KOOPERATİFÇİLİK VE YENİ MANİSA DENİLİNCE AKLA GELEN İLK İSİM MUSTAFA PALA (4) ES GEÇİLENİ İŞ EDİNEN ADAM
Yayınlanma :
08.02.2022 22:00
Güncelleme
: 08.02.2022 22:00


Eğitimci Mustafa PALA’nın kaleminden
Sayın Pala’nın hayat hikayesinden ve kırk yılı aşan tanışıklığımızın bize
öğrettiklerinden şunu çok net olarak anlamış bulunuyorum: O, yaşadığı her
olayı, yaptığı her işi, birlikte çalıştığı her insanı, okuduğu her kitabıve
yaptıklarıyla dikkatini çeken her şahsiyeti bir kitabın cümleleri gibi görmüş ve
bunlardan kendine bir değer katmayı, olumlu ya da olumsuz manada mutlaka
bir şeyler öğrenmeyi usul edinmiş. Bu anlamıyla hayatını okul, kendini ömür
boyu öğrenci yapan ve her an yeni şeyler öğrenen nadir bir şahsiyet.
Onun hayatına anlam katan önemli Şahsiyetlerin birisi Manisa Tarzan’ıdır.
Tarzan’ın kendisine olan etkisini şu iki cümleyle özetler:
-Tarzan,‘es geçileni iş edinen ve dışıyla fark yaratıp içindekini’ yapmaya yol
açan, destek sağlayan adamdır. Tarzan, hiç kimsenin dert edinmediğini iş
edinerek Manisa’nın yeşil Manisa olmasına öncülük etmiş ama öncelikle bu
günkülerin imaj oluşturmak dediği ‘görsel fark’ oluşturmayı, ‘hap yap kap’ misali
muazzam şekilde başarmış birisidir. Onun imajı Valisinden, Belediye Başkanına
ve sade vatandaşına kadar her kapıyı ve beraberinde gönül kapılarını, hoşgörü
kapılarını, destek kapılarını açan anahtarıdır.
- Başım dara düştüğünde, işim olmaza yüz tutuğunda iki insanı örnek alırım:
Tarzan ve Atatürk! Atatürk, yıkılmaya yüz tutmuş, yaşlı, yorgun, eskimiş, halkı
bezgin, aç biilaç, perişan bir imparatorluktan, yeni bir devlet kurmasını
başarmıştır. ‘Bu başarılar benim cesaretimin ana kaynağını oluşturuyor’ diyor.
Her iki örneğin ona önemli bir cesaret verdiği, özgüvenini harekete geçirdiği
muhakkak. Ama başarısının altında yatan hazine;aklını bilgiyle, kalbini sevgiyle,
bedenini beceriyle ve ruhunu güzel ahlakla büyütüp beslemesinde, kemale
erdirmesinde, küçüklüğünde ailesinden ve çevresinden doya doya yudumladığı
sevgiyi büyütüp insanlara, çevreye iyilikle sunmasında, şartlara razı olmayıp
şartların oluşmasına katılmak arzusuyla hizmetlerini aşkla yapmasında saklıdır.
KONUTLAR KONUTLAR
-Daha önceleri anlattığım gibi ‘Yeni Manisa’ diğer adıyla ‘Güzel Yurt’ projesi
oluşumuna bizzat öncülük ettiğim bir proje. Burada inşa edilen 15 bin konutun
5 binini Birlik olarak biz yaptık, diğerlerini TOKİ ve özel sektör yaptı. Yeni Manisa
Projesiyle biz; Manisa’yı sıkıştığı, arsa yokluğundan yan yana ÇinSeddi gibi bir
birine yapışık, silolar gibi her gün yükselen, gittikçe betonlaşan, rüzgarın
türküsünün sustuğu, , temiz hava solumanın imkansızlaştığı, otomobillerin ve
yayaların unutulduğu, çocukların apartmanlara hapsolduğu, tabiatla bağlarının
koptuğu, mahalle kültürünün ve komşuluk ilişkilerinin gittikçe kaybolmaya yüz
tutuğu, verimli tarım arazilerini kaçak yapıların istila ettiği, çarpık şehirleşmenin
şehrin dört bir yanını kuşattığı bir durumdan kurtarıp modern şehirleşmenin
örneğini oluşturduk.
Bu cümleden sonra onun ilgisini bozup, iyi bildiğim halde sizin için kendisine şu
soruyu sordum:
-Sayın Pala, bu hizmetleri sizden talep eden mi var, talep eden yok ise ne
yapacağınıza nasıl karar veriyorsunuz, bu işlerden çok mu para kazanıyorsunuz,
çok mu zevk alıyorsunuz? Biz bir sorduk, adaşım ‘kâse-i fağfurgibi bir dokun, bin
ah işit’ misali onu coşturan gerçekleri başladı saymaya ve anladık ki, bam telini
yakalamışız.
-Adaşım, hayatımı özetledim. Yoksul bir ailenin çocuğuydum, yoksul ama sevgi
dolu, yardımlaşma ve dayanışmayı esas alan, içinde bulundukları zor şartlara
karşı amansız bir mücadele veren, mücadelesini nasıl vereceğini bilmeyen ve
imkân yoksunu bir köyde sevgi içinde büyüdüm. Herkesten sevgi gördüm.
Sevdiğim insanların sıkıntıları içime dert oluyordu, hep şunu düşünürdüm;‘bir
imkânım olsa, gücüm yetse, bu zorlulukları ortadan kaldırıversem ve
sevenlerimi sevindirsem’! Ben büyüdükçe sorunlar daha çok gözüme çarpar
oldu ve kendimi sorun çözerken buldum. Çocukluğumda benliğimde yer eden
bu duyguların etkisiyle olsa gerek, yoksul halk kesimlerinin sorunları daha çok
dikkatimi çekiyordu. Ben köyümde tabiatın çocuğuydum.Ağaçlarla, kuşlarla,
çiçeklerle, derelerle arkadaştım, kardeştim, gökyüzü çardağım, bulutlar
yoldaşımdı. Bu nedenle yoksul kesim ve çevre sorunları hep önceliğim oldu ve
adeta beni çağırdı.
-Halkımın sağladığı ve devletimin yönettiği imkanlarla bu günlere geldim. Her
şeyimi halkıma borçluyum. Sevgiyi yudumladığım köyümün, köylülerimin,
halkımın beni çağırdığını düşünürüm, o sebeple istemeseler ve ihtiyaç
hissetmeseler dahi, ihtiyaç olan hizmetleri görür ve yapmak için çabalarım.
Kendime, Kentime, halkıma, ülkeme dair sorularım çoktur. Çok soru sizi cevap
zengini yapar. Sorun var, cevap var ve ben varım; un var, şeker var, yağ var gibi
bir durum. Geriye ne kalıyor ‘helva yapmak’ işte ben onun çabasındayım.İşin
sonunda bizden can isteyen yok, kan isteyen yok. Sorun şu ki, yaptığım her işte
çok zorlandım, neticede hepsinin üstesinden geldim ve bir fark oluşturdum.
Tarzan, farkı (imajı) baştan oluşturmuştu, biz zaman içinde oluşturduk. Buna da
şükür.Bizim farkımız ortaya koyduğumuz marifetimizdi, ‘marifet iltifata tabidir’
derler, hizmetlerimiz imajımız oldu.
-Geçinmek için herkes gibi paraya ihtiyacım var ama hayatımın hiçbir evresinde
para ve makam esas hedefim olmadı, her zaman yapacağım iş ve hizmet bana
cazip geldi. Bir iş yapıyorsanız neticede az veya çok elbet bir geliriniz olur.
Hayatta şuna inanırım:‘Mutluluk para ile satın alınan bir şey değil, mutluluk,
insanın bizzat kendisi tarafından üretilir’, yaptığım işin insanların hayatında
yarattığı değişimi görmek ve o işi başarmanın verdiği huzuru hiçbir para
sağlayamaz. Para ya da makam önceliğim olsaydı, her ikisini de elde edecek
imkanlarım, yeteneğim ve fırsatlarım vardı. Şu dünyaya gelip de gitmeyen yok.
Hepimiz ölümlüyüz ve önemseyip biriktirdiğiniz, sahiplendiğiniz ne varsa burada
bırakıyorsunuz. Bu gerçeği bile bile bunları öncelemeye değer mi? Allah’a şükür
ne kızımın ne de oğlumun benim malıma mülküme ihtiyaçları yok, ülke
şartlarında geçimlerini sağlayacak durumdalar. Yaptığım diğer işler hariç,
sadece Manisa’da altı bine yakın konutun inşasına öncülük ettim, etrafımızda
görüyoruz on konut inşa eden altına lüks bir araba çekiyor, evliliğini riske
atıyor.Her işimde kullandığım şahsıma aitDacia marka bir arabam var, edindiğim
mülkleri de satıp OBASYA’ya bağışladım. Parayla pulla işim olmaz benim. Altı
yaşıma kadar anamın ak sütüyle beslendim, gözüm tok. Şemsettin Sami’nin
dediği gibi ‘insan beşikte aldığı tabiatı, tabutta bırakır’ ve iyiliğin karşılığı da
nedeni de olmaz!...
-Sayın Pala, sizin Yeni Manisa Projenizin haricinde, tesbih taneleri gibi birbiri
ardınca oluşturduğunuz kooperatifler ve bu kooperatifler aracılığıyla yapımına
öncülük edip Manisa’da gerçekleştirdiğiniz ilklerden birisi de 1+1 konutlar var,
kaç kooperatif, kaç konut ve neden 1+1?
- Evet 1+1 konut üretimini Manisa’da ilk biz gerçekleştirdik. Bu bir arz talep
meselesi. İnsanlara hizmeti iki şekilde sunarsınız; ya insanlar ihtiyaçlarının
farkında olarak bir talep oluştururlar, siz ona arzda bulunur, hizmet sunar,
ihtiyacı karşılarsınız ya da ihtiyacı görür, insanların bunu fark etmelerini
sağlayarak talep oluşturur ve o talebi karşılayacak hizmeti sunarsınız. 1+1
konutların inşasına karar verirken biz toplumda değişen sosyal yapıyı ve değişen
hayatları gördük. Toplumda sosyal bir değişim yaşanıyordu ve buna uygun bir
değişime gitmeliydik hizmet modelimizde bir değişime gerek vardı.
Değişimi ben çocukluğumda öğrendim. Konuya ara verip bana değişimi öğreten
çocukluk anımı paylaşmak isterim:
-Babam keçi çobanıydı, maaş yerine doğan yavrulardan onda biri bize
veriliyordu. Zamanla sürünün içinde bizim de keçilerimiz çoğalmıştı. Babamın
ağa ile arası bozuluyor, köy kahvesinde canı sıkkın bir şekilde oturduğunu gören
bir köylümüz babama ‘İsmail, sat o yirmi keçiyi, git deve al, yük taşır, para
kazanırsın’ diyar ve babam denileni yapıyor. Fakat deve, keçilerin ağılına
sığmıyor!Deveyi koyacak yer yok!Komşumuz: -‘Benim eşek damım boş, getir
deveyi oraya koyalım’ der. Deveyi ıhtırıp adeta paketleyerek damın kapısından
içeriye sokarlar.Deve, gece ayağa kalkınca çatı darmadağın oluyor. Sonra deveyi
de satıp komşunun zararını ödüyoruz. Bu olaydan şunu öğrendim, ‘bir değişim
yapılacaksa, şartların da o değişime uygun olması gerekir.’
-Konut üretiminde değişikliğe giderken önce şartların değişime elverişli olup
olmadığına baktık. Üç şey dikkatimizi çekti; ilki küçülen aileler ve yaşlanan
nüfus, çocuklar yuvadan uçmuş anne baba kalmış, oturdukları evler başa
çıkamayacakları büyüklükte. Bu durumu ‘küçük konut, büyük rahatlık’
kavramıyla tanımladık, biliyorsunuz ki, ‘yeni kavramlar, yeni kurumların
oluşumunu sağlayan gelişme işaretleridir’. Bu amaçla ‘Ceren Yapı Kooperatifini’
kurduk ve bir talep patlamasıyla karşılaştık. Sanayide çalışanlar ve üniversite
gençliğinin arayışlarıyla karşılaştık. Akabinde Birlik Sitesinde yer alan ‘Selin,
Simge, Ender ve Defne’ Yapı Kooperatiflerini kurduk. Bu öncülüğümüzden sonra
özel sektör 1+1 konut inşasına başladı.
-Bu çalışmalarımız esnasında ‘Lale Kuleyi ‘ inşa ettiğimiz arsa sahipleri geldi. Bu
arsaya konut inşa etmemizi istediler. Manisa’da ilk defa üç katlı otopark inşa
ettik ve üç kat yerin altına indik. Çatı bahçesi yaptık. Burada 216 adet 1+1 konut
inşa ettik, zemin katın tamamını iş yeri yaptık şimdi orası bürolardan oluşan iş
merkezine dönüştü. Ceren 105,Birlik sitesi 287, Defne 72, Lale Kule 216 olmak
üzere toplam618 konut inşa ettik. İhtiyaç oldukça bu hizmetler devam edecek.
- Sayın Pala yaşınız ortalamayı gördü, yorulmuyor musunuz, bu enerjinizin
kaynağı nereden geliyor?
- Pişman olmamak! Hayatta ‘keşke’ demedim. Bunun için üç şeyin seçimine
dikkat etmek gerekir: Eş, iş ve arkadaş… 12 yıllık hizmetimin sonunda emekli
olurken evimizin nüfus durumunu söylemiştim ve emeklilik kararımı vermemi
sağlayan eşimdi. Eşim beni, ben eşimi seçtim, eşimin hayatımda müstesna bir
yeri var. İşimi seçişimi şöyle izah edeyim: Bazen doğru yolu bulmak için
yürüdüğünüz yoldan vaz geçmek gerekir, yol çağırır sizi ve Allah nasip
etmeyeceği şeyi hayal ettirmez. Neticede çok çabaladım ama zorlamadım,
bilirim ki nasip zorlamayla değil çabayla gelir, bizim köyün, köylülerin, tabiatın
çağrısına kapıldım, sonunda işimi buldum. Arkadaşlarıma gelince;
arkadaşlarımın tamamı birlikte iş yaptığım insanlardan oluştu. İnsanı tanımanın
en mükemmel yolu birlikte takım halinde çalışmak, ortaya bir iş, bir oluş
koymak ve başarıyı paylaşmaktır. Yolum hep iyilerle kesişti, kötülerle işim
olmadı, bulaşmak isteyenler oldu ama silkelemeyi bildim. Başarımı, etrafımdaki
iyi insanlara ve iyilik bekleyen halkıma, dış ailemi oluşturan çalışma
arkadaşlarım ile fedakâr personelime borçluyum. Kooperatif yönetimlerinde
beraber çalıştığım arkadaşlarımın çoğu aramızdan ayrıldılar, kendilerine
Allah’tan rahmet dilerim, kalanlara ve halen beraber hizmet ürettiğim
arkadaşlarıma sağlıklı, uzun ömür diliyorum. İnsan hayatını bozkır da yapar,
rengarenk çiçeklerle donanmış yaylalar, ovalar dağlar, bayırlarla süslü bir kıra
da dönüştürebilir. Bunun için yüreğinizde hep bir bahar iklimi olacak ve onu
süsleyecek çiçekleriniz olmalı. Çiçekleriniz; eşiniz, evlatlarınız, akrabalarınız,
dostlarınız, çalışma arkadaşlarınız ve hizmetinde olduğunuz insanlar… Yani sen
olacak, siz olacaksınız, sizi gören, size değer katanlar olacak… Sensizlik
renksizliktir. Sonuç; eş doğru, iş doğru, arkadaş doğru, hizmet bekleyen insan
doğru… Geriye ne kaldı? Mutluluğu üretmek ve mutlu insan enerjik olur. Bu
nedenlerledir ki, yaşım hakkında gururla şunu söyleyebiliyorum: İnsanın üç yaşı
var; takvim yaşı, göründüğü yaş ve hissettiği yaş… Takvim yaşım 76, görenler 65
diyor ama ben 45 hissediyorum yani 45 yaşındayım.
-Sevgili adaşım Allah sağlıklı uzun ömür versin, siz bu yaşınızla ve enerjinizle
daha çok koşarsınız. Sanırım Sinan Süleymaniye’yi yaptığında 85 yaşındaydı.
-Evet adaşım bizde ömür biter, iş bitmez, inan daha yeni başlıyoruz. Esas ustalık
eserlerimiz bundan sonra inşallah. İnsan ölmeden hayalleri bitmez ve biliyoruz
ki, gerçekler hayallerden doğar ve aynı zamanda insan sorunlarla iç içe yaşar ve
her sorun size bir hizmet fırsatı sunar yeter ki siz iyi niyetle çabalayın.
YENİ HAYALLER YENİ HEDEFLER VE USTALIK ESERİ OBASYA MI?
-Evet, OBASYA en büyük eserim olacak ve büyüyerek devam edecek. Bu eserin
doğuşuna sebep beraber emek verdiğimiz ‘Turizm Komitesi’ dir. Biliyorsunuz
Manisa’ya Halil İbrahim Daşöz Vali olarak geldi. Her gittiği yerde durumdan
vazife çıkaran ve hizmetinde olduğu kente değer katmaya ve kattığı bu
değerlerle halkın sosyal refahını yükseltmeye özen gösteren bir insandı. Buraya
gelir gelmez; ‘Manisa’da sanayi var, tarım var fakat turizm yok, oysa müthiş bir
turizm potansiyeli var. Bize düşen görev turizmi öne çıkarmak’ diyordu ve bu
amaçla yedi kişilik bir Turizm Komitesi kurmuştu. O komitede, Manisa’nın
Mustafa Pala’larından siz ve ben vardım, Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç
Karaköse, İl Planlama Müdürü Erşen Akar, Tarım Müdürlüğü Şube Müdürü
Nedim Zurnacı, Dr. Fahrettin Er ve Kültür Müdürlüğü Şube Müdürü Altan Türe
vardı. Komitede bilâbedel ve mesai dışı günlerce çalıştık, ortaya çok önemli
öneriler koyduk, tespitlerde bulunduk. Hatta siz, 15 ayrı projeden oluşan ve
Manisa’da Turizm sektörünün inşası amacıyla ‘Manisa’nın İkinci Kanat
Projelerini’ hazırlamıştınız ve biz bu projeleri, birlikte çalıştığımız ‘Manisa
Düşünce Birliğinin’ öncülüğünde, Manisa’nın meslek örgütü temsilcileri, kamu
yöneticileri, İş insanları, kanaat önderleri, siyasi partilerin temsilcileri, basın ve
yayın kuruluşlarının davetli olduğu bir toplantıda kamuoyu ile paylaşmıştık.Ama
Vali Daşöz’ün zamansız tayini her şeyi olduğu yerde bıraktı. Fakat ben
bırakmadım. Manisa’yı ve Manisalıları, Milletimi seviyorum. Ülkeme ve
insanımıza borcum var. Manisa’nın tam anlamıyla kalkınması, kırsal kesimin,
refahtan pay alması için ‘Turizm Sektörünün’ mutlaka oluşturulması gerektiğine
inanıyorum, inanmak yetmez, başkalarından bekleyerek olmaz, mutlaka bir
yerden başlamak gerekirdi ve bu düşünce ile‘OBASYA Projesini’ oluşturup
uygulamaya koyduk.
OBASYA Projesi, Yunusemre ilçemizin Ortaköy Mahallesi kırsalında 100 dönüm
arazide kuruldu. 50 yatak kapasiteli 25 oba çadırı ve Bey Otağı şeklinde
tasarlanan bir büyük çok amaçlı salon çadırı ile yörenin inşaat tekniğine uygun
üretilmiş beş taş bina ve bir lokantası, bir gölet ve 32 hobi bahçesi bulunuyor.
Proje 2014 yılında TKDK ve AB desteklerinden sağlanan 710 bin TL. hibe yardımı
ve öz kaynak sermayemizle birlikte 1 milyon 200 bin TL. bütçeye sahipti. Projeyi
gerçekleştirmek amacıyla kurduğumuz OBASYA Turizm Kooperatifine Turizm
Bakanlığınca Türkiye’de ilk kez ‘Turizm İşletme Belgesi ‘verildi. Proje turizm
alanında Türkiye’de yılın projesi seçildi. Tesisin arsasının imar durumu değişti,
turizm parseli oldu ve çevresi çok değerlendi. Projenin halen 110 ortağı var.
Ortaklar 100 dönüm arsanın ve üstündeki tesislerin hissedarıdırlar. Tesis
özellikle cumartesi ve pazar günleri ziyaretçi akınına uğruyor. Tesisin son
durumunu internetten OBASYA sitesine girerek veya YOUTOBE’ dan izlemek
mümkündür.
OBASYA Turizm tesislerini TKDK’nın ve AB Merkezi Finans ve İhale birimi ile
Zafer Kalkınma Ajansının hibe yardımı desteklerinden sağladığımız beş ayrı
proje ile oluşturduk. İlk projemiz ‘ Kırsal Konaklama Tesisi’ Projesiydi, 2014
yılında TKDK’den 710 bin TL. destek ve öz sermaye katkısıyla birlikte 1 milyon
200 bin TL. toplam bütçe ile 25 yurt çadırı ve bir bey otağı ( çok amaçlı Salon)
çadırı inşa edildi.
İkinci olarak yine 2014 yılında Zafer Kalkınma Ajansından sağladığımız 300 bin
TL hibe ve 200 bin TL öz kaynak olmak üzere toplam 500 bin TL. bütçe ile
‘Zaman Geçidi Müzesi Projesini’ uygulayarak yöre mimarisine uygun toprak
damlı taş evlerden oluşan binaların yapımını sağladık.
Üçüncü projemiz 2015 yılında yine Zafer Kalkınma Ajansından 65 bin TL bütçeli,
‘Yunt Dağı Alt Eylem Planı ve Turizm Rotalarının Belirlenmesi Projesi’ idi.
Tamamı hibe olan bu proje ile Yunt Dağı bölgesinde doğal, tarihi ve folklorik
değerlerin envanterini çıkartarak kırsal turizm ve kültür turizmi potansiyelini
arttıracak turizm rotalarını belirledik ve bunların kitaplarını, broşürlerini,
afişlerini bastırdık.
4. Projemiz 2021 yılında ‘OBASYA Ekolojik Yaşam Merkezi Projesi’ adıyla Zafer
kalkınma ajansından sağlanan 375.000TL hibe yardımı ve 125.000TL özkaynak
sermayesi ile toplam 500.000 TL bütçe ile; tıbbi ve aromatik bitki parkı,
ilköğretim öğrencileri için tarımsal uygulamalar ve bitki yetiştirme alanı inşasını
gerçekleştirdik. Proje Milli Eğitim Müdürlüğü ve Manisa CB Üniversitesi
ortaklığında yürütüldü. Proje ile aynı zamanda OBASYA bünyesindeki 15 bin M2
bir alan ‘Botanik Müzesi’ yapılmak üzere MCBÜ ‘ye tahsis edildi. Proje 2022 yılı
haziran ayında bitmiş olacak.
5. Projemiz 2021 yılında AB fon destekleri kapsamında Hazine ve Maliye
Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Biriminden sağlanan %90’ı hibe 1 milyon 85
bin 687 TL destek ile Kültür Bakanlığı denetiminde gerçekleştirdiğimiz ‘Kültür
Sınır Tanımaz Projesidir.’ Proje Manisa Büyük Şehir Belediyesi, Bulgaristan
Kırcali Belediyesi, Bulgaristan Ömer Lütfi Derneği ortaklığında gerçekleştirilmiş
olup, proje kapsamında ‘Ege Bölgesi 19. Yüzyıl Kadın Kıyafetleri Müzesi’
oluşturulacak. Müzede Ege bölgesi kadın kıyafetlerinden 20, Bulgaristan’dan
ise 5 adet kadın kıyafeti yer alacak.Bu amaçla OBASYA bünyesinde 700 m2
taban alanı olan Bey Otağı şeklinde çok amaçlı etkinlik yurdu yapılmakta. Proje
kapsamında 25 ‘er kişilik heyetler halinde Kırcali ve Manisa arasında karşılıklı
ziyaretler gerçekleştirilecek ve Manisa BŞB ile Kırcali Belediyesi kardeş şehir
olacak. Projenin açılışı 2022 baharında yapılacak ve açılışa Bulgaristan’dan
katılım sağlanacak.Bu beş destek bir turizm kooperatifine Türkiye’de ve
Dünyada sağlanmış tek örnektir.www.kadirkeskin.net
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: