Sevgili dostlar, hepimiz, Cenab-ı Hakkın bizlere verdiği imkânlar ölçüsünde Rab’bımıza karşı sorumluyuz. Paradan, makamdan, rütbeden, bilgiden… Sunulan nimetler ve ziynetler itibariyle bir sorumluluğum olduğuna inanmış kul olarak her malın kendi cinsinden verilen zekâtı misali, sahip olduğum bilgi ve deneyimlerimle, yavrularımızın ihtiyacı olan bir alanda sorumluluğumu mütevazı ölçülerde yerine getirmeye gayret ediyorum. Üç çeyrek asırlık yaşıma rağmen emekliliğin nasıl bir şey olduğunu henüz anlamış değilim. Günlerim hala öğrenci cıvıltısı ve zil sesleri içinde geçiyor. Gündüzün bitmeye yüz tuttuğu, erguvan rengi akşamın başladığı saatte, son bir çiçek daha diyen arı misali koşturuyorum. Koşturdukça da Allah kapıları arkasına kadar açıyor. Liseler , üniversiteler ve cezaevleri derken eğitim semierlerimin sayısıyurt dışı dahil 380’i buldu. Çok şükür koşturmaktan da şikayetçi de değilim.
Bu nedenle sene başından beri devam eden eğitim seminerlerime Konya N.Erbakan Ünevirsetesi Sağlık Eğitim Dairesi Başkanı Sayın Abdullah Atıcıgil kardeşimin davetlisi olarak 14 Mart Çarşamba günü Seydişehir Ahmet Cengiz Mühendislik Fakültesi öğrencileriyle beraber oldum. Ülkemiz adına bu fakültenin başta dekanı Sayın Prof. Dr. Hüseyin Arıkan bey olmak üzere öğretim üyeleri ve öğrencileriyle gurur duydum. Fakülte, ülkemizin en büyük alüminyum fabrikasının yanında kurulmuş. Fakülte ve sanayi işbirliği ile en ideal biçimde çalışma içindeler. Fakültenin bahçesinde ve dekanlık önünde, öğrenciler tarafından yapılan birbirinden güzel , iki elektrikli araba ile karşılaştım. Öğrenciler kendi yaptıkları bu arabalarla girdikleri bütün yarışmalarda birinciliği göğüslemişler. Anadolu’nun bozkırında eğitim yapan bu fakülte ile gurur duymamak mümkün değil. Başta soy ismi ARI-KAN olan dekan, Sayın Prof, Dr.Hüseyin bey kardeşim öğretim üyeleriyle ve öğrencileriyle ARI gibi çalışan bir fakülte buldum. Dekan Sayın Hüseyin bey kardeşim tatlı dili, sıcak ve sempatik tavırlarıyla öğrencilerinin ve personelinin gönlünde sevgi ve saygıya dayalı taht kurmuş bir yönetici. Anadolu’nun bozkırında kurulan bu fakültenin öğrenci profili de tam bir Anadolu profili. Huzurlu, başarılı böyle bir fakültenin öğrencileriyle beraber olmanın tadı damağımda kaldı. İki saate yakın konferansım, başta Sayın dekanımız, öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Beni okulunun öğrencileriyle buluşturan ağzından bal akan, teknik bilgilerinin sosyal bilimlerle de sentezini yapan, sözü ve sohbetiyle gönlümde ve belleğimde hoş bir iz bırakan Dekan Sayın Prof. Dr Hüseyin Arıkan kardeşime çok değerli öğrencilerine teşekkür ediyorum.
15 Mart günü de N.Erbakan Üniversitesinin uç beyi olan Ereğli Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayın Mustafa Pehlivan bey kardeşimin davetiyle, Ereğli Eğitim Fakültesinin genç öğretmen adayları ile beraber oldum. Fakültenin enerjik hocası sayın Serap Özselci kardeşimin organizesi ile geleceğin genç meslektaşlarımla da yine iki saate yakın bir beraberliğim oldu. Salonun yetersizliği nedeniyle genç meslektaşlarım bizzat yere oturarak dinlediler. Öğrencileriyle buluşturan nezih, nezaketli beyefendi üneversitenin uç beyi Prof. Dr. Sayın Mustafa Pehlivan kardeşimle yardımcısı Sayın Sema Özselci hanımefendi kardeşime de teşekkür ediyorum.
16 Mart Konya merkez Ahmet Keleşoğlu Eğitim fakültesinde verdiğim eğitim seminerimden sonra, bir seneden beri söz verip de gidemediğim eğitime duyarlı, eğitim yanıklısı, Karaman Toki Anadolu Lisesi Müdürü ve halen de Karaman Öğretmen Evi müdürlüğünü deruhte eden Sayın Mehmet Baştuğ kardeşimin daveti ve il milli Eğitim Müdürlüğünün organizesi ile Karaman merkez okullarında eğitim seminerleri verdim. Eğitim semineri verdiğim okullardan Toki Anadolu lisesi, Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesi, Fatih Anadolu Liselerinde olgun, oturaklı çok az yerde gördüğüm disiplinli bir öğrenci kesimiyle karşılaştım ve özel okul gibi tertemiz okullar gördüm. Bu okulların başında genç enerjik okul müdürleri Ali Koçak, branşının özelliklerini özümseyen kibar, nezaketli Durmuş Sayaslan gibi okuluna ve öğrencilerine aşık okul müdürlerini görmek beni sevindirdi. Böyle bir kadroyu oluşturan, rahmetli Ayhan Songar hocamızın tabiriyle “oturduğu koltukla değil, oturduğu koltuğu yükselten” tecrübeli İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Mevlüt Kuntoğlu beyefendiyi ayrıca tebrik ediyorum. Bu arada seminerlerimi, katılımlarıyla onurlandıran Milli Eğitim Yard. Sayın Nurettin Doğan ile Şube Müd. Mehmet Ali İyibaş kardeşlerime de ayrıca teşekkür ediyorum. Karaman'da beni en çok sevindiren okullardan biri de Cahit Zarifoğlu İmam-Hatip Ortaokulu oldu. Bu okulu görmek ve yakından tanımak, İmam- Hatip okulları adına geleceğe ait umutlarımı yeşertti. Malum, 28 şubatta büyük darbe yiyen bu okulları tekrar eski günlerine kavuşma azmi içerisinde buldum. Okulun başında kendini okula adamış bilinçli ve İmam- Hatip okulu aşığı Sayın Hüseyin Bağırhan kardeşimi ve eğitime duyarlı velilerini görmek inanın beni çok mutlu etti. Eğitim, öğretmen,-öğrenci ve veliden müteşekkil bir saçayağıdır. Çok az devlet okulunda gördüğüm saçayağı burada tamamlanmış. Bu okulda eğitime duyarlı annelerle buluşmak beni çok sevindirdi. Nitekim bu bereberlik, beraberinde başarıyı da getirmiş. Cahit Zarifoğlu İmam- Hatip Ortaokulu ilde başarısı en yüksek okullardan biri. Kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum. Ayrıca göz kamaştıran Özel Başarı Kolejini ayrı bir yazı konusu yapmak üzere Karaman'ı şimdilik burada noktalıyorum. Karamandaki okullarla buluşmama vesile olan eğitim sevdalısı Sayın Mehmet Baştuğ kardeşime de ayrıca teşekkür ediyorum.
Yaşlılık insanın içiyle dışının uyumsuz haliymiş. Dışı günden güne çöküyor ama gönül yaşlanmıyor. Konya- Karaman'daki yoğun tempom sonucu gözlerimi, Doç. Dr. oğlum Fatih Keskin'in görev yaptığı N. Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesinde açtım. Yıllardan beri ihmal ettiğim safra kesem sancı ataklarıyla çürümüş, duvarı kalınlaşmış, karaciğer ve bağırsaklara yapışarak, içinde de bir avuç taş oluşmuş. Kendimi, Konya'nın ünlü genel cerrahlarından Prof. Dr. Tevfik Küçükkartallar hocamın hünerli ellerine bıraktım. Ekibiyle beraber 4 saate yakın ameliyat sonucu karaciğere ve bağırsaklara yapışan saframı kazıyarak temizlediler ve beni eski sağlığıma kavuşturdular. Allah kendilerinden ve ekibinden razı olsun, şifa dağıtan elleri dert görmesin.
Bu arada hastanede kaldığım süre içerisinde benimle ilgilenen Dekan Prof. Dr. Celalettin Vatansev ile odama sık sık gelerek sağlığımla yakından ilgilenen Başhekim Prof. Dr. Ahmet Tekin beyefendi, Kardiyolojiden Prof. Dr. Hakan Akıllı, Radyolog Prof. Dr. Sayın Osman Koç, Beyin Cerrahı bölümünden Prof Dr. Yalçın Kocaoğullar, Prof. Dr. Önder Güney beyefendilere,Anestezi doktorları Doç. Dr. Ahmet Topal, Doç. Dr. Alper Kılıçaslan, Dr.Selman Alkan beye, oğlum Doç. Dr. Fatih Keskin ve bölümündeki asistanlarına, hastanede yattığım süre sağlığımla yakından ilgilenen oğlumun hocası Modaya Hastanesi Beyin Cerrahı, Sayın Prof. Dr. Erdal Kalkan beye, yattığım bölümün çok değerli baş hemşiresi Sayın Canan Çetin, Senem Çiçek, Beyza ile Ayşe Seven ve ismini sayamadığım çok değerli hemşire hanımlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Allah eksikliklerini göstermesin, hepsinden razı olsun.
Değerli dostlarım, üniversite gençlerine verdiğim seminerimi şu cümlelerle noktalıyorum. " Gençler! hepimizin elinde beş tane top var. Bunlar: 1-Sağlığımız 2-İffetimiz 3-Ailemiz 4- İmanımız 5- İşimiz. Bunlardan dördü sırça toptur elimizden düşürmeye gelmez. Düşürürsek kırılmasa bile çatlar belli olur. Ama beşincisi ise plastik toptur, onunla istediğiniz gibi oynayabilirsiniz. Ama bunların hepsi sağlığa bağlıdır. O, olmadan diğerleri olmaz " diye bitiriyorum.
Evet dostlar! insanlar hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, ne var ki hiç de yaşamamış gibi de ölüyorlar. Sağlığın ne kadar önemli olduğunu biliyordum ama yoğun bakımda kaldıktan sonra daha iyi anladım. Allah'ın insana verdiği en büyük nimet vücut ve akıl sağlığı. Ne olur sağlığmıza dikkat edelim. O, olmadan hiç bir şeyin olmayacağını bilelim.Ama ne yazık ki insanların hiç kıymetini bilmediği de sağlığı. Ancak kıymetini kaybedince anlıyor.
Şahsıma gelinc, ben mesleğime doymadım doktorlarım müsaade ederse seminerlerime İnşallah kaldığım yerden yine devam edeceğim Zira "Merhaba hocam. Bugün Karaman Mehmet Akif Ersoy Anadolu lisesinde verdiğiniz eğitim seminerinizi arkadaşlarımla büyük bir dikkatle dinledik. Size çok teşekkür ediyoruz. Seminerinizde bugüne kadar yaptığımız hatalarımızın yanında geleçeğe yönelik hedeflerimizi tesbit ettik. Tekrar okulumuzda görmek dileğiyle saygılarımızı sunuyoruz. Mehmet Akif Ersoy lisesi adına D. Yaşam" Her eğitim seminerim sonunda bu tür mesajları aldıktan sonra oturmak mümkün mü? Çok değerli doktorum Sayın Tevfik Küçükkartallar ve kardiyalaog Sayın Hakan Akıllı hocam yukarıdaki mesajı dikkate alarak çalışmalarıma müsaade ederlerse Salihli Kaymakamı ile Turgutlu Kaymakamı Sayın Uğur Turan beye verdiğim sözü yerine getirmek üzere seminerlerime kaldığım yerden yeniden başlayacağım. Nice kır çiçekleri var kenarda, köşede… Gün batımından önce kadife bir dokunuş bekleyen çiçeklere ulaşmak istiyorum Allah kısmet ettiği sürece. Amin..
Not: Seydişehir Mühendislik Fakültesi ile Ereğli Eğitim Fakültesi öğrencileriyle beraberdim.www.kadirkeskin.net
Yorumlar
Kalan Karakter: