İslam alimlerine göre " MANEVİ İKRAM" mü'min kardeşimizde gördüğümüz iyilikleri teşvik ve takdir etmek, kusurlarını ve hatalarını da kırmadan, dökmeden düzeltmek ve onun iyi işler yapmasını ve başarmasını sağlamaktır. Bizde olması gereken bu iki hasletin günden güne azalması, aynı zamanda sosyal dokunun da zedelenmesine yol açıyor.
Manevi ikram parasız, pulsuz ikramdır. Yukarıda da arz ettiğim gibi Birbirimizde gördüğümüz iyi davranışları yüreklendirmek için yalakalığa kaçmadan takdir etmek, beğenmek ve beğendiğimizi kişinin yüzüne edepli bir şekilde söylemektir. Çevremizde ve dostlarımızda gördüğümüz yanlışları da kırmadan dökmeden yanlışı ve yanlış davranışı da kişiye yumuşak bir dille anlatmaktır. Manevi ikram iyi iş yapanların azmini artırır, daha güzel işler yapma yüreklendirir. Yanlış yapan insanların da yanlışlarını düzeltir, onları da daha güzel işler yapmaya yönlendirir.
Manevi ikram evden başlayıp, toplumun bütün katmanlarında ihmal edilmemesi gereken bir ikram türüdür. Evde fertlerin birbirilerini sevmesi, sevdiklerini söylemeleri, yanlışlarını kırmadan telafi etmeleri, komşumuza ve iş yerimizde arkadaşlarımıza mütebessim bir sima ile selamlaşmamız, amir – memur arasındaki tatlı iletişimler parasız, pulsuz manevi ikramlardır. Evde çocuklarımıza yapabileceğimiz en büyük ikram da karı- koca birbiri arasındaki sevgiyi çocuklarına hissettirmeleridir.
Yaşım icabı çalışmalarım, özellikle eğitim semineri ve konferanslarım, yayınladığım kitaplarım dolayısıyla okuyucularımdan ve dinleyenlerimden birçok manevi ikramlar aldım. Geçen yazımda söz ettiğim gibi 13. Baskıya kadar getirdiğim. "Eğitim- Öğretim" kitabımla ilgili M.E. Bakanlığı Personel Genel Müdürü Sayın Necmettin Yalçın'ın "Yöneticinin Günlüğünden" adlı kitabınızı büyük bir zevkle okudum. Yolu eğitimden geçen biri olarak kitabınızın bakanlığımızın diğer birimlerine sunulacağını belirtir, eğitime sunmuş olduğunuz bu değerli çalışmanızdan dolayı sizi kutlar, başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim" ifadelerinden tutun da genç meslektaşlarımın : " İyi ki mesleğimin başlangıcında böyle bir kitapla tanıştım." emekli arkadaşlarım ve özellikle her zaman fikir ve önerilerinden yararlandığım eğitimci Şehzadeler Belediyesi Başkanı Danışmanı arkadaşım Sayın Mustafa Pala'nın da " Keşke mesleğimin başlangıcında böyle bir kitapla tanışsaydım" diye ifade ettikleri kanaatler, beni büyük bir rehavete sürüklemişti ki, taki okurum Kaymakam Sayın Bayram YILMAZ bey kardeşime kadar. Yurt dışında ve Türkiye genelinde liselerde, üniversitelerde ve cezaevlerinde verdiğim 351 seminer ve konferanslarımdan övgü dolu manevi ikramlar aldım. Ta ki Denizli Anadolu İmam- Hatip Lisesi Müdürü Sayın Hüsamettin Küçükçallı kardeşime kadar. Kaymakam Sayın Yılmaz Beyin kitabım hakkında, Sayın Küçükçallı kardeşimin de sunumum hakkında övgü değil, eleştireleri beni, övgü dolu methiyelerden daha çok memnun etti. Sayın Küçükçallı kardeşimin sunumumla ilgili eleştirisini hemen düzelttim. Kitabımla ilgili Sayın Yılama Bey kardeşimin eleştirisini de not ettim. İnşallah 14. Baskıda eleştirisini yerine getireceğim. Şunu anladım insan kendi yanlışını göremiyor. İnsan nefsi yaptığını kendine hoş gösteriyor. Onun için ister dost olsun, isterse düşmanımız olsun daha iyiyi yapabilmek ve daha güzele ulaşabilmek için mutlaka ama mutlaka eleştiriye açık olalım. İyi bir şey yapmak istiyorsak, eleştirileri dikkate almamız şart ve elzem.
Buraya kadar izah etmeye çalıştığım manevi ikramın kaynağı inancımızdır. Rabbimiz Hz. Musa'yı Firavun'a gönderirken: "Ona yumuşak söz söyleyin belki öğüt alır..." Lokman 17 de : " ... İyiliği emret, kötülükten alıkoy..."buyurmaktadır.
En güzel eleştiri örneğini de peygamberimizin sevgili torunları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin vermişlerdir. Çeşme başında yanlış abdest alan kendilerinden büyük bir yaşlıya yaklaşarak "Amca biz abdest almayı bilmiyoruz yanlışımız varsa abdest alalım da bize yanlışımızı düzeltiver" derler. Onların doğru abdestini gören yaşlı adam der ki. "Çocuklar yanlış abdest alan benmişim sizin abdest alışınız daha doğru" diyerek kırmadan dökmeden yaşlı adama doğru abdest almayı öğretirler.
Rabbimizin ilahi buyruklarının yanında önümüzde böyle güzel örnekler varken bu gün maalesef birbirimizin iyi ve güzel davranışlarına gözlerimizi kapayıp yanlışlarımız karşısında ejderha olup acımasızca eleştiriler bizi köreltmektedir. İnançlarımız bize eleştirinin de adabını öğrettiği halde riayet etmeyişimiz büyük eksiklik. İnançlarımız ve yaptığımız ibadetler bizi geliştirmelidir. Halkın ve Hakk'ın rızasını kazanmak için gelişmiş insan olmak zorundayız. Gelişmiş insan ne demektir derseniz. Gelişmiş insan; kıskançlıktan uzak, adalet duygusu ile başkalarının başarılarını görüp takdir edip açık yüreklilikle söylemek, gördüğü yanlışları da Taha suresinde olduğu gibi " Yumuşak" sözle düzeltmek, gelişmiş mümin insanların en büyük özelliğidir.
Aliağa kaymakamı Sayın Bayram Yılmaz Bey kardeşim, Denizli Anadolu İmam- Hatip Lisesi Müdürü Sayın Hüsamettin Küçükçallı, eleştirilerini her zaman dikkate aldığım Sayın Mustafa Pala kardeşlerim, sizlere çok teşekkür ediyorum. Tatlı, zarif, naif eleştirinizle beni daha iyi şeyler yapmaya yüreklendirdiniz. Sayın Küçükçallı kardeşim eleştirinizi hemen yerine getirdim ve sunumumdaki o kareyi çıkardım. Sayın Yılmaz beyefendi kardeşim sizin eleştirinizi de notuma aldım, Sayın Pala kardeşimin eleştirilerini her zaman dikkate alıyorum. İnşallah 14. Baskıda Kaymakam Sayın Yılmaz beyefendi kardeşimin eleştirisini telafi edeceğim. Her üçünüze de çok çok teşekkür ediyorum.
Saygı değer okurlarım bana manevi ikramda bulunan böyle medeni ve gelişmiş mü'min üç önemli dostum var. Sizin de var mı?
Not: Köşe yazarımız Kadir Keskin , Salihli Necip Fazıl Kısıkürek Sosyal Bilimler Öğrencileriyle beraber
Yorumlar
Kalan Karakter: