TRAFİKTE GÜNDEN GÜNE ARTAN NAHOŞ OLAYLAR DOLAYISIYLA
( Öfkelenip de Kabre Girmek İstemeyenlerle, Hastaneye ve Hapishaneye Düşmek İstemeyenler Okusun)
Ünlü Türk Mutasavvıfı Ahmet Yesevî anlatıyor. Cenab-ı Hak, Hz. Âdem’i cennetteki hatası yüzünden yeryüzüne indirir. Hz. Âdem yeryüzüne indiğinde sağına bakar, üç tane beyaz siluet görür.
Birinci beyaz siluete sorar:
— Sen Kimsin?
Birinci beyaz siluet cevap verir:
— Akılım.
Hz. Âdem tekrar sorar:
— Nerde bulunursun?
Birinci beyaz siluet
—Başta
Hz. Âdem, ikinci beyaz siluete sorar:
— Sen kimsin?
İkinci beyaz siluet cevap verir:
— Ben hayâyım. (Utanmayım.)
Hz. Âdem ona da sorar:
Nerde bulunursun?
İkinci beyaz siluet:
— Yüzde bulunurum.
Hz. Âdem, üçüncüsüne de aynı soruyu sorar:
— Sen kimsin?
Üçüncü beyaz siluet:
— İmanım.
Hz. Âdem:
— Nerede bulunursun?
Üçüncü beyaz siluet:
— Kalpte bulunurum.
Hz. Âdem, bir de soluna bakar, solunda da üç siyah siluet görür.
Birinci siyah siluete sorar:
— Sen kimsin?
Birinci siyah siluet:
— Öfkeyim
Hz. Âdem, tekrar sorar:
— Nerede bulunursun?
Birinci siyah siluet:
— Başta
Hz. Âdem:
— Ama orada akıl var!
Birinci siyah siluet:
— Ben geldim mi, o kaçar.
Hz. Âdem, ikinci siyah siluete sorar:
— Sen kimsin?
İkinci siyah siluet:
— Hayâsızlığım. (Utanmazlığım.)
Hz. Âdem, ona da sorar:
— Nerede bulunursun?
İkinci siyah siluet:
— Yüzde bulunurum.
Hz. Âdem:
— Orada hayâ (utanma) var.
İkinci siyah siluet:
— Ben geldim mi, o kaçar.
Hz. Âdem, bu sefer de üçüncü siyah siluete sorar:
— Sen kimsin?
Üçüncü siyah siluet:
— Küfürüm.
Hz. Âdem:
— Sen nerede bulunursun?
Üçüncü siyah siluet:
— Kalpte bulunurum.
Hz. Âdem:
— Ama orada iman var.
Üçüncü siyah siluet:
— Ben geldim mi, o kaçar.
Adana’dan İzmir’e kadar Ankara yüksek güvenlikli cezaevleri dâhil kırkı aşkın cezaevlerinde konferansımın sonunda Ahmet Yesevi’nin bu menkıbesini anlatırken mahkûm kardeşlerimin pişmanlıklarından yüzlerindeki tüylerin tiken tiken olduğunu görüyorum. Ve bu menkıbeyi anlattıktan sonra soruyorum: “ Çok değerli kardeşlerim bugüne kadar girip çıktığım cezaevi kırkı geçti. Hiçbir cezaevinde hiçbir müdür arkadaşıma konferans vereceğim salondaki arkadaşlar hangi suç isnadıyla yatıyorlar diye sormadım, sormuyorum da. Ama şimdi size soruyorum. Size isnat edilen suçu, şu anda işleyebilir misiniz? Dediğimde hepsi de başlarıyla ‘ HAYIR’ diye tasdik ediyorlar. Hepsi de baldan tatlı olan bir saniyelik öfke anında işledikleri hata ve yanlışlık yüzünden ömürlerinin en güzel günlerini sevdiklerinden ayrı olarak betonorma duvarlar arkasında geçiriyorlar.
Hepimiz, herkes şunu iyi bilmelidir. Öfke, kısa süreli bir delilik halidir. Sonucu ise uzun süren bir pişmanlıktır. “ Ben öfkelendim mi gözüm kimseyi görmez” diye mertlik taslayanları betonarme duvarlar arkasında gerçekten kimseyi göremez hale gelenlerin bizzat şahidiyim.
Geldiğinde gözü, gittiğinde yüzü kızartan öfkeye mağlup olup, kabre girenlere, betonarme duvarlar arkasına düşenlere, yaralanıp hastaneye yatanlara, trafikte bir anlık ÖFKESİNE MAĞLUP OLUP da İŞİNE, AŞINA, EŞİNE VE ÇOK SEVDİĞİ ÇOCUKLARINA KAVUŞAMAYANLARLA VE EN ÖNEMLİSİ YENİ KURDUĞU YUVADA BİR ANLIK ÖFKEYE KAPILIP YUVASINI yıkan tüm eşlere…
www.kadirkeskin.net
Not: 17 Ekim salı günü Menemen Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü sayın KENAN KILIÇ beyefendiniz davetiyle Menemen Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileriyle beraber olacağım. Beni öğrenciletiyle buluşturan sayın okul müdürü Kenan Kılıç beyefendiye çok teşekkür ederim.
Yorumlar
Kalan Karakter: