Snelman’ın çok sevdiği Fin halkını canlandırma ve uyanmasına yönelik yaptığı çalışmalar sadece halk öğretmenleri ile yaptığı sohbetlerle sınırlı değildi. Memurlar, doktorlar, din adamları, tüccarlar, öğretmenler ve subaylar, her kesimden insanların yaptığı toplantılara eli kanda da olsa katılıyor ve coşkuyla şunları dile getiriyordu.
“Halkı unutmayın. Hepiniz halkın içinden çıktınız. Nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz? Eğitim ve kültürden yoksun kardeşlerinizden uzaklaşarak, ayrı bir hayat kurmayı mı yoksa halkınızın durumunu iyileştirmek için çalışmayı mı tercih ediyorsunuz?” söylemleri her meslek kesiminde tek tük de olsa karşılık bulmaya başladı. Özellikle kilise camiasından Papaz Luco McDonald bunlardan biriydi.
Luca McDonald Snelman’ın yaşadığı dönemde papaz oldu. Kendisi Fince, İsveççe dışında Almanca, Fransızca ve İngilizce de biliyordu. Daha sonra Rusca da öğrenen Papaz Luca McDonald iki Alman üniversitesinden de felsefe ve ekonomi branşlarında doktora almıştı. Bu donanımı dolayısıyla Helsinki Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Profesörlük teklifinin yanında Halk Meçlisine de üye olarak seçilmesi teklif edildi. Bu unvanları elinin tersiyle iten Papaz Luca bir köyde papaz olarak çalışma isteğini iletti. Dostları ve yakınlarının “ Ne yaptığının farkında mısın? Parlak kariyerini başlamadan bitiriyorsun!” dediklerinde, “ Kariyer meraklısı papazların sayısı, ben olmadan da az değil zaten. Ayrıca kilise kariyer yapılacak bir yer değil ki. Kilisenin havarilere ve havarilerin yaptığı hizmetlere ihtiyacı var. Ben bazı unvan istekli papazlar gibi unvana değil, unutulmuş, kaba, zavallı Fin halkının ve Fin köylüsünün hizmetkarı olmaya talibim..”
Kendi isteğiyle tayin olduğu köyde kilisenin dışında halkla beraber hanlarda yedi içti, hanlarda konakladı, ormandan katran toplayan köylülerle beraber oldu, nehirlerde tomruk taşıyan işçilerin yanında yer aldı. Köylerde düğünlere katıldı. Kendini halktan soyutlamadı. Köylülerin sevincine ve üzüntüsüne ortak oldu. Havariler gibi dağda- taşta bulduğu her insana Hıristiyanlığı anlattı. Okudu, öğrendi köylüye, köylünün yaptığı tarım, hayvancılık her konuda onlara rehberlik yaptı. Ve sonunda da “ Bir Köy Papazının Kitabı” isimli bir kitap yayınladı. Kitabın ismi kısa zamanda her kesimden büyük bir okuyucu kitlesine ulaştı. Kitabın ismi Finlandiya’yı aydınlatan güneş anlamında “GÜNEŞ KİTABI” ismiyle anılmaya başladı. Köylü, kentli, doktor, asker herkesin elinde ve evinde kitap yerini aldı.
Kitapta kendini, kilisenin bir memuru gibi gören meslektaşı papazlar için:“ halkın kanını emen parazit, tembel köleler topluluğu ve kilise esnafı” gibi isimlerle niteleyerek yazarların, bilim insanlarının ve özellikle de ruhban sınıfının haince ölüm uykusuna yatmış düşünce ve vicdanlarını uyandırmak istiyordu. Ve bu durumu da dine ve halka “ İHANET” olarak haykırıyordu.
Her ne kadar Papaz Luca’nın bu haykırışı bazı meslektaşları tarafından tepki ile karşılansa da bu haykırış Finlandiya’da çok büyük bir karşılık buldu.
Snelman, yeni nesil Fin aydınlarının en parlak temsilcilerinden birisiydi. Birkaç genç Finlandiyalı öğretmen, din adamı, avukat ve memur, halk kitlelerinin eğitim ve kültür düzeyinin artırılması için adeta seferberlik ilân etmişlerdi. Bu seferberliğe Köy Papazı Papaz Luca da katıldı.
Amaçları; ülkelerinin geleceğine dair taşıdıkları kişisel sorumluluğun bilinciyle, ülkelerinin kalkınması ve refaha kavuşmasıydı. Bunu da başardılar. Yılmadan yorulmadan, Fin halkının refah ve eğitim düzeyini yükselterek taşlık, kayalık, bataklık olan ülkelerini bu gün dünyada “ BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİ “ olarak anılmasını sağlamışlardır.www.kadirkeskin.net
Not: Manisa Celalettin İmam- Hatip Ortaokulu Sayın Mevlüt Baki Tunç bey kardeşimin davetiyle 19.01.2022 günü okulun öğrencileri ve velileriyle beraberdim.
Yorumlar
Kalan Karakter: