Günümüz modern yaşamı, çoğu zaman dış görünüşlerin ön planda olduğu bir sahne gibi. İnsanlar ne kadar iyi göründükleriyle, ne kadar “güçlü” durduklarıyla değerlendirilirken, iç dünyalarında neler yaşadıkları çoğunlukla gözden kaçıyor. Depresyon da işte bu sahnenin arka planında sessizce büyüyen bir gölgedir. Bazen kişinin yüzünde tebessüm vardır ama içi karanlık bir odanın soğuk duvarlarına benzer. Bu yüzden depresyonu fark etmek, çoğu zaman en karanlık gölgeyi gündüz vakti görmeye çalışmak gibidir.
Depresyon yaşayan bireyler için her sabah aynı soruyla başlar: “Bugün de baş edebilecek miyim?” Basit görünen işler bile dağ gibi büyür; yataktan kalkmak, bir telefon görüşmesine cevap vermek, sosyal bir ortama girmek… Hepsi kişinin enerjisini beklenenden çok daha fazla tüketir. Çoğu zaman “neden böyle hissediyorum?” sorusu zihnin içinde dolaşır durur, ancak bu soruya mantıklı bir yanıt bulunamaz. Çünkü depresyon, yalnızca bir üzüntü hâli değildir; kişinin düşünme biçimini, duygusal tepkilerini, enerjisini ve hatta bedenini etkileyen bütüncül bir durumdur.
Toplumda depresyon ne yazık ki hâlâ yanlış anlaşılmakta ve hafife alınmaktadır. “Biraz moralini yükselt”, “Dışarı çık iyi gelir”, “Bunlar geçici şeyler” gibi cümleler sık duyulur. Oysa depresyon yaşayan bir kişi için bu sözler çoğu zaman bir duvarın üzerinden atlanmasını söylemek kadar anlamsızdır. Çünkü kişi duvarın ardını değil, önündeki engeli görebilecek gücü bile kendinde bulamaz. Bu yanlış yaklaşımlar, kişinin kendini daha da yalnız ve anlaşılmamış hissetmesine neden olur.
Depresyonun en ürkütücü yönlerinden biri de görünmez oluşudur. Bir insanın kırık kolunu hemen fark ederiz ama kırık bir ruhu görmek zordur. Bu nedenle depresyon yaşayan insanlar çoğu zaman duygularını saklamaya, güçlü görünmeye çalışır. Oysa en çok ihtiyaç duydukları şey, yargılanmadan anlaşılmak ve duygularının ciddiye alınmasıdır. Birinin “iyi misin?” sorusunu gerçekten duyarak sorması bile bu insanların dünyasında büyük bir karşılığa sahiptir.
Toplum olarak depresyonu anlamanın yolu, onu küçümsemekten değil, gerçeğini kabul etmekten geçer. Dinlemek, sabır göstermek, zorlayıcı ifadeler kullanmadan yanında olmak, bir kişinin karanlıktan çıkma yolculuğunda önemli bir adımdır. Profesyonel destek almak depresyon yönetiminde kritik bir rol oynar; ancak kişinin buna adım atabilmesi için önce anlaşılmaya ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır.
Sonuç olarak depresyon, kişinin içindeki ışığın yavaş yavaş sönmesi gibi bir süreçtir. Bu ışığı yeniden yakmak bazen uzun zaman alabilir, bazen küçük bir destekle yeniden parlayabilir. Önemli olan, depresyon yaşayan birini yargılamadan dinlemek ve onunla aynı gökyüzüne bakmaya hazır olduğumuzu hissettirmektir. Çünkü karanlık ne kadar yoğun olursa olsun, birileri ışığı fark etmeye çalıştığında aydınlanmanın yolu mutlaka bulunur.
Yorumlar
Kalan Karakter: