İyilik karşılık beklemeden yapılan en güzel işlerdir.
İyilik her zaman yapmamız gereken hatta herkesin yapma konusunda gayret göstermesi gereken iyi, doğru, güzel, hayırlı ve faydalı işlerdir.
Bir yönüyle iyilik aslında yaptığımız iyi işlerle kendimize ve başaklarına iyi gelmektir.
Rabbimiz Allah, Kur'an-ı Kerim ‘de birçok sure ve ayette iyiliği istemiş ve iyiliğe teşvik etmiştir:
Kim (Allah rızasını gözeterek) bir iyilik yaparsa, (âhirette) ona, bundan daha hayırlısı (olmak üzere kat kat mükâfatlar) vardır. Kim de bir kötülük işlerse, (bilesiniz ki) kötülük işleyenler (âhirette) ancak yaptıkları kötülük kadar ceza görürler.
Kasas Suresi 84. Ayet
Kim (Allah'a) bir iyilikle gelirse ona on katı verilir. Kim de bir kötülükle gelirse sadece misliyle cezalandırılır ve onlara asla haksızlık yapılmaz.
O halde Rabbinizin iyilik nimetini nasıl görmezden gelebilirsiniz?
Şüphesiz ki Allah, (hiç kimseye) zerre kadar haksızlık etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.
Kim (Allah'ın huzuruna, ahiret yurduna) iyilikle gelirse karşılığında daha iyisini alır. Böyleleri o günün dehşetine karşı emniyet içindedirler.
“Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, ana-babaya, yakınlara, öksüzlere ve biçarelere de iyilik edeceksiniz. İnsanlarla güzellikle konuşacaksınız, namazlarınızı ikame edeceksiniz ve zekatı vereceksiniz.”
Her kim (yapmakla yükümlü olmadığı halde) gönüllü olarak bir iyilik ve hayır yaparsa bilsin ki Allah, şükrün karşılığını verir ve o her şeyi bilir.
Bununla beraber her kim, yapmaya yükümlü olduğundan daha fazla iyilik yaparsa bu onun için daha iyidir.
İyilik yapmaya azimle devam edin. Muhakkak ki Allah iyilik yapanları sever.
İyilik erdem sahibi olan kimselere yakışan bir görevdir.
Hayır, olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah'ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Çünkü yapacağınız her iyilik size eksiksizce geri dönecek ve size haksızlık yapılmayacaktır.
Hayır namına her ne iyilik yaparsanız, muhakkak ki Allah, onu hakkıyla bilendir.
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden daha fazlasını yüklemez. Herkesin kazandığı (iyilik ve güzellik) kendi yararınadır; yüklendiği (kötülük ve vebal da) kendi zararınadır.
Herkes, yaptığı iyilik ve kötülükleri karşısında hazır bulacağı günde, kötülükleri ile kendisi arasında uzak bir mesafe bulunmasını ister. Yine Allah, kendisine karşı (gelmemeniz konusunda) dikkatli olmanızı size öğütler. Allah, kullarına karşı çok şefkatlidir.
İyilik karşılıksız bırakılmayacaktır. Çünkü Allah, kendisine karşı sorumluluk bilinciyle yaşayan dürüst ve erdemli kişileri çok iyi bilendir.
Hiç kuşkusuz Allah iyilik yapanları sever. Onlar (Allah'ın emirlerine uygun olarak yaşayan kimseler), bollukta ve darlıkta (Allah için) harcarlar, (kızdıklarında) öfkelerine hakim olurlar ve kendilerine karşı kusurlu davranan insanları bağışlarlar.
Allah güzel davrananları/iyilik yapanları sever.
iyilik yapıp erdemli davrananlara büyük bir ödül vardır.
İyilik yapanlar için, Allah'ın katında olanlar daha hayırlıdır. Rablerine karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, altından ırmaklar akan cennetlere kavuşacaklardır. Onlar Allah'ın konukları olarak orada ebedi kalacaklardır.
İyilik yapın, Allah'a kulluk edin ve hiçbir şeyi O'na denk tutmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya ve elinizin altındaki hizmetçi ve kölelere iyilik yapın. Allah, büyüklük taslayıp böbürlenen kimseleri sevmez.
(Ey insan!) Başına ne iyilik gelirse Allah'tandır, uğradığın her kötülük de nefsindendir. (Ey Muhammed!) Biz seni insanlara bir resûl olarak gönderdik. Buna şahit olarak Allah yeter.
İyilik yapanları ve iyi davrananları böyle ödüllendiririz: Biz İbrahim'e (oğlu) İshak'ı ve (torunu) Yakub'u armağan ettik. Onların her birini daha önce Nuh'u hidayete erdirdiğimiz gibi hidayete erdirdik. Onun neslinden gelen Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u da hidayete erdirdik. İşte iyilik yapanları ve iyi davrananları böyle ödüllendiririz.
Allah'ın rahmeti iyilere/iyilik yapanlara her zaman yakındır.
Mütevazı olup’’‘Rabbimiz! Bağışla bizi' deyiniz ki, günahlarınızı bağışlayalım ve iyilik edenlerin mükâfatını artıralım.”
Allah kalplerinizde iyilik görürse; sizden alınan(lardan) çok daha güzelini (ve hayırlısını) size verecek ve sizi bağışlayacaktır. Çünkü Allah bağışlayandır, merhamet edendir.”
Resul ve onunla beraber olan, aynı dava ve daveti sürdüren mü'minler, mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte bütün iyilikler onlarındır ve kurtuluşa erenler de onlardır.
(Allah yolunda cihadda) öncü olan Muhacirler ve Ensar ile iyilikte onların izinden gidenler var ya; işte Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut ve memnun olmuşlardır. (Allah,) onlara altlarından ırmaklar akan ve içlerinde ebedi olarak kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş, büyük başarı budur.
Allah, iyilik yapanların emeklerini asla boşa çıkarmaz.
Muhakkak ki iyilikler, kötülükleri (küçük günahları) ortadan kaldırır. İşte bu, anlayışı ve kavrayışı olanlar için bir öğüttür.
Ve sabr(ederek mücadeleye devam)et. Allah iyilik yapanların hak ettiği karşılığı hiçbir şekilde zayi etmez!
Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlara: “Rabbiniz ne indirdi?” diye sorulduğunda: “İyilik indirdi” derler. Bu dünyada, iyi davrananlar iyilik görürler. Ahiret ise onlar için daha hayırlıdır. Allah'ın emirlerine uyanların yurdu gerçekten de ne güzeldir.
Bunlar, meleklerin iyi insanlar olarak canlarını aldıkları kimselerdir. (Melekler onlara:) “Selam üzerinize olsun, yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığı olarak cennete giriniz” derler.
Onlar ki, Rablerinin rızasını kazanmak için sabrederler, namazı ikame ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve aşikar infak ederler, kötülüğü de iyilikle savarlar. İşte (geçici dünyanın ardından) gelecek olan ahiret yurdu bunlarındır.
Muhakkak ki Allah adaleti, iyilik yapmayı, akrabaya/yakınlara bakmayı emreder; ahlaksızlığı/hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. İyice anlayıp tutasınız diye size öğüt verir.
Muhakkak ki, Allah, kendisine karşı sorumluluk bilinciyle yaşayan ve iyilik yapanlarla beraberdir.
Eğer, iyilik ederseniz, kendiniz için edersiniz, eğer kötülük ederseniz, o da kendiniz içindir.
Rabbin ancak kendisine kulluk etmeni ve ana-babaya iyilikte bulunmanı emretmiştir. Onlardan biri ya da ikisi senin yanında yaşlanırsa, onlara “öf!” bile deme! Onları sakın azarlama! Onlara hep güzel ve iç açıcı sözler söyle!
(Güzel ve faydalı eylemlerinden dolayı) katımızdan kendilerine iyilik ve güzellik ihsan ettiğimiz kimselere gelince: işte onlar (cehennem)den uzak tutulacaklardır.
Unutmayın ki) o (kurban)ların etleri de kanları da asla Allah'a ulaşacak değildir. Lakin O'na ulaşan, yalnızca sizin O'na karşı göstereceğiniz bilinç ve duyarlıktır. O bu hayvanları sizin emrinize vermiştir ki, sizi doğru yola eriştirdiği için O'nun yüceliğini saygıyla anasınız. (Ey Resul!) Güzel davrananları ve iyilik yapanları müjdele!
İyilik yarışının öncüleri ve kazananları: Rablerine döneceklerini bildikleri için, verdiklerini kalpleri ürpererek/gönülden verenler, işte onlardır iyilikte yarışanlar ve bu yarışı önde götürenler.
Hesap gününde kimin tartıları (iyilikleri) ağır gelirse, işte onlar zafere kavuşacaklardır.
Kim (Allah'ın huzuruna, ahiret yurduna) iyilikle gelirse karşılığında daha iyisini alır. Böyleleri o günün dehşetine karşı emniyet içindedirler.
İşte onlara, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcamaları karşılığında, mükafatları iki kez verilecektir.
“Allah'ın sana verdiklerinden yararlanarak ahiret yurdunda (iyi bir yer tutmanın) yolunu ara! Dünyadan da nasibini unutma! Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme! Çünkü Allah, bozguncuları sevmez!”
Kim ki iyilik yaparak (Allah'ın huzuruna) çıkarsa, daha iyisini, daha üstününü bulacaktır. Kim de kötülük yaparak çıkarsa, (bilsin ki,) kötülük yapanlar yalnızca yaptıklarının karşılığını göreceklerdir.
Kim iyilik yaparak kendini Allah'a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur. Bütün işlerin sonu ancak Allah'a varır.
İyi bilin ki Allah'ı, Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükafat hazırlamıştır.”
(Resulden) sonra o Kitab'ı (Kur'an'ı) kullarımızdan (tebliğ için) seçtiklerimize miras olarak bahşettik. Onlardan bazısı (onun ilkelerine uymayı terk ederek) kendilerine zulmeder, bazısı orta yolu tercih eder, bazıları da Allah'ın izniyle (Kur'an'dan ilham alarak) iyilikte başı çekenlerden olur ki, işte bu en büyük fazilettir.
İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
Bu (kötülüğe iyilikle karşılık verme) davranışına ancak sabredenler kavuşturulur. Ayrıca buna ancak (hayırdan ve faziletten) büyük payı olanlar kavuşturulur.
Herkes için iyilik isteyen Allah, sizi, (dininizden olmayan ve) din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara adil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, adil davrananları sever.
İşte (o gün) kimin tartı(da iyilik)leri ağır gelirse, işte o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacak.
Rabbimiz Allah, en sevdiğine en sevdiği iyilikleri nasip eder:
Ey Elçi!) Biz, sana Kevser'i (iyilik, bereket, mutluluk, güzellik gibi bol nimetler) verdik.
Gerçek şu ki; senden uzak duran, nefret eden (her türlü iyilik ve güzellikten) tamamen kopmuştur.
Rabbimiz Allah’ın rızasından ve elçisi Muhammed (sas)’in davasından ve davetinden kendilerini mahrum kılanlar en büyük zarara ve hüsrana mahkum olur. MuhafazAllah…
Kötülüklerden sakınarak iyilikler yapan ve iyiliğin hâkimiyeti için gayret eden aziz insanlara selam, dua ve muhabbetlerimle…
A.Erkan FURKANOĞLU
19.08.2025 /İzmir / 19.45
Yorumlar
Kalan Karakter: