Kuran-ı Kerim’i bilenler,okuyanlar hatırlayacaktır. Hz Yusuf kıssasında Züleyha ‘nın delilsiz,şahitsiz ,ispatsız asılsız hatta çarpıtılan,ters yüz edilen beyanı yeterli görülmüştür.
Kadının tuzağından ve hayasız bir yol olan zinadan kaçan bir erkeğin,bir insanın, bir peygamberin yapmadığı bir suçtan uğradığı iftira sonucunda maalesef yıllarca hapis yatmıştır.
Delil olmadan, şahitsiz, ispatsız suçlama insani ve islami değildir.
Birlikte hayat kitabımız Kuran ı Kerim in Yusuf Suresi’nden bir bölümüne beraber bakalım:
Hz. Yusuf’un barındığı evin hanımı, Yûsuf'tan murad almak onu ilişkiye zorlamak istedi ve kapıları sımsıkı kapatarak: “Haydi gelsene!” dedi. Ama Yûsuf: “Öyle bir şey yapmaktan Allah'a sığınırım” diye karşılık verdi. Çünkü O Allah benim Rabbimdir, bana nimetler verendir . Veya senin kocan da benim velinimetimdir, bana çok iyi baktı, ben O'nun iyiliğine karşı hainlik yapamam. Gerçek şu ki, her nerede olursa olsun, Allah'ın istediği şekilde hayat sürmeyenler, asla rahat ve huzura erişemezler.
Gerçek şu ki, kadın ona karşı arzu doluydu; eğer Yûsuf Rabbinin zinayı yasaklayan kesin delilini, Uyarısını hatırına getirmemiş olsaydı, onun da ona bir arzu ve isteği doğmuş gitmişti. Böylece biz ondan kötülüğü, çirkin ve taşkınca halleri geri çevirmek için, kesin delilimizi,zinanın her türünün haramlığını ve çirkin bir yol olduğunu hatırlatmış olduk. Gerçekten de o Yûsuf, bizim seçkin kullamızdan biriydi.Allah’ın yardımıyla kendini muhafaza etti.
Akabinde Yusuf,zinadan kaçarken kadın ise Yusuf’un peşinde ikisi birlikte kapıya koşuştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı ve o an kapıda, kadının kocasını karşılarında buldular. Kadın: “Karın için kötülük düşünen birinin cezası, hapisten ya da en ağır ceza neyse ondan başka ne olabilir?” diyerek iftira attı ve haksız olduğu halde haklı çıkmaya çalıştı.
Yûsuf: “Ben ona saldırmadım, aksine o benden murad almak istedi!” diye kendisini savundu. O an kadının yakınlarından duruma tanıklık eden biri, görüşünü şöyle bildirdi: “Eğer Yûsuf'un gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru, öbürü yalan söylüyor demektir.
Yok eğer Yusuf’ un gömleği arkadan çekilip-yırtılmışsa, bu durumda kadın yalan söylemiştir ve Yusuf doğruyu söyleyenlerdendir.'
Böylece kadının kocası, Yûsuf'un gömleğinin sırtından,arkadan yırtılmış olduğunu görünce: “Belli ki, bu yine sizin tuzaklarınızdan biri ey kadınlar topluluğu! Doğrusu, sizin tuzaklarınız korkunçtur. Yusuf Suresi 23-28.
İyi hanımefendileri,saliha kadınları tenzih ederek şunu belirtmek gerekir.
Yükselen eğilim olan feminizmi aşıp erkek düşmanlığına vardırılan ve beyanlarına göre erkekler ontolojik olarak suçlu, kadınlar ismet sıfatıyla muttasıf olarak görülmektedir.Yukarıda örnekte Züleyha’nın kocasının söylediği ve Kuran ı Kerim’de ifade edildiği gibi Yûsuf'un gömleğinin sırtından,arkadan yırtılmış olduğunu görünce: “Belli ki, bu yine sizin tuzaklarınızdan biri ey kadınlar topluluğu! Doğrusu, sizin tuzaklarınız korkunçtur .Halbuki feministlerin bakış açısına göre
Erlekler her halükarda suçlu, kadınlarda haklı
Bir level sonrası erkekler vatandaşlıktan ve insanlıktan çıkarılmasına gidecek gibi görülmekte ve kaygı vermektedir.
Bu gidişle sağlam kalan az sayıdaki ailenin de kökü kurutulacak.
Bize herhangi bir batıl ideolojinin dayattıkları değil, Hz. Allah ‘ın emri, Hz.Muhammed’in örnekliği huzur getirir.Ne kadınlarım ezildiği ne de kadınların ezdiği bir anlayış gereklidir.
Kadın ve erkeğin rakip değil,refik olduğu anlayışı lazım.Yani birbirine üstünlük sağlamaya çalışan,birinin diğeri üzerinde baskı kurduğu,açığını aradığı anlayıştan kortulmamız gerekiyor.
Birbirine destek,yardımcı olan, yük olan değil yük alan meveddet ve sükünet sebebi olan şahsiyetler olmak lazım.
Kadın kötü niyetliyse, eşine oğluna,kardeşine kızgınlıktan söylediyse vebalini kim alacak,o ailede huzu yeniden nasıl tesis edecek?
Aile babasının şerefini, onurunu, haysiyetini kimse düşünmeyecek mi?
Bu duruma düşen erkek, hanımına dönmeyi isteyecek mi? Çocukların yetim bırakılmasının ve mahrumiyetlerinin psikolojik boyunları kim nasıl tamir edecek?
Dağılan yuvalar, perişan çocuklar, yitirilen haysiyetler, pusuda bekleyen kadın ve erkek avcıları…
Bütün bu sorunların çözümü kanaatimce yukarıda belirttiğim gibi , Hz. Allah ‘ın emri, Hz.Muhammed’in örnekliği huzur getirir.Ne kadınlarım ezildiği ne de kadınların ezdiği bir anlayış gereklidir.
Kadın ve erkeğin rakip değil,refik olduğu anlayışı lazım.Yani birbirine üstünlük sağlamaya çalışan,birinin diğeri üzerinde baskı kurduğu,açığını aradığı anlayıştan kortulmamız gerekiyor.
Birbirine destek,yardımcı olan, yük olan değil yük alan meveddet ve sükünet sebebi olan şahsiyetler olmak sorunlarımızı çözer ve huzur sebebi olur.
Kadına şiddet bir zulümdür.Kadına şiddete karşı çıkalım bunun için samimi bir şlekilde mücadele verelim.Kendimiz dahil olmak üzere insanımıza ,milletimize ve tüm insanlığa bu konuda eğitim verelim,bilinçlendirme faaliyetlerini sürdürelim.yeryüzünde hiçbir şiddet mağduru kimse veye canlı kalmayıncaya kadar bunu yapalım.
Kadına şiddeti önleme adı altında Yaptığımız işler Erkeğe şiddete dönmesin.Erkeklerin de insan olduğunu,saygı hak ettiğini adil yargılanma hakkı, lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesinin erkekler için de geçerli olduğunu unutmamak gerektiği kanaatindeyim.
Aile Bakanlığı,sadece kadın bakanlığı değil aynı zamanda ailenin temel unsurlarından olan ‘’Baba’’ nın da hukukunu koruma görevinin olduğunu unutmayalım.
Yorumlar
Kalan Karakter: