Hayatın Hesabında Yapılan Hataların Telafisi Olmuyor
Matematiğin dört temel işlemi olduğu gibi, hayatın da dört temel işlemi vardır. Hepimizin bildiği gibi matematiğin dört temel işlemi toplama-çıkarma-çarpma-bölme. Matematiğin temel işlemlerinde yapılan hatayı, sağlaması yapılarak düzeltme imkânı olur. Ancak, hayatın dört temel işlemi olan kudret, servet, şöhret ve şehvette yapılan yanlışlığın sağlaması yoktur. Üniversite sınavlarında dört yanlış bir doğuyu götürürken, hayatın hesabında yapılan bir yanlış, ömür boyu kazanılan doğruların tümünü götürür. Bunun, hem seminer için gittiğim cezaevlerinde, hem de yaşanılan hayatta pek çok örneklerini görmek mümkün. Mesela, hemen aklıma meşhur İSKİ skandalındaki E. Göknel geldi. Bir ara bir TV. kanalında para kazanılan bir yarışmada gördüm. Sunucu yarışmaya katılma sebebini sorduğunda, “ Para kazanmak için, çünkü çok ihtiyacım var”. dedi. E. Göknel ki yirmi dört yıllık eşini terk edip, kızı yaşındaki yeni eşiyle kanarya adalarında balayına çıkan bir bürokrattı. Yine geçmiş senelerde, İç Anadoludaki bir Üniversitenin aynı Fakültesinde çalışan iki öğretim üyesi Profösör ve Doçentin evli olmalarına, boyundan büyük çocukları olmasına rağmen bir sekreteri paylaşamamamın bedeli olarak biri mezara , diğeri de cezaevine girmişti. Yetmişli yıllarda rahmetli Demirel’in en gözde belediye başkanlarından biri, o şehrin sokaklarında dilenci durumuna düşünce, Demirel onu Ankara huzur evine aldırmıştı. Son zamanlarda TV ekranlarında sık sık gördüğümüz Seçil Erzan ve Dilan Polat hadiseleri. Hele sanat dünyasında bunun çokça misalleri var. İşte bunlar, hayatın hesabında yapılan yanlışların getirdiği sonuçlar. Ben konuyu fazla deşelemeden esas konuma dönmek istiyorum.
Peygamberimiz bir gün kendisine doğru yaklaşan bir adam için yanındaki sahabelerine “ Şu gelen adamın yüzünde şeytani leke görüyorum” der. Adam yanına geldiğinde “ Allah için sana soruyorum. Buraya gelirken nefsin sana buradakilerden daha üstün olduğunu düşündürüyordu değil mi?” . diye sorduğunda, adam şaşkınlıkla “ evet Ya Muhammed “ dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz “ Felaket insanın kendisini beğenmesiyle başlar.” buyurmuştur.
Kral, paşa ve padişahlardan en sade vatandaşa kadar kısacası hepimizin ve herkesin başlangıcı bir damla su, ahirimiz de bir avuç topraktır. Peki, kibir nedir? Kibir, insanın kendini üstün görme hadisesidir. Kısacası büyüklüktür. İnsan bir kez kendini büyük görmeye başlayınca sonu insanlar yanında yalnızlıktır. Tanrı yanında da şirktir. Nitekim bin yıl önce yazılan sanki bugün yazılmış gibi mesajları içeren Kutadgu Bilig 2118 ikilikte:”Beyler büyüklük taslar ve kibirli olurlarsa, itibarlarını kaybeder” diyor.
Yaşım üççeyrek asrı geçti. 1972 Yılından 78’e kadar Manisa’nın ilçelerinde, 78 yılından sonra da Manisa merkezde çalıştım ve Manisa’ya yerleştim. Hiçbir zaman aktif siyasetin içine girmedim. Ama aktif siyasetin içinde olanlar kadar aktif siyasete ilgi duydum. Çünkü içinde olanlar ya arkadaşımız, ya öğrencilerimizdi. Hatta bugün iki tanesi de milletvekili. Üçüncüsü de deprem dolayısıyla okuduğu okul hasar görünce bizim okulun pansiyonunda misafirimiz olarak kaldı.
Kibirin en belirgin şeklini genelleme yapmam haksızlık olur ama maalesef bazı siyasetçilerde görüyoruz. Sanki vatandaşın oyunu kendi tapulu malları gibi, “burası benden sorulur, benim dediğim olur. “ gibi iddialı laflarla seçmenin karşısına çıkılınca aksi tesir yapıyor. Siyasetin içinde olanlar şunu iyi bilmelidir ki, hiçbir oy, hiçbir kimsenin garantisi altında değildir. Demokrasilerde insanlar, eşinin ve çocuklarının, hatta anne – babasının dahi oylarını garanti altına alamazlar. Tıpış tıpış sandığa gönderseniz bile, seçmen, girdiği gizli bölümde vicdanı ile baş başadır. Örnek mi? Eski Avusturya Cumhurbaşkanı Kurt Jusef Wildheim girdiği seçimde annesinin oyunu alamamıştır. İşte son seçimlerde, ülkeye Başbakanlık yapmış Davutoğlu’nun halasının oyunu alamadığı gibi. “İlle benim dediğim olacak, ben kimi koysam seçimi alırım” gibi iddialı lafların seçmende karşılığı olmadığı Manisa’da bizzat görülmüştür. ”Benim dediğim olacak” düşüncesiyle vatandaşın iki defa seçtiği il başkanını görevden aldırmak, temayülde birinci çıkanı listenin sonuna yerleştirmek, Manisa’da izi, yüzü olmayanı emr-i vaki ile tepeden getirip, iki dönem övgüler düzdükten sonra işi bitince muhalefete geçerek şimdi de yergiler düzen milletvekilinin bu davranışı ve buna benzer davranışlar, Manisa siyasetinde yapılan yanlışlardır. Bu yanlışlar, başlangıçta maddi ve manevi fedakârlıklarla gece gündüz koşturan Manisa’nın istikbal vadeden gençlerini küstürmüştür. Bu yanlışlık sadece iktidar partisinde mi?
Hayır! Aynı hata muhalefet partisinde de yapılmaktadır. Bugün mecliste olması gereken bir öğrencimizin önüne başka bir engel konularak meclise girmesi bizzat engellenmiştir. Bu tür bilinçli uygulamalar, gölgesinde ot bitirmeme siyaset anlayışıdır. Bu yanlış anlayıştan vaz geçilerek seçimler arifesinde dargın ve kırgın gençlerin mutlaka gönülleri alınarak tekrar partiye kazandırılmasında yarar var.Buraya kadar ifade etmeye çalıştığım hususlar benim şahsi kanaatlerim olmayıp, Manisa siyasetinde halkın sokakta dillendirdiği söylentilerdir.
Geçenlerde kendisini yakinen tanıdığım ve partinin kuruluşunda maddi ve manevi fedakârlıklarının yanı sıra, gece- gündüz koşturan bir öğrencime, “ Nasılsın?” dediğimde, sanki patlayacak bir bomba gibi beni kolumdan tutarak bir kafeye oturttu. Bilmediğim başka yapılan yanlışları da anlattı. Ve dedi ki: “ Hocam sizin eliniz kalem tutuyor. Ben Reisimize üzülüyorum. Herkes onun kredisini kullanıyor. Bunları yaz da hiç olmazsa bu tür yanlışlara fırsat verilmesin” dedi. “Elçiye zeval olmaz” derler. Ben de verdiğim söz gereği kısmen olsun onun ve temsil ettiği gurubun üzüntülerini yazıya dökmeye çalıştım. Öğrencimizin kendine göre Manisa’da anlattığı başka yanlışlıklar da var. Anlattıkları ayrı bir yazı konusu olduğu için öğrencimizin anlattıklarını takdirlerinize sunarak, konu ile örtüşen tarihi bir vaka ile yazıma devam etmek istiyorum.
Abdül Aziz Fransa seyahatinde Fransa’da yuvalanan Jön Türkleri toplayarak “ sizin sorununuz nedir, payitahttan ne talep ediyorsunuz?” diye sorduğunda, Jön Türkler: “ Biz doğruların payitahtın kapısından girerek huzurunuza vasıl olmasını istiyoruz” diye cevaplarlar. Tarihte milletlerin başına gelen en büyük felaket, halkın doğrularının tepedeki idarecinin huzuruna girememesidir. Bir parti ki milletvekili sayısı 6 dan 4 de düşmüş ve kazandığı belediye başkanlığını da kaybetmişse bunun nedenini hiç mi araştırma ihtiyacını hissetmiyor. Ve araştırıyorsa bile etrafını saran halkalardan değil, makam, mevki, para kaygısı olmayan devletle ilişiği ve bulaşığı olmayan kaynaklardan araştırmalıdır.
Buraya kadar arz ettiklerime ilaveten Manisa’da herkes gibi, benim de çok yakinen şahit olduğum bir olayı siz okurlarımla paylaşmak istiyorum.
2004 ile 2009 arasında Kula Ak Parti ilçe başkanı olarak görev yapan Sayın Hüseyin Tosun Bey 30 Mart 2014 Mahalli İdareler seçimlerinde Ak Partiden aday adaylığına müracaat eder. İl, Kula’da yaptırdığı temayülde Kula halkı Sayın Hüseyin Tosun Bey lehinde temayüllerini belirtirken “ Manisa benden sorulur” diyen Manisa’nın o günkü ünlü siyasetçisi “ Hayır” der. Manisa Ak parti İl başkan yardımcısı SKM başkanı çok çok yakın arkadaşım ( K. İ.) tekrar Kula’ya gider, yaptığı incelemelerde Kula halkının tercihinin Sayın Hüseyin Tosun beyefendiden yana olduğunu, ilde yapılan toplantıda ünlü siyasetçinin huzurunda verdiği brifinge rağmen“ Hayır o gitsin köye muhtar olsun” ifadesiyle Hüseyin beyi gıyabında rencide eder. Bunun üzerine Sayın Hüseyin Tosun Bey yıllardır ilçe başkanı olarak görev yaptığı, hizmet ettiği partisini terk ederek MHP’den aday olur. Yapılan seçim sonunda da %53,6 oy alarak Kula Belediye başkanı seçilir. Halkın içinden, halktan biri olan Sayın Hüseyin Tosun, başkanlık döneminde hizmetleriyle Kula halkının mazhariyetini kazanır, 2019 yılında yapılan seçimde de %65,82 rekor bir oy oranı ile ikinci kez seçimi göğüsler. Kula’da ki seminerlerimde eğitim camiasından edindiğim izlenime göre önümüzdeki seçimi de büyük bir oy oranı ile alacağı inancındalar.
Pekâlâ, genç yaşta Kulalıların sevgisine mazhar olan Hüseyin Tosun kimdir? Hüseyin Tosun Kula’nın otu kekik, kuşu keklik yörenin Ayaz Ören köyünden kamyoncu bir babanın üç çocuğundan biri ve en küçüğüdür. Ben de dâhil dar gelirli aile çocuklarının okuduğu İmam- Hatip okulunu bitirdikten sonra kısa bir süre din hizmetinde bulunur. Daha sonra da Kula’da süt toplama ticaretine atılır. Başarılı ticari hayatını sürdürürken de 2004 Yılında Kula Ak Parti ilçe başkanlığına getirilir ve beş yıl da bu görevi başarı ile yürüttükten sonra kendi isteği ile bırakarak ticari hayatına devam eder.
Peki, Başkan Hüseyin Tosun’un özelliği nedir? Kısa süreli ziyaretimde Hüseyin Tosun beyefendiyi nezaketli, mütevazı, sıcak ve samimi ilişkileriyle, itici değil, çekici kişiliğe sahip bir şahsiyet olarak buldum. Kanaatim eğitim camiasının görüşüyle de bire bir örtüştü.
“Hoş geldin”dediği insanın elini sıkarken kafasını yana çeviren değil, yüzüne bakan, insana güven telkin eden bir kişilik. Halkla ilişkileri ve beşeri münasebetleri fevkalade. Ünlü mutasavvıf Mevlana’ya sormuşlar. “İyi bir idarecinin sizce en önemli özelliği nedir?” cevap “ Vatandaşın idareciden talep ettiği işi olmadığında bile, huzurdan gönül ferahlığı ile ayrılmasına vesile olan kişidir.” İşte Tosun Başkan, Mevlana’nın tarif ettiği bir idareci tipi.
Ünlü siyasetçi tarafından köy muhtarı olması istenilen sayın Hüseyin Tosun beyefendi kardeşimiz, Kula’da temel belediyecilik hizmetlerinin yanında aynı zamanda, Halk Et, Halk Ekmek, Mabem Eğitim Kurumu gibi sosyal belediyecilik hizmetlerinin ilklerini de gerçekleştirmiş bir isim. Bunun yanında ilçenin istihdam sorununa çözüm üretmek adına yaptığı çalışmalarla 2019 Yılında Yerel Yönetimler tarafından istihdam dalında Yılın Belediye Başkanı Ödülü ile taltif edilmiştir. Ayrıca turizm alanında da ortaya koyduğu başarılı projelerle 2020 Yılında Yaşayan Şehirler Platformu’nun Yılın Turizm Projesi Ödülü’ne de layık görülmüş başarılı bir isimdir. Performansı nedeniyle 2024 yılında da MHP tarafından tekrar adaylığı ilan edilen Başkan Sayın Hüseyin Tosun’un, bu seçimleri de alacağından Kula’da hiç kimsenin şüphesi yok.
İleride, siyasetin daha üst kademelerinde görme umuduyla sayın başkanımıza Kulalılar adına selam ve dualarımla başarı dileklerimi sunuyorum.
www.kadirkeskin.net
Yorumlar
Kalan Karakter: