Doğa Boşluk Kabul
Etmiyor
Okullarda fizik
derslerinde öğrencilere fiziki kanunlar öğretiliyor. Öğretilen kanunların hiç birini fizik kanunlarını
okutanlar koymadı Tabiat koydu. Semavi inançlara göre de Tabiat kanunlarını koyan
Allah’tır. Dini terminolojide buna “ Sünnetullah” diyoruz. Fetih suresinin 23. Ayetinde de “ (Bunlar)Uygulanıp
gelen kanundur. Allah’ın kanununda bir değişiklik bulamazsın.” Buyuruyor. Nedir
bu kanunlar? Yaşadığımız bu dünyada görüp- görmediğimiz, zerreden küreye
tümüyle evren, Allah’ın koyduğu kurallara göre işleyen bir sistemdir.
Fizik okuyan herkes
“Tabiatın vakumu sevmediğini”
bilir. Vakuma verebileceğimiz en güzel örnek vazgeçilmez olan elektrik
ampulünün içidir. Ampulü kırdığımız an,
Tabiat içeri hava iter. Ve teorik olarak boş olan yeri doldurur. Daha
basit misalle bardakta su varsa hava yoktur, su yoksa hava vardır. Kısacası
tabiat boşluğu kabul etmez.
Bildiğiniz şeyleri
hatırlatarak sözü kendimize getirmek istiyorum. Zihnimiz de küçük bir evrendir.
Zihinler de hiçbir zaman boş kalmaz. Ne ile? Elbette duygularla. Üzüntü, korku,
kıskançlık, hırs gibi duygular şeytani duygular olup saldırgan duygulardır, huzurlu
ve mutlu duyguların yerini almak isterler.
Zihnimiz işimizle meşgulken zararlı duygular bizi meşgul edemez, günlük
işlerimizin bitmesini bekler. İşimiz bittiğinde hayal gücümüz çalışmaya başlar
ve saçma sapan ihtimalleri düşünmeye başlar.
Burada peygamberimizin şu davranışı konuyu açıklama açısından
çok önemlidir. Peygamberimiz bir gün sahabeleriyle
giderken yol kenarında bir ağacın altında miskin miskin oturan bir insana rastlıyor
ve selam vermeden Peygamberimiz yoluna
devam ediyor. Birkaç saat sonra aynı
yoldan geri dönerken bu defa peygamberimiz geçerken selam vermediği insana
selam veriyor. Sahabeler soruyor: “Yaresülellah giderken selam vermedin ama dönüşte
aynı kişiye selam verdin. Hikmeti
nedir?” dediklerinde Peygamberimiz cevaben:” Giderken miskin miskin oturuyordu.
Dönüşte ise elindeki çöple yeri eşelediğini bir şeyle meşgul olduğunu gördüm, onun
için selam verdim.” buyuruyor. Buna ilaveten Rabbimiz de İnşirah suresi ayet
6.7.8 de “ Elbette zorlukla beraber kolaylık vardır. O halde işi bitirince
hemen ( başka işe) sarıl. Ancak Rabbine
rağbet et.”
Rabbimizin mesajı, peygamberimizin de davranışı gösteriyor ki
işimiz bitince zihnimizin şeytani duyguların
saldırısına fırsat fırsat vermeden belli bir amaç doğrultusunda hayırlı işlere
yönelmemizi tavsiye ediyor. Amaçsız geçen günler, sigara dumanı gibi arkada
zift bırakarak uçar gider, arkasında iyilik tortu bırakmaz.
Unutmayalım ki Kendimizi meşgul edecek bir şeyler bulmaz ve
zamanımızı hindi gibi oturup kara kara düşünerek geçirirsek, cinleri başımıza
toplamaktan başka bir şey yapamayız. Bu cinler bizim hareket etme gücümüzü ve
isteklerimizi alıp götürürler.
Onun için daima
zihnimizi hayırlı ve iyi duygularla hayırlı işlerle meşgul etmek lazım.
Yazımı dedemin dilinden düşmeyen bir sözcükle bitirmiş olayım. Rahmetli derdi ki: “ Allah’ım bizi bize ( nefsimize ) bırakma!.. Amin…www.kadirkeskin.net
Yorumlar
Kalan Karakter: