yılların uzun saçlı, uzun boylu yakışıklı Ömer'i...
Bizden yana bir gönül kırıklığın varsa, yıllar sonra karşılaşmışken gerektiğince davranamamış isek affet." ve evlilikten yüzünün gülmediği, en çok da baba olamadığına üzüldüğünü bildiğimden,
"İnşallah ebedi hayatında kavuşursun tüm hayallerine." dedim bir de...
Doğum gününde yeğeni dayısının gitar çaldığı videosunu paylaşmış sayfasında iyi ki dayım olmuşsun diyerek, dinleyip bir kez daha duygu seline kapıldım, demek vefatından sonra kısmetmiş gitarını da dinlemek, söyleyemediklerimizi söyleyebilmek dedim ve iki haftadır yazmaya elim varmayan bu taziye yazısını yazmak farz oldu. Nurlar içinde uyusun inşallah. Amin Ya Rab'bi!
Ömercik ile hastalığımız ortakmış meğer, hayatımız değil!. Ama ölüm de son değil!..
İlla Aşk /Adevviye Şeyda
Ömer
Yayınlanma :
28.01.2022 23:49
Güncelleme
: 28.01.2022 23:49
YAZARIN DİĞER YAZILARI