O gece sadece binalar değil, içimizdeki güven duygusu da yıkıldı,insan evinde güvende hissetmeliydi oysa.Sabah uyandığımızda,uyanamayanları saymamalıydık…
Acının, öfkenin, unutuşun tarifi yoktu. Kaybedilenler o kadar pahalıydı ki milyonluk rezidanslar bunun yanında hafif kalıyordu. Bir ülke, en ağır bedellerden birini ödüyordu.
Tüm Türkiye tek yürek yardıma koşuyordu. O an Milli dayanışmanın somut bir yansımasıydı. Her el başka bir hayata uzanıp, birleşen güçle yeni bir umuda filizleniyordu.
Adeta bir mahşer günüydü. Betonun altına sadece insanlar değil, nice hayaller, kahkahalar, yarım kalmış cümleler de gömüldü.
O gün Türkiye büyük bir sınav verdi. Sadece Türkiye mi? İlk destek, kardeş Azerbaycan'dan geldi; aynı acıyla atan tek bir yürek oluyor, can Azerbaycan’dan insanlar yardıma koşuyordu. Arabasının üzerine yatağını, döşeğini sarıp, Türk bayrağını zırh edinen kardeşlerimiz, bize yardım elini uzatıyordu. Tek millet, iki devlet olmanın verdiği güven yine bizi ayakta tutuyordu. Çünkü biz, birbirimizin düşerken tutan elleriydik…
Nice anneler, babalar, evlatlar; hayalleri bir nefeste sönen, elleri toprağa değmeden kaybolan insanlar… Artık bu acıyı yaşamak istemiyoruz. Her kayıp, içimizdeki bir parçayı daha alıp götürdü. Ama bu topraklar, unutmamak için direniyor.
Bir daha böyle sınanmayacağımız bir gelecek için hep birlikte mücadele edeceğiz!
Ve asıl soru şu: Bu acıyı unut(a)mazken, neyi değiştireceğiz? Bir daha benzer acıları yaşamamak için ne gibi önlemler alacağız?
Tüm kayıplarımızi rahmetle anıyoruz!!
Yorumlar
Kalan Karakter: