Eskiden Adana yazları bembeyaz geçerdi. Damların üzerinde cibindirikler serilir, tarlalarda pamuk kar gibi açardı. Yazın kar yağmazdı ama pamuk tarlalarıyla her yer bembeyaz olurdu. Adana sıcağına damlar nefes alma yeriydi. Dondurmacıdan alınan serin tatlılar, bici bici ile ferahlayan insanlar, buz gibi şalgamla günü tamamlardı. Akşamları ise şırdan olmazsa olmazdı. Sıcağın etkisi şırdanın baharatıyla unutulur, üzerine yenilen buz gibi karpuzla serinlik sağlanırdı.
Şimdi ise ne cibindirik kaldı, ne de bembeyaz pamuk tarlaları… Her yerde klimalar çalışıyor, sıcaklık daha da artıyor. Klimasız durmak mümkün değil. Gece gündüz çalışan klimalar elektrik faturalarıyla cebimizi çarpıyor. Açmazsak olmuyor, açarsak cüzdanımız yanıyor; tıpkı Adana sıcağı gibi.
Bu yıl Adana, son 55 yılın en sıcak günlerini yaşıyor. Öğle 12 ile akşam 5 arası sokaklar bomboş. Trafolar yükü kaldıramıyor. Yaz tatiline gidemeyen işçi ve dar gelirli kesim, evde sıcakla boğuşmamak için klimayı kapatmıyor. Ay sonu geldiğinde ise ister istemez düşünülüyor: “Acaba cebimiz mi daha sıcak, Adana mı?”
Yorumlar
Kalan Karakter: