"İslamiyette Bahâ İle Değil Bahâne İle Kazanılır."
Dr. Münir Derman
Dinlediğim ses kayıtlarında rastladığım söz, hatıraları canlandırdı, farkındalığı artırdı. Sıkça sorulan bir sorunun cevabı da olacak olan, konuyla ilgili hatıralarımı ve farkındalıklarımı yazmak istedim.
Kendini bulma, Allah’a ulaşma gayesiyle manevi yolculuk demek olan seyri sulukde ilerlemenin yolları hep merak edilir. Neler okumalıyız, ne yapmalıyız sorusuna muhatap oluyorum bu yüzden sık sık.
Kutsal kitabımız Kur'an'ın ilk ayeti olması da icabı, illa ki okumak çok önemli. Doğru kitapları, kendini, insanları, yaşananları ve tüm yaratılmışlarıyla kainatı okumak. Soruya cevap babından ilk sıraya Kur'an-ı Kerim mealini koymak istiyorum hemen. Düzenli, defalarca okunması çok önemli. Rabbimiz'le konuştuğumuzu hissedene, o lezzeti alana kadar. Zaten o hale eriştikten sonra vazgeçemezsiniz. Okumadığınızda, eksik hisseder, özlersiniz.
İkinci sırada sevgili peygamberimizin hadisleri, üçüncü sırada alimlerin en güzel üçüncü kitap tespiti olan Abdülkadir Geylani Hz.nin sohbetlerinden, hazine değerindeki öğütlerinden oluşan El Fethur Rabbâni Vel Feyzur Rahmâni olmalı.
Daha sonra Hoca Ahmed Yesevi ve Yunus Emre divanları, Mevlâna'nın Mesnevisi. Niyazi Mısri Şerhleri. Şemsi Tebrizi' nin Makalatı.
2011 yılında, halk kütüphanesine üye oldum. Onbeş günde bir gidip üç kitap alarak bitirdim, değiştirdim. Tasavvuf bölümünde elime gelen her kitabı okudum bir yıldan fazla süre. İmam Gazali'nin ve daha pek çok eski alimlerin kitapları.
Sonra 2012 yılında Sabri Tandoğan hocamızın bir videosunda anlattığı Hüsnü Aga hatırasıyla Münir Derman Hz.ne rastladım, çok etkilendim. Kitaplarını okumaya, ses kayıtlarını dinlemeye başladım. Gönlüme en çok dokunan olduğunu farkettim.
2014 yılında nasip olan umre dönüşü, talebesi Sabri Tandoğan hocamızla dört saatlik sohbetle ikilemde kaldığım tüm sorularıma en doğru cevapları alabilmek nasip oldu, ufkum açıldı. Ayrıca nazarına nail olmak yazma dönemini başlattı.
Başta niyet edip Rab'bimizden dilediğimizde ihtiyacımız olan kitaplar ve insanlar sırası geldikçe bir bir çıkarılır karşımıza. Eksilerimiz, artılarımızla kendimizi bilmenin yolu okumak ve ayna olacak insanlarla karşılaşıp faydalanmak, faydalı olmaya ve imtihanları verebilmeye gayret etmek.
Aşk yolculuğunun farkı, artısı ise, ancak çok sevdiğimiz insanı en iyi tanıyabileceğimizden ve en çetin imtihan olması sebebiyle, ayna olarak çok net olması, göklere çıkıp, tam zirvedeyken yere çakılmak gibi bir dönüşüm de yaşamakla farkındalığın daha bariz olması. Bu ayrı bir konu. Aşk yolculuğu herkese kısmet değil ve herkesin harcı da değil. Çok zor...
Asıl yazmak istediğim kazanma sebebimiz olan bahaneler.
Uzun zaman sürecinde, okuyarak bu güzel yolu nasıl yürümemiz, nelere, hangi tuzaklara dikkat etmemiz gerektiğini öğreniriz. Öğrendiklerimizi hayatımıza geçirmekle, ibadetler istikrar kazanır, zikirle kalbimiz temizlenir, huzura erer, değişim, gelişim, imtihanlarla tekamüller gerçekleşir yavaş yavaş, halimiz günden güne iyileşir. Sindirerek olması gerekir çünkü.
Belli bir aşamada hizmet dönemi başlar. O esnada aslında önceki hayatının da bu yolculuğun ön hazırlığı, dersleri, imtihanları olduğunu farkedersin. Anne baban, kardeşlerin, eşin, okul- iş arkadaşların, amirlerin, komşuların ve evlatlarına, otobüste, yolda, çarşıda rastladığın bir sebeple diyaloğun olan tüm insanlara kadar, hayatına bir şekilde girmiş herkesin alman ve imtihanını vermen gereken birer ders olduklarını anlarsın.
İlişkilerinde gösterebildiğin insani inceliklerin derece farklarına kadar, ayetle bildirilmiş olan, hangimizin daha güzel iş yapacağına bakıldığı gereği, her vesile, her davranış, her kelime, her bakış, duygu, düşünce imtihandır. Güçlenmen, kendi gücünün, değerinin farkına varabilmen için yaşaman gereken zorluklar, sıkıntılar, sonunda alınan dersler, ödüller, cezalar.
Taa ki asıl gaye olan sevgili peygamberimizin ve tertemiz ehlibeytinin güzel ahlakına, kötülüğe iyilik kerametine erişinceye kadar...
Manevi Yolculuk -1-
Yayınlanma :
04.01.2021 11:53
Güncelleme
: 04.01.2021 11:53