İnsanın içine serinlik veren simasıyla, nezaketiyle, tevazu ve alçak gönüllü tavır ve davranışlarıyla, pürüzsüz diksiyonu ve hitabetiyle İbrahim Sudak bey kardeşimle 2005 yılında Manisa Belediyesine bağlı kurucusu bulunduğum MABEM dershanesinde çalışırken tanışmıştım. O yıllarda kendileri de Turgutlu Belediyesinde Özel Kalem Müdürü olarak çalışıyordu.
Manisa Belediyesi yaptığı kültürel faaliyetlerle, dışarıdan getirdiği konferans ve seminercilerin sunumu için İbrahim bey kardeşimi özel olarak Turgutlu’dan getirirdi. Bir ara önemli bir kültür faaliyetinde İbrahim Sudak Bey kardeşimin programı Turgutlu ile çakışınca, ilgili birime bakan arkadaş benden sunucu istedi. Eğitim camiasını çok iyi bilen biri olarak bulduğum sunucu maalesef İbrahim Sudak Bey kardeşimin yerini dolduramadı. Demek ki bazı hasletler ve yetenekler sonradan olmuyor. Bunlar tamamen Allah vergisi. Cenab-ı Hak yukarıda sıraladığım yetenekleri İbrahim Bey kardeşime cömertçe vermiş.
İbrahim Sudak beyi oğlum gibi severim. Vefalıdır, saygılıdır, hatır nazdır. Kibir ve gururdan uzak tevazu sahibi bir kişiliğe sahip nezih bir insandır.2014 yılında Manisa Kültür Müdürlüğüne atandığında inanıyorum ki annesi- babası benim kadar sevinmemiştir. Sebebi mi? söyleyeyim: “Siz hiç İbrahim Sudak kardeşim kültür müdürlüğüne gelene kadar Manisa Kültür Müdürlüğünün ismini veya sanata, sanatçıya ve halka yönelik faaliyetlerle gündeme geldiğini duydunuz mu?”
Sanatçı içinde yaşadığı toplumda bir ağacın kökleri gibidir. Kökü olmayan ağaç ayakta duramaz. Sanatçılar da içinde yaşadığı toplumun kökleridir. Nitekim Atatürk de: “ Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” diyerek sanatçının önemini vurgulamıştır.Dolayısıyla sanatçılar içinde yaşadıkları toplumun can suyu, hayat damarıdır.
Mektup yazmanın tarih olduğu bir dönemde, siz iğne ile kuyu kazar gibi sahifeler dolusu kitap yazdınız mı? Yazdığınız kitabı bastırmaya kalktığınızda yayıncının kuyumcunun altın hesabı yaptığı gibi kağıt hesabı yaptığına şahit oldunuz mu? Köy, köy gezip araştırmalar yaptınız mı? Tuvalin başına geçip saatlerce eliniz yüzünüz boyaya battı mı? Gece yatağınızdan fırlayıp şiir yazdınız mı? Bunları yapmayanlar ortaya çıkan ürünlerin kıymetini bilemezler. İşte bu değeri bilen sanata ve sanatçıya değer veren bir kültür müdürümüze sahip Manisa.
Hepimiz sayısız galaksilerden birinin içindeki bir gezegende ortalama 60-70 yıl yaşayan bir canlıyız. Bizden önce 110 milyar insan yaşayıp ölmüş. Her fani gibi biz de öleceğiz. Yarın çocuklarımız ve torunlarımız dahil 20-30 kişi haricinde kimsenin umurunda bile olmayacağız. Ama sanatçılar öyle mi? Çiçekler solar ama sözler solmaz, unutulmaz. Düştüğü gönülde yeni sene çiçek açar veya elli yıl sonra da açabilir. Binlerce yıl önce yaşayan Sokrates, Eflatun, İbni Haldun, İbni Sina, ve Sinanlar kitaplarıyla raflarda, sülün gibi minarelerle şehirlerimizde yaşamaktadırlar. Bu saydığım isimler dünya çapında iz bıraktılar. Belki aşağıdaki benzetmeme bıyık altından güleceksiniz. Dün Manisa tarihine iz bırakan İbrahim Gökçenleri, Çağatay Uluçayları nasıl Manisa unutmamışsa, inanıyorum ki Manisa ile yatan, Manisa ile kalkan Mustafa Palaları, Naci Yenginleri, Emin Avşarları, Özbaş ve Aksakalları, aklımda kaldığına göre Akhisar’dan Mustafa Kuzucuk ve arkadaşlarını, Gördes’ten Yurdun Güvenen, Ayşe İlker, S. Sami İlker, Hüseyin Tuncay, Adem Ertaş, Mehmet yıldız, Ahmet ince Halil Aker ve arkadaşlarını, Turgutlu’dan Mehmet Gökkaya, Salihli’den Halk şairi Gündüz Aydın, Sedat Günay ve arkadaşlarını, yine Kula, Selendi ve Soma dahil diğer ilçelerden ismini sayamayacağım kırk sekiz sanatçı ve yazarı da içinde yaşadıkları çevreleri unutmayacak. Kitaplarıyla raflarda, eserleriyle müzelerde yaşamaya ve hatırlanmaya devam edecek. Manisa ve çevresindeki yazar ve sanatçılar da kültüre duyarlı Valilerimiz Sayın Mustafa Hakan Güvenç ile Sayın Ahmet Deniz beyefendiyi ve vefalı kültür müdürümüz Sayın İbrahim sudak beyi unutmayacaktır.
75 yaşındayım. 55 yıldır da kesintisiz eğitimin içindeyim. 7. Cumhurbaşkanımızdan özel ödül, Manisa Lisesi müdürü iken Almanya ile kurduğum kardeş okul ilişkileri sonucu Almanya İngolstadt Belediye Başkanı Sayın Peter Şchnell de kültür nişanı verdi. Seminer ve konferanslarım dolayısıyla Türkiye’nin muhtelif illerinden plaket, cezaevlerinden sayısız teşekkür ve takdir aldım. Bunların hepsi beni onurlandırdı. Ama 23 Aralık 2017 günü Vefalı Kültür Müdürümüzle o dönemin Valisi Sayın Mustafa Hakan Güvenç beyefendi ile Rektörümüz Sayın M. Kemal çelebi’nin elinden aldığım “ ŞEHRİN HAZİNESİ” ödülü, ömrüm boyunca aldığım bütün teşekkür ve takdirleri gölgeledi. Çünkü bu belge, çocuklarıma ve torunlarıma eğer olsaydı neslime bırakacağım iki vadi dolusu maldan daha değerli bir ödül. İnanıyorum ki 22 Nisan 2019 günü Anemon otelde Manisa’nın ilçelerinde mukim yazar ve sanatçı arkadaşlarımızın da sanata ve sanatçıya duyarlı Manisa Valisi Ahmet Deniz beyefendi ile Kültür Müdürümüz Sayın İbrahim Sudak beyin elinden aldıkları “ ŞEHRİN HAZİNELERİ” ödülü de onları onurlandırdığı gibi biz arkadaşlarını da ziyadesiyle sevindirdi. Onların da benim düşündüğümün aynısını düşündüklerini içlerini okuyarak sezinledim.
Bizim ülkemizin insanı vefalıdır. Manisa halkı nasıl İbrahim Gökçen, Çağatay Uluçay, Müftü Alim Efendi, Parti Pehlivan’ı, Manisa Tarzan’ı Ahmet Bedevi’yi unutmamışsa gelecekteki Manisa halkı da yukarıda saydığım isimleri unutmayacaktır. Yarın açtığı bir okula veya bir sokağa “ Naci Yengin, Mustafa Pala, Haydar Aksakal, Osman Özbaş, Emin Avşar vs. ismini verecektir
Ahir ömründe ( 95 yaşında ) Yurdun Güvenen ağabeyimizin ödülünü aldığında gözlerinden akan sevinç gözyaşlarını bu satırlara dökmem imkânsız. Unutulanlar, unutanları asla affetmezlermiş. “ ŞEHRİN HAZİNESİ” ödülü alan arkadaşlarımızın % 90 nı öğretmen kökenli Milli Eğitim mensupları idi. Keşke bu arkadaşlarımızı, evimizin yetkilileri de hatırlayıp bir vefa buluşması yapabilseydi.
Sanatçı ve yazarları unutmayarak büyük bir vefa örneği gösteren kültürlü Kültür müdürümüz Sayın İbrahim Sudak beye, törende yaptıkları veciz konuşmalarıyla bizi onurlandıran Valilerimiz Sayın Mustafa Hakan Güvenç beyefendi ile Sayın Ahmet Deniz beyefendiye sanatçı ve yazarlar olarak şükran borçluyuz.
Sağ olun Sayın Valim, sağ olun Sayın Kültürü Müdürümüz.
www.kadirkeskin.net
Yorumlar
Kalan Karakter: