Bir Bey iki hizmetli eski tabirle iki köle satın alır. Kölelerden biri temiz yüzlü, inci dişliydi. Nefesi gül gibi kokuyordu. Diğeri ise bu yakışıklı köleye göre yamuk, yumuk kamburdu, üstelik de gayet çirkindi, dişleri çürük, ağzı da kokuyordu.
Bey yakışıklı köleye ihsanlarda bulunarak onu hamama gönderdi. Dişleri çürümüş, ağzı kokan köleyi de yanına çağırdı ve kendisini çok beğendiğini ama arkadaşının onun hakkında çok kötü şeyler söylediğinden dem vurdu. Maksadı onun da arkasından kötü huylarını dışa vurmasını sağlamaktı. Fakat çirkin köle arkadaşına toz kondurmadı, arkadaşı hakkında gayet övücü ve takdir edici sözler söyledi. Bey ne yaptıysa bir tünlü bu çirkin köleye arkadaşı hakkında kötü söz söyletemedi.
Nihayet ikinci yakışıklı köle hamamdan geldi, bey bu defa ikinci çirkin köleyi hamama gönderdi. Yakışıklı köleyi huzura çağırdı. Kendisine övücü sözler söyledi ve “sıhhatler olsun ne kadar zarif ve latif olmuşsun, keşke öbür arkadaşının da dedikoducu, kötü huyları olmasaydı.” dedi. Bunun üzerine yakışıklı temiz yüzlü köle arkadaşı hakkında aslı astarı olmayan kötü şeyler ve sözler sıralamaya başladı. Arkadaşına karşı hasetlik damarı kabardıkça arkadaşının iyi davranışlarını bile kötü yorumlayarak beye anlatmaya devam ederken bey daha fazla tahammül edemedi “ Yeter artık” diyerek yakışıklı köleyi susturdu. Ve dedi ki: “ İkinizin de özünü anladım. Arkadaşın senin kadar yakışıklı değil, ağzı da kokuyor ama senin için kokuşmuş. Bundan sonra senin amirin o olacak ve onun emrinde çalışacaksın, haydi git” diye huzurundan kovar.
Evet anlattığım bu masalla günümüze ayna tutalım. Birbirimize karşı kibarlıkta ve iltifatta üzerimize yoktur. Ama sırtımızı döner dönmez neler söylendiğini benim burada anlatmama gerek var mı?
Dedikodu, arkadaşını çekememe, hasetlik insana ne kazandırır? Kazandırmaz ve karşılığında çok şey kaybettirir. Hasetlik duygusuyla dedi kodu yapan insanlar, dedikodusunu yaptığı insanları küçük düşürmek, onların toplum nezdindeki itibarlarını zedelemek isterler ama aslında başkalarının itibarını zedelemek isteyen insanlar farkında olmadan kendi itibarını zedelerler. Yaptıkları dedikodular kendilerine bir şey kazandırmaz üstelik kendilerini küçültür.
Bir gün Manisa’nın manevi dinamiklerinden rahmetli Şekerci Dedenin yanında, yine eski Fatih Anadolu Lisesi Müdürü merhum İsmet Sönmez arkadaşımla otururken orada bulunanlardan biri: “ Şekerci Dede benim bir komşum var. Ona hiçbir kötülüğümüz olmadığı halde üstelik de her türlü yardımına koştuğumuz halde aldığımıza, yediğimize hasetleniyor ve mahallede hep bizim gıybetimizi yapıyor, ben bu komşuya nasıl davranayım?” dediğinde, Şekerci Dede: “ Bir şey yapmana gerek yok evladım zaten O, kendi kendine yeteri kadar zarar veriyor. Çünkü hasetlik öyle bir ateştir ki haset insanın içini cayır cayır yakar. Sen yine Ona iyilik yapmaya devem et. Kaybeden değil kazanan yine sen olursun” dedi. O zamandan beri Şekerci Dedenin bu sözü hep kulağımda çınlar
Bir insanın kardeşinin arkasından çekiştirmesi şu âyetten daha güzel anlatılamaz: “Kimse kimseyi çekiştirmesin. Biriniz¸ ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah¸ tövbeyi çok kabul edendir¸ çok esirgeyicidir.” Gerçekten de hangimiz bir tabağa konularak önümüze getirilmiş olan Müslüman kardeşimizin etini yiyebilir ki? Mümkün değil. Tiksiniriz. Tiksinilecek şey, insanın mutlaka sakınması gereken şeydir.
Ahmet Zühtü Çelenk’in bir çocukluk şiiriyle yazımın başlığına ve masala dönmek istiyorum.
Seviyorum seni çocuk,/ Safsın, paksın, temizsin.
Kin, nefret, dedikodu bilmezsin/Yalakalık olsun diye el, ayak öpmezsin
İçin bir, dışın bir/ İçinde yok bir nebze kir.
Büyüme be çocuk/ Büyüdükçe kirlenirsin.
En sevdiklerine/ En dar günlerinde bile gitmezsin
Büyüme be çocuk/Çevrendeki çirkinliklerden
Nefret eder, iğrenirsin.
Müsaadenizle ben de bir ilave yapayım:
Büyüme çocuk büyüdükçe kirlenirsin, Yere düşünce elim, yüzüm çamur oldu diye üzülme çocuk. Zira yüreğin ak ve pak ya.
Allah yarattığı her şeyi en güzel ve en temiz olarak. Yaratmıştır. Bir papatyanın, bir gülün ve bir kır çiçeğinin yaprağı, rengi kokusu şöyle olsun diye bir fikir beyan edemiyoruz.. Temiz ve güzel olarak yaratılan canlılar âleminde en temiz yaratılanlarından biri de Âdemoğlu Ademdir, insandır. Bir çocuğa yalan söyletemezsiniz, insanlar hakkında yanlış düşündüremezsiniz, büyüdüğünde sigara içse öksürür, alkol alsa kusar. Sadece ruhen değil bedenen de temiz yaratılmıştır. Büyüdükçe giysilerimiz daha temiz, yüzümüz sinek kaydı traştan sonra traş kremi ve losyonlarla, daha güzel kokuyor ama bir taraftan da hasetlik, kin ve ihtirasla içimiz kokuşuyor.
Not: Salihli Kız Anadolu Lisesi
Yorumlar
Kalan Karakter: