Topuk Kanı ve Bebeklik Aşılarıyla Dönen Bir ÇARK ve RANT..!
Tek Dünya Devleti kurmak için bütün imkanları ile saldırıp dünyayı kaosa boğan Küresel Çete ve onların her ülkede ki bazı işbirlikçileri COVİD sahtekarlığında bütün dünyayı aldatarak bir çok manipülasyon yapıp hatta verilerle dahi oynamışlardı..
Küresel çete bu dehşetli planlarını uygulamak için ise insanların KORKU DAMARINI kullanmışlar, SÜREKLİ bir panik havası ve KORKU pompalayıp, insanları ölümle KORKUTARAK her istediklerini yaptırmışlardı. Öyle ki sürekli pompanan bu KORKUYLA nerede ise bütün dünya halklarını evlerine kapatmış nihayetinde ise insanlara ölümü gösterip AŞIYA razı etmişlerdi..
Hakikatte ise onlar aşı bile değildi.. Bilimsel olarak AŞI diyilemezdi çünkü henüz faz 3 çalışması bile bitmemiş sadece acil kullanım onayıyla piyasaya sürülmüştü. Fakat asıl uyanık olması gerekenlerde bu Covid tuzağında uyuyunca maalesef ki çok büyük ve kirli bir plana da alet-aparat olacaklardı. İşte böylece, aslında insanlık tarihinde ilk defa insan fıtratına-DNA'sına da Mrna aşıları ile direkt girilmiş olacaktı..
Özetle; İnsanlık büyük bir algı operasyonu ile KORKU DAMARI işlettirilip tahrik edilerek bir tuzağa düşürülmüştü. Bu öyle bir algı operasyonuydu ki insanlar kendi rızaları ile SIRAYA GİRİP KOLLARINI UZATMIŞLAR hatta birde RIZA İLE olduklarına dair imza atmışlardı.. Öyle bir komedi vardı ki ortada bir doz, iki doz yada üç doz ile yetinmeyip birde alay eder gibi HATIRLATMA dozu saçmalığı çıkartmışlardı. Bu çok saçma ve garipdi ama yinede insanlar bunu yiyordu.. Maalesef milletin genelide zaten ne verirsen onu yiyordu.! Eğer adamlar ÖLENE KADAR SENİNLEYİP DOZU çıkartsalardı herhalde ki birileri bunu dahi yiyecekti..
Şimdi ise o küresel güç, o deccalist zihniyet bir kez daha sağlık bakanlığını, sağlıkçıları, hastaneleri, doktor ve hemşireleri kullanarak Nüfus Azaltma Projesinin bir başka ayağı olan, belki üçüncü bir ayağı olarak fakat bu sefer bambaşka bir maske arkasında gizlenerek Genel Tarama Testleri Başlığı altında, güya çocukların sağlığı ve ÜSTÜN YARARI hedefi arkasına saklanarak, maskelenerek TOPUK KANI saçmalığı ve BEBEKLİK AŞILARI ile tekrar geldiler.!
Ve herkese sırayla, güya genetik hastalıkları taradıkları başlığı altında, ama çoğunlukla sahte sağlık gerekçeleri ve VARSAYIMLAR bahane edilerek, sağlıklı bebeklere dahi VEHİMLE bir takım işlemler yapıp sanki zoraki bir hastalık üretiyor yada bulmaya çalışıyorlar.. YOK olan bir şeye VAR muamelesi yapıp, ortalama on bin yahut on beş binde bir gibi aslında HİÇ hükmünde ki bazı ihtimalleri zorlama tevil ve yorumlarla kendilerine kalkan ve gerekçe yapıp böylece HERKESE, hatta SAĞLIKLI BEBEĶLERE DAHİ gereksiz tıbbi işlemler yapıp, bu hakkı kendilerinde görüp, çocuklar sanki devletin malıymış gibi hareket edip aslında ise bir sistemin ve çarkın dönmesi için iş çıkartıyor gibiler.! Ama aslında hiç bir hastalığın tedavisini ise asla garanti etmiyorlar, edemiyorlar.! Sadece Zan ve Vehimle milleti korkutup, baskı, mobing ve çeşitli tehditler ile (mahkeme, tedbir, kayyım atanması, kapıya polisle dayanma gibi..) özellikle TOPUKTAN bir an önce ve mutlaka kan almaya çalışıyorlar.. Çünkü; Eğer Topuk Kanı Alımı Dursa, akabinde koca bir sistem çökecek, rant bitecek ve birilerinin primleride düşecek.! O yüzden çok ısrarcılar ve her türlü telkini, baskıyı, mobingi, tehdidi (yukarıda açıkladım..) yapmaktan genelde çekinmiyorlar.
Mesela tespitlerime göre bu zihniyetin belki kahir ekseriyeti şöyle düşünüyor; Bir çocuk topuk kanı alınıp aşılarını da olup ama çocuğa eğer aşı sonrası bir şeyler olursa mesela hastalanırsa bu kesinlikle aşılardan filan değildir.! Ama eğer çocuk aşılarını olmazsa her şey olabilir, her türlü tehlikeye açık hale gelirler.! Şu zihniyete, komediye ve mantıksızlığa bakar mısınız lütfen.? Ama asıl böyle bir zihniyetin ve cümlenin arkasında ki gizli algı, telkin ve mobinge bakar mısınız lütfen..
Hiç kimse “Topuktan sadece birkaç damla kan alınsa ne olacak ki.." bahanesiyle bebekler üzerinde hele birde yeni doğan bebeklerde bir takım nörolojik, patolojik, psikolojik vs. gibi etkileri olabilecek hatta enfeksiyon riski oluşturabilecek böyle bir işlemi basite indirgeyemez.. Buna hakkı yoktur. Mesela böyle bir enfeksiyon riskinde ne olacaktır.? Çünkü sadece bu enfeksiyon riski bile, o önlenmeye çalışıldığı iddia edilen 5 genetik hastalığa çocukların yakalanması ihtimalinden çok daha yüksek bir olalısılıktır.! İşte bunu görmeyip, görmeye yanaşmayıp ne pahasına olursa olsun Topuk Kanı almaya odaklanıp güya test yapmak isteyen zihniyet bana kesinlikle samimi gelmediği için bu işin arkasında bir film, fırıldak döndüğünü düşündürüyor bana..
Zaten bildiğim kadarıyla Sağlık Bakanlığının da Topuk Kanı ve sonrasındaki diğer kan alımlarının verdiği zarar ile ilgili yaptığı bir çalışması, verisi, istatisliği yoktur.! Mantık olarak ise bir şeye YOK muamelesi yapılması yada zararlarının da araştırılmaması ise onun OLMADIĞI anlamına gelmez..
Benim acizane gözlemim ve kanaatim şu ki; Güya Genel Sağlık Taraması başlığı altında çeşitli baskı ve dayatmalarla alınmaya çalışılan Topuk Kanı aslında tamamen ticari ve ekonomik bir rant sistemidir, çark sistemidir.!
Güvenirliği tamamen şüpheli ve hiç bir garantisi olmayan testler ile varsayımlar, zanlar, çok uzak ihtimaller gerekçe gösterilerek birileri sahte sağlık sorunları bile üretiyor, böylece kendileride iş çıkartıyor olabilir.! Bu konuda ciddi şüphelerim var ve bu konunun çok detaylı sorgulanması, soruşturulması gerekmektedir..
Genel Tarama Testleri, Tapuk Kanı ve Bebeklik Aşıları başlığı altında devletler ve milletler yanıltılıp soyuluyor olabilir.. Böylece ticari ve ekonomik bir rant ve çark düzeni devam ettiriliyor, birilerine o bebeklerin Topuk Kanları üzerinden ciddi primler ödeniyor, SMA ilaçları gibi bazı özel ilaçlarlada belirli bir kitlenin ve bazı küresel ilaç şirketlerinin cebine çok ciddi paralar giriyor, hatta SGK dahi soyuluyor olabilir..
Genel Tarama Testleri bahanesiyle bir şekilde yada yanlışlıkla HASTA ilan edilen bir bebek aslında hakikatte SAĞLIKLI DA OLSA artık yasal olarak tedaviden kaçamaz.! Bu ise bir sağlık rantının ve çarkının sürdürülmesi manasına gelir.. Ve kanaatim, gözlemim o ki; bu pazarda, Vurgun çok ama çok büyüktür.! Bu mesele asla hafife alınamayacak ve KOMPLO terorisi diyilip geçiştirilemeyecek kadar ciddi bir meseledir.
Gözlemlerim şu ki; Topuk Kanı ve Bebeklik Aşıları, yapılan işlemler vs. büyük bir ticari rant'a dönüşmüş durumdadır.. Tüm bunlarda ise yine sağlıkçılarımızı kullanıyorlar. Malum ki bir çok sağlık çalışanımız bilmeden ve istemeden Covid sahtekarlığına alet olmuşlardı.. Şimdi ise Topuk Kanı zulmüne ve Bebeklik Aşılarında ki bu tuzağa belki yine hiç farkında bile olmadan alet oluyorlar.. Kısaca o güç, bu projeleri ile, sağlıkçılarımızı dahi aldatarak yavrularımıza ilişecek kadar ileri gittiler.! Pervasızlar ve bundan bile korkmuyor hatta hiç çekinmiyorlar bile.. En değerli varlıklarımızı almaktan, zehirlemekten, bebeklerimizi dolayısıyla yarınlarımızı ve geleceklerimizi çalmaktan hiç korkmuyor, çekinmiyorlar.. Fakat ne yazık ki bir kez daha doktorları, hemşireleri ve sağlık kuruluşlarını kullanırken o doktor ve hemşirelerimiz ise yine bir kez daha uyuyor gözüküyorlar.! Covid de ki o uyuyuşları bütün bir insanlığa çok pahalıya mal olmuşken maalesef ki bir kez daha yine kendilerinden bekleneni yapamıyorlar.. Ne hazin ki yine kirli ve dehşetli işe alet-aparat olmuş durumdalar sanki.. Ama şimdi hedef o masum, mazlum, günahsız, korunmaya muhtaç bebekler..
İşte durum böyle iken ve bu kadar da VAHİM iken HALA korkan, çekinen ebeveynler var.. Çocuklarımız, ciğerparelerimiz hedef alınmış ve o körpecik vücutlarına BEBEKLİK AŞILARI başlığı altında aliminyum ve civa gibi ağır metaller ve bir takım yabancı maddeler sokulup zehirlenirken hala sessiz kalıp susanlar var.. Mevcut işinde ki makamını, pozisyonunu, kazancını, memuriyetini vs. düşünüp KORKANLAR var..
Dünyada ve ülkemizde bu kadar olağan üstü şeyler olur ve bebeklerimize ilişicek kadar ileri gidenlere karşı eğer ebebeynler hala KORKUP, TIRSIP kenara çekileceklerse bizler bittik demektir.
Korkaklığı, Ödlekliği ile meşhur tavuklar bile yavrusuna musallat olan kediye, köpeğe Allah ne verdiyse kafa-göz dalarken, çoğu zamanda yavrusunu kurtarmak için başını bir köpeğe kaptırırken bazı insanları bu mobinglerden çekinip korkudan tir tir titreyip çocuklarını hemen teslim etmesi kanaatimce çok anormal bir durumdur.. İşte şöyle bir halde biz zaten bitmişiz demektir. Bizi yani zihinlerimizi çoktan işgal edip ele geçirmişler demektir.. Aileler eğer mahkemelerden, verilen tedbir kararlarından, atanan kayyımdan vs. korkup, titreyip yavrusunu, bebeğini o güce ve sahte bir projeye teslim ediyorlarsa bizler gerçekten bitmişiz demektir..
Sözlerim ağır kaçmış olabilir.. Ama kime göre, neye göre.? Eğer NEFİSLERE göre ise EVET bu yazı birilerinin nefislerine çok ağır gelmiş olabilir..
Herkes, hiç kıvırmadan ve kendini kandırmadan YAPABİLECEĞİNİN EN İYİSİ yapmadığı müddetçe hiç bir şey düzelmeyecektir.. Ebeveynler o KORKUYU cesaretle, kararlılıkla ve haklı olan davalarında şiddetli bir İNATLA taçlandırmadan hiç bir şey düzelmeyecektir.. Murat Çakmak, Atay Özdemir ve onlar gibi daha pek çok kahramanlar, cesur yürekler çıkmadan, çoğalmadan hiç bir şey düzelmeyecektir.. Aileler hep beraber, bir takım ahengi içerisinde ve "HEPİMİZ BIRİMİZ İÇİN, BİRİMİZ HEPİMİZ İÇİN" kaidesiyle hareket etmedikçe zahiren hiç bir şey düzelmeyecektir.. Ancak Allah'ın dilemesi müstesna.. Fakat Allah ise sebeplerle iş görmektedir.. Sebepleri kudretine perde yapmıştır.. Sünnetullahı, Adetullahı genelde böyle işler.. Mesela yağmuru yağdıran O'dur ama bunun için bulutları sebep yapmıştır, ta ki imtihan sırrı bozulmasın diye..
Özetle; İnsanlar ama bilhassa Müslümanlar, bu projenin sahibi o malum küresel çetenin mensupları kadar CESUR olmadıkça ve şu yapılan zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa da DİKLENMEDİKÇE tabiri caizse bizlerden bir cacık olmaz.! Aileler konuşmaktan, basına gitmekten, meseleyi sosyal medyaya taşımaktan, şikayet etmekten, mahkemeleşmekten, bilerek yada bilmeyerek ama bu projeyi uygulayanların da bu işten ve Bebeklerin Topuk Kanı Üzerinden nasıl da para kazandıklarını, prim aldıklarını, dahası bu işte NASIL BİR RANT döndüğünü ve SGK'nın da soyulduğu anlatmadan, deşifre etmeden bu zulüm bitmez..
Maalesef başımıza gelen her şey aslında öyle gerektiği içindir.. Ve de daha azını yahut fazlasını hak etmediğimizdendir.! Bizler neye layıksak genelde onu yaşayamaktayız.. İnsan iradesinin dahili alanına giren durumlarda ise insanın Kaderi kendi seçtiğidir.! Söyleyemediğim kısmı ise mümkünse siz anlayın.. Arif olan anlar.. Arif olmayana da yapacak bir şey yok herhalde ki.
Fakat bu sefer durum çok ciddi dostlar.. Bu sefer o masum bebeklerimiz en büyük zararı ve zulmü görmekte, belki sağlıkları ve gelecekleri çalınmaktadır.. Tüm bunların sorumlusu ise en başta bizleriz.. Çünkü gereğini hakkıyla yapamadık.. Bizlere çocuklarımız üzerinden diklenip meydan okuyanlara diklenip meydan okuyamadık..!
O yüzden sorumluyuz.. Çünkü Allah'ın büyük bir nimeti ve emaneti olan evlatlarımıza sahip çıkamadık.. Bir çok insan maalesef ki o güce, o küresel çeteye, zihniyete ve projelerine evlatlarını kaptırmış durumdadır. Geçmiş olsun..
Not; Bu yazdıklarım benim araştırma, inceleme, soruşturma, sorgulama ve nihayetinde tespitlerimdir.. Kesinlikle bir hüküm değildir..
Selam, Dua ve Hürmet ile..
Yorumlar
Kalan Karakter: