ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr., yaptığı açıklamada mevcut sistemi şöyle eleştirdi:
“Şu anda sağlık sistemimiz, hastaları hasta tutmak için sistemin her seviyesini teşvik eden bir dizi ters teşvikten oluşuyor. Hastaneler, doktorlar, sigorta şirketleri, ilaç şirketleri… kısacası sistemi yöneten çıkar yapıları, hastaların iyileşmesinden değil, hastalığın sürmesinden kazanç elde ediyor.”
Bu açıklamaların ardından aynı soruyu bu kez Dr. Uğur Yılmaz’a sorduk:
Türkiye’de sağlık sistemi de ters teşviklerle mi çalışıyor?
26.11.2025
ABD’deki tartışmaların ardından aynı soru Türkiye için de gündeme geliyor:
“Bizde de sağlık sistemi ters teşviklerle mi çalışıyor?”
“Uzmanlara göre Türkiye, ABD’den farklı bir modele sahip olsa da, bazı yapısal sorunlar nedeniyle benzer riskler barındırıyor. Türkiye’de sağlık hizmetinin büyük bölümü kamu eliyle yürütülüyor; bu nedenle sistem tamamen kâr odaklı değil. Ancak performans sistemi, yoğun hasta yükü, özel hastanelerde kâr baskısı, teşhis ve tetkik sayısının artması gibi faktörler zaman zaman “hasta memnuniyeti yerine istatistik odaklı işleyen bir düzen” eleştirisine yol açıyor.
*****Türkiye’deki sağlık sistemi ile ABD’nin, uyduları ve Dünya Bankası sağlık sisteminin uygulandığı ülkelerde sistem birbirinin aynıdır. Ve Dünya bankası tarafından kurulmuştur ve kontrol edilir. Türkiye’de farklı bir model yok.
Türkiye’de sağlık sistemi büyük oranda kamu tarafından kontrol edilmez. Kamu hiç yoktur. Türkiye’de sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde Kamu (Sağlık Bakanlığı, Ordu, Banaklıklar, vb) tasfiye edilmiştir. Sağlıkta Dönüşüm Proje kitabında da bu vardır. Sağlık Bakanlığı sisteme çalışan hastanelere müşteri bulma faaliyetinde bulunmaktadır. Yani pazarlama bakanlığı haline gelmiştir. Amaç tıp kartelinin hiçbir işe yaramayan çöp ilaçları için sözde hasta gerçekte müşteri bulmaktır. Devletin elinde gibi görünen devlet ve üniversite hastaneleri sadece sistemin uygulandığı ve kartelin ürünlerinin satıldığı (tükettirildiği) büyük tıbbi görünümlü AVM’lerdir. Migros, Metro gibi ticari AVM’lerdir.
“Performans Sistemi: Doktorların daha fazla işlem yaptıkça daha çok gelir elde etmesi, bazı branşlarda gereksiz tetkik ve yoğun randevu trafiğine yol açabiliyor.”
Dr ugur yılmaz
*****PERFORMANS SİSTEMİ: “Doktorların daha fazla işlem yaptıkça daha çok gelir elde etmesi, bazı branşlarda gereksiz tetkik ve yoğun randevu trafiğine yol açabiliyor.”
Bu sistemin amacı hem kişilerinin kesesinden hem de genel bütçe ve sigorta gelirlerinden oluşan sağlık harcamalarının sürekli arttırılması ve en üst seviyeye getirilmesidir. Performans sisteminin amacı budur. Hekim ve hastanelere sen ne kadar gereksiz işlem yaparsan, gereksiz tetkik yaparsan, gereksiz ameliyat yaparsan, pahalı cihaz ve malzeme kullanırsan bunlardan kar payı alırsın demektir. Tıbbi firmalar da hekimlere ve hastanelere ayrıca kar payı dağıtır. Hastanelerde talep arttıkça en pahalı hekim ve hastanelere müşteri yağmaktadır.
“Özel Hastane Ekonomisi: Özel hastanelerde kârlılık baskısı zaman zaman hastaya gereksiz test, işlem ve ilacın önerilmesi iddialarını beraberinde getiriyor.”
*****Özel Hastane Ekonomisi: Özel hastanelerde kârlılık baskısı zaman zaman hastaya gereksiz test, işlem ve ilacın önerilmesi iddialarını beraberinde getiriyor.
Bütün hastaneler ticari bir işletmedir. Aşırı kar edinmek için çalışır. Hastanelerde bir hekimin bakabileceği hekim sayısı sınırlandırılmıştır. Müşterisi fazla olan hekimler için hasta bakmayan hekimler de istihdam edilir. Bu hekimler diğerlerinin hasta kotasını kullanır.
“Aşırı Yoğunluk: Kamuda günde 100–150 hasta bakan hekimler, ideal tanı–tedavi süresini ayıramadıkları için sistem “hız” odaklı çalışıyor.”?
Dr.Ugur Yılmaz
Ne demek hız odaklı çalışma?: Bu da sistemin görünümünü değiştirmeye ve dikkatleri başka yöne çekmek için yaptıkları bir sözde yorum. Sistem hız odaklı değildir. Hekimin yaptığı işlere bakarsanız, hasta muayene etmez, teşhis ve tedaviye odaklanmaz: Hemen tahlil, tetkik, görüntüleme listesini açarak bu hastada öncelikle bunlardan en pahalı olanlarını yaptırmaya odaklanır. Bir sonraki kontrol bunlara bakmakla ve tetkik tekrarları ile geçirilir. Ortada gerçek bir hasta ve hastalık olmadığı için hastalar aylarca gider gelir. Her seferinde bu süreç tekrarlanır. Bu arada gereksiz hastalıklar için ilaçlar yazılır, rapor çıkarılır, hasta kontrole çağırılır. Hekim ben kazandım, biraz da arkadaşlarımın performans gelirleri artsın diye gereksiz konsültasyonlar (muayenler) ister. Hastane yoğunluğunun sebebi budur. Ortada gerçekbir hasta yoktur. Ortada top döndürülüyor.
“Sağlıkta Şiddet ve Tükenmişlik: Aşırı yük, hekimlerin motivasyonunu düşürüyor ve nitelikli hizmetin önünde engel oluşturuyor.”
*****Sağlıkta Şiddet ve Tükenmişlik: “Aşırı yük, hekimlerin motivasyonunu düşürüyor ve nitelikli hizmetin önünde engel oluşturuyor.”
Dr.UgurYılmaz
Deli saçması: Sağlık sisteminin motoru hekim ve hastanelerin aşırı para kazanma hırsıdır. Bu durumdan şikayet eden bir hekim bile yoktur. Bunlar sadece “çok hasta bakıyoruz bize yapılan ödeme az” demek için böyle konuşmaktadırlar. Vatandaş da “hekimlere az para veriliyor; bu da onların motivasyonunu bozuyor.” Propagandasına katılmaktadır.
Yorumlar
Kalan Karakter: