"Bazen de kader deyip geçebilmeli… En zor zamanlarınızı hatırlayın, hangisi hâlâ sizinle?"
Hayatın yükünü her zaman anlamlandırmaya çalışıyoruz, belki de hata tam burada başlıyor. Her şeye müdahale etmeye, çözüm bulmaya, hemen iyileştirmeye çalışıyoruz. Oysa bazı acılar çözülmek değil, yaşanmak ister. Her yara kapanmamalı belki de. Bazı sancılar içimizde biraz daha kalmalı. Çünkü zamanla değil, farkındalıkla geçiyor her şey.
"Bu neden oldu?" diye sormayı bıraktığımda fark ettim… Her şeyin bir nedeni yok. Her şeyin bir çözümü de yok. Bazen sadece başına geliyor ve sen, olup bitene rağmen ayağa kalkıyorsun.
Eskisi gibi değilim demekle başlamıyor hiçbir şey; "Artık yenisiyim" diyebilmekle başlıyor. "Şimdi ne yapacağım?" yerine, "Bunu atlattıktan sonra daha iyi bir versiyonuma hazırım" diyebilmeliyiz. Çünkü bazı sınavlar sadece bitmek için değil, dönüştürmek için var.
Belki de o yüzden; bazı acılar içimizde sessizce oturmalı. Çay koyar gibi, kendimize bir şefkat sunar gibi, susmalı. Koşmadan, bastırmadan, sadece geçmesini bekleyerek...
Zor zamanlar geçer mi bilmem ama insan değişiyor. Ve bu değişimin içinde bazen kayıplar var, bazen kırgınlıklar... Ama en önemlisi, bir sabah uyanıp "Ben iyileşiyorum galiba" diyebileceğin o gün var.
Bazen bir gülüş, bazen bir kedide hissettiğin şefkat, bazen sadece bir kahve kokusu… Bunlar iyi geliyor. Her sabah aynada baktığınız o ifade, inanın bir gün gülümseyerek selamlayacak sizi.
Çok canınız yanana kadar beklemeyin kimseyi ya da bir durumu. Susmayın meselâ. İlla ki konuşabileceğiniz biri olsun hayatınızda. Çünkü susmak, ruhun intiharıdır.
Ve özgürleşmek için gidin o çok kalmak istediğiniz yerden. Vallahi dahası daha güzel olabilir.
Ben böyle durumlarda hep yazmayı tercih ediyorum. Kalem susunca içim çığlık atıyor çünkü. Ve bazen, evet… acıya da şükretmek lazım. Çünkü insan, içinden geçtiği şey kadar genişliyor.
Bazı şeyler çok güzel başlayabiliyor, tam her şey mükemmel oldu dediğiniz yerde sınav başlıyor. Ve şunu unutmayın: Sınavını geçemeyeceğiniz hiçbir yerde bulunmayın. Bazen bırakın o ipi… “Kader bu” deyip yeni bir yol haritası çizin kendinize. Çünkü devam dediğiniz yer, bazen vedadan daha çok can yakar.
Ve unutma sevgili okur;
Eğer sen yapabiliyorsan, herkes yapabilir. Bu kadar güçlü görünmek zorunda değilsin. Kendini kandırma… Bırak, canın yansın.
Çünkü bazen yanmak gerekir; kül olmadan yeniden doğamazsın.
Ve inan bana, sen tam da yandığın yerden çiçekleneceksin.
Yorumlar
Kalan Karakter: