İstanbul- Başakşehir Liseleri ile Kocaeli – Körfez İlçesindeki liselerdeki seminerlerim dolayısıyla Mart ayının son haftasında İstanbul’da idim. İstanbul’a gittiğimde Sahaflardaki eski kitapların kokusunu almadan gelirsem sanki İstanbul’a gitmemiş gibi hissederim kendimi. Dolayısıyla yoğun geçen programlarım dolayısıyla bir günümü sahaflara ayırdım. Gözüme ilişen eski kitaplardan birkaç tanesiyle, yayıncım Sayın Mekki Yassıkaya’nın yanına uğradığımda ofisinde Merdan Tufan’ın “Deyimler sözlüğü” ile,bizim 68 kuşağının çileli çilekeşlerinden Metin Köse beyin “ Ömrüm Yarım Kalan Koşularla Geçti” ile Sahaflardan aldığım “ Elif Naci’nin “ Anılardan Damlalar” adlı kitaplarını Manisa’ya gelir gelmez hepsini de Ramazan bereketiyle bir yudumda okudum. Özellikle ismini zikrettiğim her üç kitap da birbirinden değerli. Kitapla ilgili olanlara özellikle tavsiye ederim. Metin Köse’nin kitabından.
Japon İmparatoru, İngiltere ile Çin arasında yapılan Afyon (uyuşturucu) savaşında İngilizlerin Çinlileri hezimete uğratınca o zamana kadar içine kapalı, geleneklerine bağlı küçük bir devlet olan Japon İmparatoru danışmanına “ Yahu bu İngilizler kimlermiş, geldiler koskoca Çin’i yendiler.” der ve danışmanını yanına çağırarak “ git oraları gez, bana bir rapor ver.” diye, danışmanını İngiltere’ye gönderir.
İmparatorun danışmanı altı ay boyunca İngiltere’yi ve Avrupa’yı gezer. Ve koltuklarında dosyalarla huzura çıkar ve der ki:” Efendim o adamlar çok gelişmiş, çok etkili silahlar üretmişler. Kanaatim onların din ve törelerine hayır, bilim ve tekniklerine evet demeli ve çok gecikmeden hemen öğrenmeliyiz.”
Bunun üzerine Japonlar İngiltere ve Avrupa’ya onlarca değil, yüzlerce bilim ve teknoloji alanlarında öğrenci gönderirler. Ve gönderilen öğrencilerin hiç biri de batıda kalmaksızın kafalarında bilim ve teknoloji, koltuklarında boylarından büyük dosyalarla ülkelerine dönerler.
İmparatorluğumuzun son dönemleriyle Cumhuriyetimizin ilk yıllarında bizler de batıya öğrenci göndermişiz. Ama Osmanlı’nın gönderdiği öğrenciler Contürk adıyla teşkilatlanarak gazete çıkarıp, siyaset yaparak imparatorluğu yıkmaya çalışmışlar, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki öğrencilerin çoğu da resim ve heykel sanatı üzerine gönderilmiş Kendisi de ressam olan “Elif Naci’nin kitabında onlarca ismi geçen ressamlardan bazıları: “Sami Yetik, Hikmet Onat, İbrahim Çallı,Şeref Akgedik, Halil Dikmen, Cevat Dereli Fikret Mualla, Osman Hamdi Bey ve atlet Vildan Aşir Sarışın ve diğerleri.
Japon gençleri kafalarındaki teknik ve teknolojik bilgilerle, koltuklarındaki dosyalarla ülkelerin dönerlerken Osmanlının gönderdiği gençler oralarda kaldı. Devletlerine ihanet ettiler. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında gönderilen ressam öğrencilerimiz de bol bol resim ve heykeller yaptılar.
Biz henüz daha 2023 de yollara çıkacak olan TOGG’u heyecanla beklerken, bugün Japonların TOYOTA’sı 150 ülkede 15 milyonun üzerinde satış yaparak Ford efsanesini bile çoktan geride bıraktı. Ama bizim ressamlar arasından ne bir Picasso, ne Michelange, ne de bir Salvador Daliy çıktı. Ressamlarımız ise sanki başka yapılacak resim yokmuş gibi …. Kadın resmi yapmayı da sanat olarak savundular. Üstelik Japonlar 2. Cihan harbinde iki atom bombası yemesine rağmen kalkındılar. 1960 larda Kore savaşından hurda haş olarak çıkan Güney Kore bile bugün kendi ürettiği üç araba markasına sahip. Dünyanın sayılı şirketlerinden olan SAMSUNG’u ise hiç saymıyorum. Ama buna karşılık biz ise Atatürk “ İSTİKBAL GÖKLERDEDEDİR“ diye drektif verirken Atamızın arkasından yerli uçak sanayi önderlerinden Vecihi Hürkuş ile Nuri Demirağ’ın önüne akla hayale gelmeyen engeller çıkararak analarından emdikleri sütü burunlarından getirdik Vecihi Hürkuş’un marangoz atölyesinde yaptığı uçağa izin vermedik ama Çokoslovakya verdi, Nuri Demirağ’ın sıfır model uçar durumda olan uçaklarını da hurdaya çıkardık, Nuri Killigil’in kurduğu silah fabrikasını da Filistin’e silah satıyor diye sabotajla yerle yeksan ettik. Rahmetlinin tabut girecek naaşını bile bulamadık. Görünmez bir el bu ülkenin ilerlemesi için elinden geleni yapıyor. 1960 daki “ Devrim” arabasını tu kaka ettik. 2023 de yollara çıkması beklenen TOGG’da, daha şimdiden kötülemek için fabrikanın bulunduğu yerin belediye başkanı “TOGG Milli filen değil, ben sahiplenmem” diye beyanat veriyor. Ben sayın başkanımıza verecek bir cevap bulamıyorum. Başkanımıza verilecek cevabı ve yorumu size bırakıyorum.
Üzüntüm o dur ki bu ülkede doğup büyüyüp de bu ülkenin bir Japonya, bir Kore olmasını istemeyenlerin, yani tek kelime ile bu ülkenin ilerlemesini istemeyenlerin olduğuna artık kani oldum, siz de oldunuz mu?www.kadirkeskin.net
Not Mart ayının son haftasında İstanbul Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Ahmet Çoşkun beyefendinin davetleri, öğretmen Neşe Mısırlıoğlu hanmefendinin de organizesi ile Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezinde Başakşehir Liseleriyle beraberdim. Beni Başakşehir Liseleriyle buluşturan ilçe milli eğitim müdürü Sayın Ahmet Çoşkun beye çok teşekkür ederim.


Yorumlar
Kalan Karakter: