Bir Annenin Feryadı: Göktuğ’un Kayıp Mücadelesi ve İhmal İddiaları
Sosyal medyada geçtiğimiz günlerde “Hakkımı ararken bana yardımcı olur musunuz?” diye seslenen bir anne ile irtibata geçtik. Anlattıkları, bir ailenin aylar süren acılı mücadelesini ve olası bir ihmalin gölgesinde kaybedilen küçücük bir hayatı gözler önüne seriyor. Anne, yaklaşık bir yıldır adalet aradığını ve “Eğer ihmal varsa suçlu kimse cezasını çeksin” diyerek sesinin duyulmasını istiyor.
Oğlu Göktuğ, 02.10.2024 tarihinde Nevşehir Devlet Hastanesi’nde normal doğumla dünyaya geldi. Anne, “Hiçbir sağlık sorunu olmayan sağlıklı bir bebekti” diyerek o ilk günleri anlatıyor. Doğum sonrası aşıları yapıldı, topuk kanı alındı; bilgisini de ekliyor. Çocuk doktoru muayenesinin ardından aile taburcu edildi. Ancak ertesi sabah Göktuğ’un kanında enfeksiyon tespit edilmesi üzerine bebek 10 gün boyunca yenidoğan yoğun bakımda kaldı.
Bir süre sonra Göktuğ’da gaita (büyük tuvalet) yapamama sorunu başladı. Aile lavman kullanmak zorunda kaldı, ancak durum düzelmeyince çocuk cerrahisine başvurdu. Memorial Hastanesi’nin ardından Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçildi. 28 Ekim 2024’te yapılan yatışın ardından 6 Kasım’da biyopsi yapıldı ve Göktuğ’a Hirschsprung (megakolon) hastalığı tanısı konuldu. Aldığı besini bağırsaktan dışarı atamama, karında şişlik ve kusma en belirgin şikâyetlerdi.
19 Kasım’da ameliyat için yeniden yatış yapıldı. 20 Kasım 2024’te ameliyat öncesi bağırsak temizliği için mide-bağırsak solüsyonu uygulandı. Anneye göre kritik süreç tam bu noktada başladı:
> “Verilen litrelerce solüsyonu gaita yoluyla dışarı atamadı. Karın hızla şişmeye, kusma artmaya başladı. Gözleri boş boş bakıyordu. Defalarca söyledim ama beni susturdular. Gaita çıkışını kolaylaştıracak popodan hortum desteği çok geç yapıldı.”
Anne iddialarını şöyle sürdürüyor:
> “İlk kan değeri sodyum 152 geldi; ancak ‘sorun yok’ diyerek ilaca devam ettiler. Ardından sabaha karşı alınan kan değerlerinde sodyum 180’e yükselince ilacı kapattılar. Saat sabah 6 civarında ilacı kestiler. Kapatılsa belki bir şansı vardı. Göz bebeklerinin rengi bile değişmişti. ‘Benim oğlum böyle bakmaz’ dedim ama kimse duymadı.”
Anne, gece boyunca Göktuğ’un durumunun ağırlaşmasına rağmen üst birimlere haber verilmediğini söylüyor:
> “Oğlum içeride can çekişirken kimi evinde kimi odasında ayaklarını uzatıyordu. Bizim için o gece hiç bitmedi.”
Göktuğ, beyin kanaması geçirdikten sonra pediatri yoğun bakıma alındı. Anne ekliyor:
> “Sabah 8 sularında kalp krizi geçirerek entübe edildi ve bir daha hiç uyanmadı. Hiçbir yaşam belirtisi bulunmadan oğlum, 6 aylık yoğun bakım sürecinden sonra vefat etti.”
Aile, sağlıklı götürdükleri bebeklerini kısa süre sonra kaybetti. Soruşturma süreci hâlâ devam ediyor.
Anne’nin son sözleri hem feryat hem de çağrı niteliğinde:
> “Benim oğlum sağlıklı bir bebekti. O geceye kadar hiçbir sorunumuz yoktu. Ne olduysa verilen solüsyon çıkamayınca oldu. Benim yüreğim yandı; başka annelerin yanmamasını istiyorum. Hak, adalet yerini bulsun. Suçlu kimse cezasını çeksin.”
Yorumlar
Kalan Karakter: