( BU YAZIMI ANNELER ve EVLİLİĞİNDE SIKINTI YAŞAYAN BAYANLAR OKUSUN)
Seminerlerimde çok enteresan itiraflarla karşılaşıyorum. “ Ders çalış” deyince kulağını tıkayan çocukları hakkındaki şikayetleri annelerinden, anneleri hakkındaki şikayetleri de çocuklarından dinliyorum.
Anneler! Annesi yüzünden psikolojik travma yaşayan bir öğrencimin itirafını sizlere aktarıyorum. Sizde bu kusur varsa acilen değiştirin. Bu tür kusurlar çocuklar üzerinde psikolojik travmalara sebep oluyor ve okullarındaki başarılarını olumsuz yönde etkiliyor.
“Hocam! annemin çift kişiliğini bir türlü hazmedemiyorum. Evdeki davranışları ile dışarıdaki davranışları arasında yüz seksen derece bir farklılık var. Evde özellikle babama karşı sert ve kaba davranan annem, dışarı çıktığında tam bir hanımefendi oluyor. Dışardaki hareketlerini inceliyorum. Geçenlerde alış- veriş yaptığı mahalle bakkalına nazikçe teşekkürü, işyerindeki beylerle konuşurken son derece nazik ve kibar konuşan bir annemle karşılaşıyorum.. Annem neden dışarıda başkalarına gösterdiği bu inceliği ve nezaketi, evdeki babama göstermiyor, anlamıyorum. Oysaki babam, dışarıda nezaket gösterdiği beylerden daha beyefendi, nazik bir insan. Elin adamıyla güzel geçinip, kendi kocasıyla hep tersine gitmek olacak iş midir? Yanlış anlamayın hocam! Annem ahlaksız bir kadın değildir. Namusu konusunda da son derece dikkatlidir. Bu konuda asla taviz vermez. Bu konuda özellikle kız kardeşim konusunda da çok hassastır. Ama dışarıda hatta mahalle bakkalına gösterdiği nezaketi, evde babamdan esirgemesini bir türlü hazmedemiyorum.
Arkadaşlarımla konuyu paylaştığımda benim gibi bazı arkadaşlar da aynı konulardan şikayetçi. Yarın evlendiğim hanımım annem gibi davranırsa, inanın hocam evimde bir saat bile tutmam….” diye devam eden bir gencin itirafları.
Seminerimden sonra boşanan iki katılımcının kendi rızaları dahilinde şahsıma gönderdiği iki mesajı da sizinle paylaşmak istiyorum. Buyurun:
“Sayın hocam sizi sürekli gençlerle beraber görüyorum. Allah size güç kuvvet versin. Ne olur onlara söyle. Karar verip evlenirken mutlaka büyüklerinin olurlarını ve onaylarını alsınlar. Evlendikten sonra da ilk kocalarının ne kadar çilesi varsa çeksinler. Özgür yaşama adına sonu olmayan maceralara girmesinler. Sizin de tanıdığınız ilk eşim, çocuğum (……….) nın babası meğer melek gibi adammış. Maalesef kıymetini bilemedim mesleğime güvenerek maddi anlamda ayaklarımın üzerine durabilirsem her şeyin düzeleceğini sanmam en büyük hatam oldu. Bir dul kadının parası ve mesleği olsa da toplum içinde kendi ayakları üstünde kalacağının zorluğunu bizzat yaşadım. Ailecik görüştüğümüz arkadaşların beylerinin bile bir anda ne kadar değiştiğini ve gerçek yüzlerini ibretle gördüm. Başarı, huzur olursa lezzet veriyormuş. Huzursuz başarı mücadelesinde insan kıdım kıdım eriyor. Dul kalmamak için yaptığım ikinci ve üçündü evlilikler hep hüsranla ve acıyla sonuçlandı.
Nefis Kalbe karşı durdu/ Gelen vurdu giden vurdu/Aradığım çok şey değil/ Yalnız ve yalnız huzurdu./Onun da kıymetini ben bilemedim.( İsmi mahfuz)
11 Ağustos günü Manisa’da bir kamu kuruluşunda verdiğim seminer sonu gelen mesajlardan biri ile yazımı noktalamak istiyorum:
“Sayın hocam,dünkü seminerde benim hayatımı anlattınız sanki. Keşkelerle dolu kocaman boş bir hayat. Hocam boşanmada, yanında olan yengeler, akrabalar, hatta ‘sen daha iyisine layıksın’ diyen herkes, meğersem hepsi yalanmış. Boşandım ve suçlu ben oldum. Boşanmam için bana destek olanlar: “. Çekseydin ya!” dediler.ŞİMDİKİ AKLIM ALSAYDI asla yuvamı yıkmazdım. Severek, aşık olarak evlendiğim kocamı ve evimi kendi ellerimle ikinci kadına teslim ettim. Kendi evim varken şimdi ben 9 yıldır baba evinde sığınmacı gibi yaşıyorum. Bu yüzden Suriyeli kardeşlerimizi çok iyi anlayabiliyorum. Asla bu doğduğum, büyüdüğüm evi kendi evim gibi göremedim. Evlenince insan, baba evine yabancı kalırmış derlerdi de inanmazdım,doğruymuş hocam. Şimdi tok ilerden ev çıktı. İnsallah çalışır, kimseye minnet etmeden ödeyebilirim. Çok şükür Rabbime, dualarım kabul oldu, kızımla yaşayacağım. Yeni bir ev, yeni bir hayat, yeni evimizde kızımla mutlu oluruz inşallah. Kızım yanımda oldu mu yıkılmam hocam. Kızım benim nefes arkadaşım, can yoldaşım, canım her şeyim..
Hocam, boşanmak isteyen arkadaşlarıma asla “Boşanmayın” derim. Ben boşandım ve 9 yıl oldu. Kızımı üvey babada büyümesin diye evlenmeyi düşünmedim ve düşünmek de istemiyorum. Sizin de seminerde söz ettiğiniz gibi kızıma övey baba kokusu koklatmak istemiyorum. Ama yanımda kızım da olsa yalnızlığın ağırlığı çok büyük ve yalnızlık çok zor. Ne olur genç bayanlar eşlerinin iyi taraflarını düşünsünler ve yuvalarını yıkmasınlar. İnsanın yılları, doğduğu evden daha fazlası, kendi evinde geçiyor. Telli duvaklı gelin çıktığım baba evine dönmenin ne kadar zor olduğunu hiç düşünmemiştim. 9 Yıldır baba evindeyim inanın doğduğum büyüdüğüm bu evde, ailemin ilgsine rağmen sığınmacı gibiyim.”
Size gönderdiğim bu mesajımı, seve seve yazabilirsiniz. Hatta seminerlerinizde de okuyabilirsiniz. Başka eşler benim durumuma düşmesin. Hocam arkadaşlar eşlerine sahip çıksınlar, gerekirse bir şans tanısınlar gelin gittiği yuvasında kuma olarak kalsınlar yuvalarını terk etmesinler ve asla eşlerinden vazgeçmesinler, giden geri gelmiyor hocam. Büyütmekte olduğunuz canınız evladımız bir kızınız varsa asla 2.evlilik olmuyor, hayali bile sadece hurafe. Gençler benim gibi ham hayallere kapılıp geleceğini karartmasınlar. Yuvalarına sahip çıksınlar hocam. Sonradan “ keşke şimdiki aklım olsaydı” gibi pişmanlık fayda vermiyor. Yaşadığım hayat şerit gibi gözümün önünden geçtikçe kızımın yanında göz yaşlarımı içime akıtarak ağlıyorum. Baba sevgisinden yoksun çocuk yetiştirmek çok zor. Gösterdiğim anne şefkati, bu açığı kapatamıyor. Boşanmak isteyen bütün bayan kardeşlerime zararın neresinden dönerseniz kardır, diyorum. Yuva kolay kurulmuyor. Borç harçla kuruluyor. Yuva bozuldu mu beğenerek aldığımız eşyalar eskiyor, göze görünmüyor, hatta bazılarını gecenin karanlığında çöpe atıyorsunuz. Ama o eşyaların bıraktığı anılar ve yaşanılan güzel yıllar unutulmuyor.
Hocam semineriniz benim ve arkadaşlarım açısından çok yararlı oldu. Yuvaları konusunda sıkıntı yaşayan arkadaşlar sizi dinledikten sonra fikirleri değişti. Ne olur hocam sizi daha sık dinleyelim. Biz gençlerin, siz büyüklere çok büyük ihtiyacı var. Allah razı olsun Hocam. Sizi tekrar dinlemek istiyoruz. ( İsmi Mahfuz)
Sevgili bayanlar! Yuvayı yapan dişi kuştur, derler doğrudur. Bu itiraflara hiç bir yorum eklemeyeceğim. Yalnız şunu söyleyeceğim. Boşanma olur mu? Elbette olur. Cinsel kusur, tedavisi mümkün olmayan zararlı alışmalıklar, yüz kızartıcı suçlar, aldatma, hırsızlık, erkeğin eve bakmaması, kazandığı parayı eve getirmeyerek gece hayatında harcaması, alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığı gibi kusurlar varsa bu tür eşlerle yaşamak demek dünyada cehennemi yaşamak demektir. Ancak hastalık derecesindeki kıskançlık, büyüklerin kaprisi, zan, yanlış ve yanıltıcı bilgi, bazı bilgilerin saklanması, asılsız dedikodu gibi sun’İ sebepler yüzündenden de yuvanızı yıkıp, yeni yuva kurmaya arayışına girmeyin. Şunu aklınızdan çıkarmayın! Hiçbir evlilik birinci evlilik gibi değildir.
Eşlerin en büyük yanlışlarından biri de eşleriyle yaşadıkları mutlu ilişkileri çevresiyle paylaşmazken yaşadıkları sıkıntıları, gözlerindeki yaşlarla kurşun asker gibi annelerine babalarına, yengelerine anlatmaları ve farkında olmadan yakınlarını eşlerine karşı düşman yapmaları. Daha sonra da yaşanılan bir sıkıntı ile de zaten şartladığınız anneniz, babanız sizin göz yaşınıza dayanamıyor ‘ “Boşan kızım” deyip sizin yuvanızın yıkılmasana sebep oluyorlar.
Unutmayın! Kör, köre kılavuzluk yaparsa her ikisi de çukura düşer. Kadın erkek birbirinizin iyi taraflarını görün. Kendi göz yaşlarınızla kör ettiğiniz anne – babanızı kılavuz seçmeyin. Seçerseniz hepiniz de çukura düşersiniz. Sonunda da ömür boyu “ KEŞKE ŞİMDİKİ AKLIMIZ OLSAYDI” sözcüğünü ömür boyu tekrarlamak zorunda kalırsınız. Bugün okuduğum gazete haberlerinde “ UYUMA” haber hattı ile güvenlik güçlerimiz sokak sokak uyuşturucu ile mücadele savaşını başlatmış. Adana, Ankara – Sincan, Konya Kütahya, Afyon’dan İzmir’e kadar girip çıktığım cezaevlerinde gördüğüm gençlerle, Türkiye genelinde dolaştığım 389 lisede, okullarında problem olan gençlerin % 80 ni parçalanmış aile çocuklarıdır. Uzakta değil Akhisar’da seminer verdiğim bir okulun 450 öğrencisinden 167 sinin parçalanmış aile çocukları olduğunu okul müdürü arkadaşım söylediğinde şok oldum. Tehlikenin ne boyutta olduğunu da takdirlerinize arz ediyorum. Bence sokak sokak uyuşturu ile mücadele yerine ev ev aileyi yaşatma mücadelesi yapılırsa daha isabetli olur. Böylelikle sinekle mücadele yerine bataklığı kurutmuş oluruz.
Eşler! kadın – erkek hepinize söylüyorum. Evlenmeden önce bir anlam ifade eoen “ Sevgim, aşkım, cicim” kelimeleri” evlendikten sonra anlamsız hale gelmektedir. Evlendikten sonra en sihirli sözcük: “ SEN HAKLISIN.”
Yıllarım çocuklarınız arasında geçti . Hala da çocuklarınızla beraber geçiyor. Şunu aklınızdan çıkarmayın. ÇOCUKLARIN HİÇ SEVMEDİĞİ KOKU ÜVEY ANNE- ÜVEY BABA KOKUSUDUR.
Yorumlar
Kalan Karakter: