Ekranlardaki Kar Görüntülerinin Düşündürdükleri
Yayınlanma :
14.02.2022 17:09
Güncelleme
: 14.02.2022 17:09


Kar yağışını ve kar manzaralarını büyük- küçük herkes sever. Ekranlarda
çocukların kar sevinçlerini görünce ben de 70 yıl öncesine dönerek onların
sevincinde kendi çocukluk yıllarım canlandı gözümün önünde. Gündüz
annelerimizin yünden ördüğü, kara lastik ayakkabı içinde muşamba gibi
olurdu. Karda donan ayak ve ellerimiz eve gelip ocak başında ısıttığımızda
ateşin ısısıyla sızlayan ellerimize ve ayaklarımıza, gözlerimiz yaşararak karşılık
verirdi. Ama zamanla geçtikten sonra akşam yemeğinden sonra sinilere
doldurulan kar üzerine dökülen pekmezle ağzımızın tadı yerine gelirdi.
Malum hocamıza köylüler: “ Hocam çok bilgili bir adamsın hiç icadın var mı ?”
diye sorduklarında,” Var” demiş “ Nedir?”dediklerinde, “ Kar helvası ama onu
da ben beğenmedim.” demiş. Sevgili hocamız icadını beğenmemiş ama, biz
köylü çocukları olarak çok beğenirdik. Akşamları karlı havalardaki
misafirliklerde sini üzerinde doldurulan karın üzerine bolca pekmez dökülür,
herkesin elinde bir kaşık, aşure kaşıklar gibi koskoca sinideki kar helvasına
doyamazdık. Daha fazlasını istediğimizde “ hasta olursunuz” gerekçesiyle”
annemiz - babamız müsaade etmezlerdi.
Karlı yollara tedbirsiz yola çıkan birçok vatandaşlarımızın , kazalarla birlikte
büyük sıkıntılar çektiğini görüyoruz. Kazalar dolayısıyla da vefat edenler de
oluyor. Vefat edenlere Allah rahmet eylesin, yaralı kardeşlerimize de Allah
şifalar versin.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi esas beni 60 ile 70 yıl öncesine götüren Uludağ,
Palandöken, Kartaltepe, Erciyes kayak merkezlerinde profesyonel kayakçılar
eşliğinde kayak yapanlarla, doğuda ve Anadolu’da naylon poşet veya naylon
leğenlerle köylülerin kendi elleriyle ağaçtan yaptıkları kızaklarla büyük- küçük,
çoluk- çocuk ilkel usullerle kayak yapan Anadolu insanını yani kendimi
seyrettim. Modern kayak merkezlerinde kayak yapan kardeşlerimiz küçük-
büyük o kadar güzel giyinmişler ki ne elleri çıplak, ne ayakları, hatta ne de
yüzleri. Hatta gözlerindeki gözlükler dolayısıyla gözleri bile gözükmüyor. Karın
içinde karla temas yok. Hatta ve hatta kaymanın getirdiği pek sevinç de yok.
sanki robotlar kayıyor.
Anadolu ve doğu Anadolu köylerindeki tabii kayak yerlerinde ise büyük- küçük
üzerlerinde kardan ve soğuktan koruyan ne bir eldiven, nede ayakta dosdoğru
bot ve üzerlerinde de ne bir mont var. El, yüz, ayak pancar gibi. Üşüyorlar,
düşüyorlar, kalkıyorlar, gülüyorlar birbirine kartopu atıyorlar. Evlerine
gittiklerinde ateş karşısındaki gözyaşından sonra muhtemelen akşam da ailecik
hocamızın icadı kar helvası kaşıklayacaklar.
Yıllar önce yapılan bir araştırmada” Mutluluk nedir?” sorusuna cevap aranmış.
Araştırma sonucuna göre zenginliğin ve şöhretin mutlu bir hayatın anahtarı
olmadığı tesbit edilmiş. Araştırmaya göre mutlu bir hayatın sırrı, aileyle ve
arkadaşlarla kurulan sağlam ve derinlikli ilişkiler olarak belirtilmiş. Ayrıca
insanlar hakkında iyi düşünmek, kimseye düşmanlık etmemek gibi başlıklar yer
almış. 10 asır önce yaşayan ünlü Türk Bilgesi Yusuf Has Hacip de : “ Ey asil
yaratılışlı insan! Her iki dünyada mutlu olmak istiyorsan, sana
yakışan birincisi insanlara iyi davranman, elden geldiğince de iyilik
yapmandır.” diye mutluluğun sırrını söylemiş. Yüce peygamberimize
de sahabeleri sormuş: “ Yarasülellah! Sevap nedir, günah nedir?”
cevap: “ yaptığınızda ( iyilik) içinizde ferahlık uyandıran şey: ‘
SEVAP’, işlediğinizde ( kötülük) içinizde sıkıntı veren şey de ‘
GÜNAHTIR” diye noktalamış.
Modern kayak merkezlerinde markalı giysilerle hocalarının
eşliğinde kayak yapan çocuklarla, köy ve kasabalarda kayak yapan
çocukları kıyaslıyorum. Yanılıyor muyum bilmiyorum bana, köy ve
kasabalarda ilkel usullerle güle oynaya arkadaşlarıyla kayak yapan çocuklar,
modern kayak merkezlerinde arkadaşsız kayak yapan çocuklardan daha sosyal ,
daha mutlu gibi geldi.Dolayısıyla Mutluluk, sahip olunan eşyalara veya hayat
şartlarına bağlı olarak azalıp çoğalan bir şey değildir. Bu tür varlıklı aile
çocukları, Anadolu’nun köy ve kabalarında ilkel şartlarla kayak yapan
çocuklara göre daha mutsuz, daha yalnızdırlar.
Sokakta arkadaşı olmayan, sokakta çelik- çomak oynamayan
sokak oyunları bilmeyen, faraza fırsatını bulup sokakta çamurla
oynadı, ayağı çamurlu suya bastı, mikrop kaptı diye telaşlanıp çocuğu
doğrudan banyoya sokan anneler, odasındaki sineğin ısırışından
panikleyen ebeveynlerin büyüttükleri, telefonundan ve bilgi
sayarından başka arkadaşı olmayan çocuklar yarın ki topluma nasıl
adapte olurlar kestiremiyorum. Onun da ötesinde Açık söylemek
gerekirse bu çocuklar anne babaları ile birlikte aynı evde ve yan odada
yaşasalar bile bir yetim gibi büyümektedirler. Onları çok iyi yedirip
giydiriyorlar ve sağlıkları ile ilgileniyorlar ama çocuklarının özel odasında
internetin başında hangi sokaklarda kimlerle dolaştığını ve çocuklarının
kalbi ve zekâsının kimler tarafından kirletildiği konusunda hiç kafa
yormuyorlar.
Size bizzat şahit olduğum iki olay anlatacağım. Öğle teneffüslerinde
özel araba ile okula gelip, çocuğunu lüks lokantalarda karnını
doyurduktan sonra okula bırakan annenin bugün İzmir’de merdiven
temizliğine gittiğinin, çocuğunun da hiçbir baltaya sap olamadığının
yakinen şahidiyim. Yine öğle teneffüslerinde sanki suç işliyormuş gibi
okul bahçesinin göze çarpmayan bir köşesinde oturduğu taşın
üstünde, elindeki kocaman kuru bir ekmekle karnını doyuran Hasan
da Belediyelere oyuncak parkı imal eden bir firmanın sahibi
durumunda.
Sonuç mu? Mutluluk ve başarı para ve eşyaya bağımlı olsaydı,
büyükşehirlerin lüks semtleri mutlu insanlarla dolup taşardı. Ama hiç de öyle
değil. Araştırmacılar, psikologların en çok zengin muhitlerde mesai yaptıklarını
söylüyorlar.
Pekâlâ, mutluluğun bir reçetesi var mı? Elbette var. “İnsanın mutlu olması için,
maddiyatla ilgili konularda arkasındakilere, maneviyatla ilgili konularda ise
önündekilere bakması lazım.?” www.kadirkeskin.net
Not: Geçtiğimiz hafta Akhisar ‘ın en donanımlı “ Bizim çocuklar
Eğitim ve Rehabilatosyon Merkezi” ni ziyaret ederek Merkezin
sahibi Sayın Mücahit Şahin bey ve Merkezin Müdürü Sayın Özdem
bey kardeşimle eğitim üzerine verimli ve doyurucu bir sohbetimiz
oldu. İdareci ve öğretmenlerin öğrencilere olan yakın ilgi, şefkat ve
sevgisini imrenerek gözlemledim. Misafir ederek bana zaman ayıran
Sayın Mücahit Şahin bey ile merkezin müdürü sayın Özdem bey
kardeşime çok teşekkür ederim. Gördüğüm başarılı hizmetlerinin
devanı dilerim. www.kadirkeskin.net
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: