"SİZİN TAPINDIĞINIZ BENİM AYAĞIMIN ALTINDADIR"
Yayınlanma :
31.05.2019 13:35
Güncelleme
: 31.05.2019 13:35
Yüz yıllar sonra günümüze gelelim. Öğrenciliğim İzmir’de geçti. Çok yoksul bir ailenin çocuğuydum. Hayırseverlerin yardımıyla okudum. Allah Ödemişli Mustafa Köseoğlu ile İzmir’li Hacı Raif Cilasun, Ali Rıza Güven ve ismini sayamadığımdan KESTANE PAZARI idare heyeti ve üyelerinden Allah razı olsun, mekânları cennet olsun. Bu şahsiyetleri hayatta unutmam mümkün değil ve her elimi kaldırdığımda da kendilerini duamdan eksik etmem. Demek istediğim hafta içi sınıfta öğretmenlerimiz ders anlatırken hafta sonu hangi inşaatta iş bulabilirim diye düşünürdüm. Şayet hafta sonu inşaatlarda iş bulamazsam, mevsimine göre kışın İzmir-Kemeraltı caddesinde çorap, mendil, baharın da naftalin satardım. 1961 yılının bir kış günü, sabah kaldığım Kestane Pazarı yurdudan oda arkadaşım Osman Okur’la okula giderken gazete bayisinde Yeni Asır gazetesinin manşeti dikkatimi çekti. Gazetenin manşeti “ İzmir’in meşhur iş adamı milyoneri F.A. intihar etti.” Çocuk düşüncesiyle zengin adamın ne sıkıntısı olur ki diye merak ettim. Gazeteyi alacak para da yoktu yanımda. Arkadaşımla cebimizdeki parayı birleştirerek gazeteyi aldık. Arkadaşımla merakla okuduk. Manşetin altında milyonerin normal resmi ve resmin yanında kanlı banknotlar gözüküyordu. Haberin içeriği ise şöyleydi. İzmir’in meşhur milyoner iş adamı midesinden rahatsızlanır. İzmir’in, İstanbul’un en ünlü doktorlarına muayene olur, sonuç alamaz. Daha sonra yurt dışına Almanya’ya gider. Muayene olduğu klinikte kendisine “ Çok ilerlemiş bir kanser hastası olduğunu, tedavisinin mümkün olmadığını, son günlerini rahat bir şekilde yuvasında geçirmesini söylerler” . Morali bozulan iş adamı doğrudan İzmir’e gelir. Ve bankalarda ne kadar mevduatı varsa çeker. Alsancak’ta denize nazır evine gelir. Ailesine dinleneceğini söyleyerek kendisinin yalnız bırakılmasını söyler. Hanımı da eşinin istirahatı için çocuklarını alarak aynı apartmanda yan komşusuna çıkar. Yarım saat sonra apartmanda silah sesi duyulur. Eve koştuklarında yatak odasında can çekişirken “………. PARALARI! SİZİ KAZANMAK İÇİN HAYATIMI HARCADIM. ŞİMDİ SİZ NİYE BENİ KAZANMIYORSUNUZ?” diyerek paralara küfreder ve kendi beylik tabancasını kafasına sıkarak intihar eder. O gazete manşeti ve resmi hala arşivimdedir. Zaman zaman bu manşete ve kanlı paralara bakar, bazen derslerde de öğrencilerime gösterirdim. Para var, çare var zihniyetiyle yaşayan bir insanın dramı.
Erenlerden biri: “ KAZANDIĞINIZ PARALARI KALBİNİZE DEĞİL, CEBİNİZE KOYUN” diyor. Günümüz insanı da kazanılan parayı cebe değil, kalbe koyduğu için de vermekte zorlanıyor. Ve kalpteki paraya güvenerek “para var çare var” diyerek, sağlığını sigorta yaptırıyor, güvenlikli sitelerde oturuyor, kendine yakın koruma tutuyor ama en güvenlikli ve korunaklı rezidansta oturan nice zenginlerimiz suikasta kurban gidiyor. Onun için yüce peygamberimiz “ Mallarınızı zekâtla koruyun” buyuruyor. Ben de diyorum ki: “Malımızı, kendimizi , çocuklarımızı ve ülkemizi seviyorsak zekatımızı verelim sahip olduğumuz Allah’ın bize verdiği nimetleri zekatla koruyalım..”
Tarihte en korunaklı Şato ve surların yerini çağımızın en son teknolojisiyle donatılan güvenlik sistemleriyle korunan konaklar ve siteler almasına rağmen hayatı suikastla sonlandırılan kardeşlerimizin olduğunu görüyoruz. Lafı uzatmak istemiyorum. Bu mübarek Ramazan ayında kalbimize değil de, cebimize koyduğumuz paraların zekâtını umarım ihmal etmemişizdir. Akıntısı olmayan havuzda toplanan su kirlenir. Zekâtı verilmeyen, sürekli biriktirilen akçalar putumuz olmasın, cebimizde, kasamızda kirlenmesin. Unutmayalım ki o paraları veren “ALLAH ” vermeyebilirdi. Çünkü Allah “ Ben malı dilediğime, bilgiyi de çalışana veririm” buyuruyor. Zenginler sanmasın ki çok çalıştıkları için zengin oluyorlar. Allah verdiği için zengin oluyor. Çalışmaya bakarsan bedenen çalışan bir inşaat işçisi, telefon başında oturup para kazanan zenginden daha çok çalışıyor. Yüce Rabbimiz Kur’an- Kerimde: “ Para, mal, şan, şöhret, makam, mansıpla ve evladın” da bir imtihan vesilesi olduğunu buyurmaktadır.
Sade bir Müslüman olarak duam: Hepimizin idrak ettiği bu mübarek ayda imtihanı kazanan kullardan olmamız temennisiyle Mübarek KADİR GECENİZİ ve akabinde kutlayacağımız RAMAZAN BAYRAMINIZI selam ve dualarımla tebrik ediyorum. Sevdiklerimizle birlikte daha nice Ramazanlar ve Ramazan bayramlarını idrak etmemizi Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. AMİN…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: