Tilkiyle yılan arkadaş olur ve birlikte gezintiye çıkarlar. Bir ırmağın kenarına geldiklerinde yılan tilkiye “ Tilki kardeş ben yüzme bilmem, beni sırtına al da karşıya beraber geçelim.” der. Tilki, arkadaşının teklifini kabul eder. Yılan, tilkinin beline sarılır, tilki de ırmağa girip yüzmeye başlar. Karşı kıyıya vardıklarında yılan tilkiye “ Tilki kardeş! Ben seni sokacağım.” deyiverir. Niye uğradığını şaşıran tilki “ Yılan kardeş! Biz seninle arkadaş değil miyiz? Bak ben sana bunca iyilik yaptım, ırmaktan geçirdim. Seni sırtıma almasam ırmaktan geçemeyecektin. Yaptığım bunca iyiliğin karşı bu mu olmalıydı?” diye ne kadar dil döktüyse de baktı ki, yılan hiç oralı değil ve cevaben de “ Tilki kardeş ne yapayım, bu benim huyum, sokmak benim fıtratımda var” der.Bunun üzerine tilki baktı ki kurtuluş yok. Bir an düşünmeye başlar ve sonra yılana “ Peki yılan kardeş! Sok, ne yapalım? Bu benim kaderimmiş. yalnız yüzüme bir defacık bak ki, o güzel gözlerini son bir kez göreyim!” Bu sözlere aldanan yılan, başını öne uzattığı an, tetikte duran tilki aniden ağzını açar ve yılanın başını koparıverir. Sonra da ölen yılanı ırmağın kenarında, kumların üzerine boylu boyunca uzatır ve kendi hilesine kurban giden arkadaşı yılana şöyle der.” Yook yılan kardeş yok! Ben öyle eğri büğrü arkadaş istemem! Benimle arkadaş olacaksan, böyle dosdoğru olacaksın!”der.Sevgili gençler, çok değerli anne- babalar ömrüm gençler arasında geçti. A. veya B. benim annem – babam olmasın, C benim kardeşim olmasın diyemeyiz. Bunlar Allah vergisidir. Ama arkadaşımızı kendi irademizle seçiyoruz. Özellikle ergenlik çağındaki çocukların birbiriyle kümeleştiği bir dönemdir. Bu yaşlarda çocuklarımız eğri büğrü arkadaş seçmemeli ve eğri büğrü arkadaş seçmemelerine de anne-babalar çocuklarına yardımcı olmalıdırlar. Eğri büğrü arkadaş seçip de derin çukurlara düşen ve hayatlarının baharında, hayatları mahvolan gençlerin hangi birini anlatayım. Adana cezaevinden Ankara, İzmir’e kadar dolaştığım cezaevlerini arkadaş kurbanı olarak tıklım tıklım dolduran gençlerin hangi birini anlatayım. X Cezaevinde bir gencin " Hocam beni yıkan davalar, depremler değil, en yakın dostlarım ve arkadaşlarım" sözü hala kulaklarımda çınlamaktadır. Haydi sırası gelmişken x cezaevinde bir gencin acı itirafını arzedeyim.- Sayın hocam ben okuluna muntazaman devam eden ve derslerimde de başarılı bir öğrenci idim. Ancak aynı mahallede oturduğumuz O. ile Z. de benim devam ettiğim okula gidiyorlardı. Bir gün okul çıkışı beni de gitmemem gereken bir cafeye götürdüler. Orada bana sigara ikram ettiler. Ben de hiç sigara içmediğimi söyleyince bana " Oğlum sen erkek değil misin? tadı çok güzel al bir nefes çek, çok hoşuna gidecek " diyerek yağlandıra, ballandıra beni özendirdiler." Gerçekten içimde büyük bir merak uyanmıştı. Merakımı yenemeyip, O'.nun uzattığı sigaradan bir nefes aldım. Zehir zemberek iğrenç bir şeydi. Ama aynı zamanda çocuk aklıyla ucundan tüten dumanıyla biraz büyüdüğümü hissettiğimden hoşuma gitmişti. Oysa sırasıyla nefes çektiğimiz sigaranın içinde esrar da varmış. Beni sigara ve esrarla tanıştıran O ile Z. o günden itibaren benim en yakın arkadaşlarım oldu. O sigaradan içebilmemiz için önce annemin babamın cüzdanlarından bir şeyler çalmaya çalıştım ama ailem de dar gelirli idi. Onların cüzdanında da çoğu kez para olmuyordu. Sonra O ve Z. ile sınıftaki arkadaşlarımızın çantalarından gizlice para çalmaya başladık. Artık bana ve arkadaşlarıma para çalmak, hırsızlık yapmak normal geliyordu. Ar damarım çatlamış, utanma duygum kalmamıştı. Uyuşturucuya alıştığım için onu mutlaka kullanmam gerekiyordu. Bu defa uyuşturucu satanların eline düştüm. Okul devamsızlığım başladı. Annemi okula çağırdılar. Annem okula devam etmediğimi öğrenince çok üzüldü. Her sabah bana evden çıkarken " oğlum okuluna git, öğretmenlerini dinle, müdürünü dinle, ulu sözü dinle. Ulu sözü dinlemzsen ulum ulum ulursun" demişti. "Netice hocam başını ağrıtmayayım annemi dinlememenin, ulu sözü dinlememenin bedelini burada ulum ulum uluyarak ödüyorum. Lütfen anne - babalara söyle. Çocuklarına arkadaş seçiminde de yardımcı olsunlar da çocukları benim durumuma düşmesinler." Evet anneler- babalar çocuklarımızın seçeceği arkadaş, çocuğumuzun yalnız bugününü değil, bütün istikbalini de çok yakından ilgilendirdiğini asla unutmayın.
Yorumlar
Kalan Karakter: