Manevi Sıkıntıların Reçetesi:
Kötülükler Şeytan’dan; Rahmet Allah’tandır.
İslam inancında Şeytan kötülüğün temsilcisi olarak görülür.
-Bu durum doğru mu?
-Tabii ki.
-Sorumluluklarımızdan kaçmak mı?
-Hayır!
-İmkânlarımızı ne şekilde kullanıp kullanmadığımızdan sorumluyuz.
-Kötülüklerle savaşmanın bir yolu mu?
-Evet! Hem de çok bilinmeyen bir yol.
Muhakkak ki kötülüklerle savaşmanın en doğru ve en etkili yolu, kötülükleri şer olarak görüp onlardan kaçınmaktır.
Kötülüklerden kaçınmak için de onların maneviyatımıza ve ruhumuza işlemesine engel olmakla başlamalıyız.
-Pekiyi, nasıl yapacağız?
-İnsanlığın ve İslam’ın örnek şahsiyetleri olan Allah’ın elçilerini rehber edinerek, örnek alarak, yaşam tarzları olan sünnetlerini takip ederek.
Hz. Eyyub (as) malını, ailesini ve sağlığını kaybederek büyük bir imtihandan geçmişti. Herkesin dayanamayacağı bu kayıpları ve yıkımı yaşayan Hz. Eyyub (as) ne Allah’ı suçladı ne isyan etti ne de kötülüğü kendinde bildi.
Muhakkak ki en doğru olanı yaptı ve Rabbimiz Allah şu konularda İnsanlığa ve Müminlere rol model yaptı.
Manevi sıkıntılar,
Ruhi bunalımlar,
Zihinsel hafakanlar,
Duygusal çıkmazlar,
Maddi ve manevi rahatsızlıklar konusunda
sabır ve metanet kahramanı elçisini ve bu yolu takip edecekleri selamete eriştireceğini tüm insanlığa örnek olarak Hz. Eyyub (as)’ı gösterdi.
Hz. Eyyub (as), kötülükleri kendine de nispet etseydi onları sahiplenmiş olacaktı ve bu kötülüklerin kendi bünyesine, ruhuna, maneviyatına sızmasına izin verseydi kurtulması daha zor hatta imkânsız olabilirdi.
“(Rabbim!) Doğrusu şeytan bana (tam bir) bıkkınlık ve azap hissi vermektedir!” Diyerek kötülüğü ne Allah’a ne de kendisine isnat ediyor. Kötü olan her şeyi Şeytan’a isnat ederek dışarıdan gelen ve korunup kurtulması gereken bir virüs muamelesi yapıyor. Böylece maddi ve manevi rahatsızlıklardan, hastalıklardan, olumsuz, yanlış, hatalı, batıl, kötü duygu, düşünce ile durumlardan korunmak ve kurtulmak daha kolay hale geliyor.
Rabbimiz Allah,Kur’an-ı Kerim’de biz kullarına rahmetiyle hitap ederek:
Ey hak yolunun yolcusu! Mücâdelende sana yol gösterecek bir örnek olarak,kulumuz Eyyub’u da hatırla, O’ndan bahset! Hani malını, ailesini ve sağlığını kaybederek büyük bir imtihândan geçen Eyyub, “Ey Allah’ım!” diye Rabb’ine el açıp yalvarmıştı:
“Doğrusu şeytan, ortaya attığı şüphe ve vesveselerle bana büyük bir sıkıntı ve acı veriyor!” Uğradığım zahmet, meşakkat ve hastalık yüzünden şeytan vesveseye yol bulup beni yordu.Diyordu:
Ey Allah’ım diyerek Rabbine sığınıp aidiyetini yineleyip güçlendiriyordu.
İsyan etmiyordu,
Kendisini psikolojik ve ruhsal sıkıntılara mahkûm etmiyordu,
Kötülüğü sahiplenmiyor ve aidiyet sağlamıyordu.
Kötülüğü, kaynağı olan Şeytan’a nispet ederek uzaklaştırıyordu.
Allah’ın kendisini sınamakta olduğunu anlar anlamaz Hz. Eyyub (as), hissettiği müthiş ümitsizlik ve bezginliğin “Şeytan’ın vesvesesi” olduğunu bilip anlıyor ve bizler de bilelim diye ifade ediyordu.
Hz. Eyyub (as) yıllar süren dertlere, acılara karşı sabır ve metanetinden bir şey kaybetmemişti. Ancak Şeytan onun bu durumdan yararlanarak ona vesvese yoluyla çekilmez acılar yaşatmıştı. Hz. Eyyub yaşadığı imtihandan, acılardan değil şeytanın bıkkınlık, bitkinlik, acziyet ve tükenmişlik hislerini veren vesveselerinden bıkmıştı. İşte Hz. Eyyub bu ıstırabı dile getirerek azabı şeytana nispet etmişti.
İşte Eyyub (as), yıllar süren dayanılmaz acılara Allah’ın verdiği sabır, sebat ve metanetle katlanmış; bir kez olsun Rabb’ine isyan etmemişti.
Biz de, çektiği dert ve sıkıntılara sabırla göğüs geren bu kulumuza, “Ey Eyyub!” diye müjdeyi verdik, “Artık sıkıntılarından kurtulmanın zamanı geldi!
-(Allah’ın yardımı ve isteğiyle ayağa kalk, harekete geç, ,kıyam et, durma, yürü,iradenin gereğni yap).
-Sen sana düşeni yap ayağını yere vur da, katımızdan bir mûcize olarak yerden bir pınar fışkırsın; işte, yıkanabileceğin ve içebileceğin şifâ verici, serin bir su kaynağı!
-Yıkanabileceğin manevi temizlik ve şifa, içebileceğin de maddi ferah ve mutmain sağlayacak kaynaklardan beslen.
Rahman ve Rahim Allah’ın keremine, takdirine, kendi iradesini dahil eden Eyyub (as), tamamen iyileştikten sonra tarafımızdan bir lütuf, bir rahmet ve akıl sahiplerine bir ibret olmak üzere, ona kaybettiği bütün ailesini ve malını, mülkünü geri verdik ve bir o kadarını da fazladan armağan ettik.
Allah aldıklarından daha hayırlısını daha fazlasını daha bereketlisini vermeye kadirdir.
Allah her şey için hepimize yeter.
Unutmayalım! Maddi ve manevi rahatsızlıklardan, hastalıklardan; olumsuz, yanlış, hatalı, batıl, kötü duygu, düşünce ile durumlardan korunmak ve kurtulmanın reçetesi Allah’ın rahmetine sığınarak duayla birlikte eyleme geçmektir.
Selam, dua ve muhabbetlerimle...
Erkan FURKANOĞLU
28.05.2025 /İzmir / 00.33
Yorumlar
Kalan Karakter: