Dr. Bayram Yılmaz Beyefendi Ceyhan Kaymakamıdır. Sayın Yılmaz her ne kadar kaymakam olarak görevini ifa etse de ben kendilerini bizden biri ( eğitimci) olarak kabul ediyorum. Zira doktorasını  “Eğitim Bilimleri” üzerine yapmıştır. Zaten görev yaptığı her yerde de eğitimi hep öncelik olarak gündemine almaktadır.  Kendi yazdığı  “ Kurum Kültürü”,  “ İnsan Toplum Kültür” adlı kitaplarının yanında birikimine değer verdiğim Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürü deneyimli idareci Sayın Ogün Derse kardeşimle beraber Aliağa’da eğitim alanında çok güzel hizmetlere imza atmışlardır. Bunlardan biri de   Aliağa’da   geleceğin yazarlarını çıkarmak üzere   içeriği Aliağa okullarında okuyan öğrencilerin imzasını taşıyan milli ve manevi  duyguların  yoğun olarak işlendiği  menfur 15 Temmuz darbesini tema olarak ele alan  ve benim de bir solukta okuduğum“ UYANAN TÜRKİYE”    eserini çıkarmalarıdır. Bu eserin çıkarılmasında Sayın Dr. Yılmaz, Sayın Ogün Derse kardeşime maddi ve manevi yönden çok büyük teşvik ve destekte bulunmuştur.  Çünkü Dr. Sayın Yılmaz Bey, eğitimi, dünyada zarar etmeyen tek yatırım olarak görmektedir.
 Sayın Dr. Yılmaz Beyefendi kardeşimin kitaplarını okudum.   “ İnsan Toplum Kültür” adlı kitabını ikinci kez okudum.  Yine Kaymakam Ahmet Altıntaş beyefendinin “ Okumanın Gücü” ve “ Kişiye Özel Öğrenme” kitapları gibi öğretmen, öğrenci ve velilerin mutlaka okuması gereken kitaplar. Eğitim seminerlerimin sonunda “ Hocam çocuğumun kendine ait çalışma odası olmasına ve her türlü ihtiyacını karşılamama rağmen bir türlü TV. nin, internettin başından kalkıp da dersine çalışmıyor, hele kitaplara elini bile sürmüyor. Bizim ders çalış dememiz ona şarkı gibi geliyormuş. Çıldırasım geliyor, ben buna ne yapayım?” diye sızlanan velilerin sorularına muhatap oluyorum. Ben de kendilerine bana sordukları soruyu soruyorum: “ Pekâlâ siz, son bir ayda, üç ayda veya son bir senede ebeveyn olarak bir kitap alıp, kitaba el sürdünüz mü, okudunuz mu?  Dediğimde,  olumlu bir cevap alamadığımı üzülerek belirtmek istiyorum. Zaten kendimce olumlu bir cevap beklemediğimi de biliyorum.  İnternete girin! Dünyada TV.  İzlemede en yüksek, kitap okuma oranında da en düşük ülkeyiz. Yine bu tür dertli velilere çare olmak üzere örnek bir aile reisi olan Dr. Bayram Yılmaz Bey kardeşimin aile yaşantısını onlara örnek olarak veriyorum. Aynı örneği yararlı olur düşüncesiyle siz okurlarımla da paylaşmak istedim “ İnsan Toplum Kültür”  Sahife 93. Buyurun:
“ Televizyon seyreden gençler ve ebeveynler birbirleriyle sohbet edememekte, gençlerin dersleri, okul durumları ve ihtiyaçları hakkında konuşamamakta, aile, geleceğe ilişkin plan yapamamaktadır. TV. Konusunda Anadolu insanın güzel bir tespiti vardır: “ Akşam yatırmaz, sabah kaldırmaz.”
 Marie Winn ( 2012:57) İsrail’de bulunduğu sırada şahit olduğu bir hususu aktarmakta, İsrail’de bütün TV. Kanallarının akşam saat 22.00 de yayınlarını sonlandırdığını yazmaktadır. Tespitinin devamında  “ İsrail TV. kanalları 22.00 de sona ererken, Arap kanallarının yayınlarını sürdürdüğünü” belirtiyor. İsraillilerin akşam dizi, müzik, yarışma vs. diyerek kafalarını karıştırmadıklarına, zaman öldürmediklerine, aksine zamanlarını eğitime, okumaya, çalışmaya ve üretime ayırdıklarına bakarak Ortadoğu’yu nasıl karıştırdıklarını, ABD’yi ve Avrupa’yı nasıl parmaklarına takarak yönlendirdiklerini anlamak mümkündür.
Esasen birçok eğitimci ve iletişimci, TV. deki genel eğlence programlarının ortalama 10 yaş zekasına hitap ettiğini, ülkemizdeki eğlence programlarının içeriklerinin de büyük oranda ABD patentli olduğunu hep söylemektedirler.
 Marie Vinn’in yazısını okuduktan sonra benim zamanım İsrailli birinden daha kıymetsiz olamaz; bizim  insanımız onlardan  daha az akıllı olamaz; ben çocuklarımı, milletimin  ve ülkemin geleceğini onlardan  daha az   düşünüyor olamam diyerek, eşim ve  çocuklarımla  ortak  bir karar  alarak  evdeki  TV. un fişini çektik;  vakit öldüren  programları  hayatımızdan çıkardık. Aile olarak artık bir yıldan beri TV.  Seyretmiyoruz. Evde internete de nadiren müracaat ediyoruz. Bu gereksiz meşguliyetler yerine birbirimizle yeterince sohbet ediyor, çocukların dersleri ile ilgileniyor, ailecik birbirimizle yarışırcasına bol bol kitap ve dergi okuyor, haberleri de radyodan dinliyoruz. Şimdi daha mutlu bir aileyiz. Çocuklarım da derslerinde ve okullarında bize onur ve gurur veren başarılar elde etmeye başladılar.”
Çocuklarının ders çalışmadığından şikâyet eden anne- babalar, alın işte çocuklarına ders çalışma alışkanlığını kazandıran bir baba.   Siz de çocuklarınızın ders çalışması için TV. nin fişini çekmeye, sizlerin aklını körelten, sizi akılsız hale getiren akıllı telefonlardan elinizi çekmeye var mısınız?
        Not: 1- Sayın veliler! Çocuğunuzun kitaplara el sürmesini istiyorsanız, öncelikle sizler  : “ İnsan Toplum Kültür”, “ Okumanın Gücü”, “ Kişiye Özel Öğrenme”  adlı kitaplara el sürmeniz gerekiyor.
2- Soma  Maden İş Halk  eğitim