Bu işin arkasında ran ve başkaca niyetler vardır.
Ama önce size şu soruyu sormak istiyorum bunların bizim çocuklarımızı (Sadece 6 hastalık için) bizden daha çok düşündüklerine gerçekten inanıyormusunuz?
Ya aç bilaç gezen, çöp toplayan, uyuşturucu sattırılan çocuklar? Ya diğer 6500 genetik-metabolik hastalık?
Bizim çocuklarımızın bu çok nadir (Ve ilaçlar ortaya çıkmadan önce görülmeyen) bu 6 hastalıktan başkaca derdi-sorunu yok mudur?
Gerçek şu ki bu (Güya) taranan 6 hastalıktan 3 tanesinin masrafları astronomiktir. (Diğerleri kamufulaj)
-SMA ilacı Zolgensma 2 Milyon dolar. (SGK karşılamıyor)
-Spinraza (Tek doz) 70 bin Euro.
-Kistik Fibrozis ilacı (1 yıllık) 300 bin dolar. (SGK karşılamıyor)
Fenilketonüri; Özel gıdalar yurt dışından geliyor ve çok pahalı.(SGK karşılamıyor)
Elbette ilaç antlaşmaları yapılınca başka hastalıklar da bu listeye eklenecektir.
Şimdi bu testlerin (PCR testi) güvenilir olmadığını ve ayarlanabildiğini de gözetir ve (Aslında çok yaygın olan) Yenidoğan Çetelerini de göz önüne getirirseniz... bu işin nereye vardığı, neden ailelere terörist muamelesi yapıldığını anlayabilirsiniz!
Topuk Kanı tesleri ile başlayan "SAĞLIKLI ÇOCUĞA ZORLA TEST YAPMA SÜRECİ..." bu milletin karşılaştığı en büyük tehlikedir, en büyük saldırıdır!
Zaten siyonistlerin bu ülkedeki uşaklarının bütün güçleri ile topuk kanı testlerine yüklenmelerinden de bu anlaşılmaktadır.
Bununla; Vücut dokunulmazlığı, tıbbi müdahaleyi ret, tedaviyi seçme hakkı gibi en temel Anayasal haklar yok edilmek istenmektedir.
Dahada önemlisi Velayet hakkı anne babadan kaldırılarak rant-birim-performans odaklı sağlık sistemine (Yani çocuğun hasta ilan edilmesinde menfaati olan) kesime devredilmek istenmektedir! Yani aile kavramı tam anlamı ile ortadan kaldırılmak istenmektedir.
Yenidoğan çeteleri ne yenidir, nede birkaç hastane ile sınırlıdır. Covit-19 da bize öldüren tedavileri-aşıları zorlayanlar bu kez ellerini çocuklarımıza atmıştır.
Sağlıklı çocuğa yapılmak istenen testlere karşı koyamayan halk, bu testler ile hasta ilan edilen çocuklara zorlanabilecek yanlış tedavilere hiç bir şekilde karşı koyamaz hale gelir. Bunun örnekleri ne yazıkki şimdiden görülmektedir.
Bu da sistem isterse "çocuğunuzu hasta ilan eder, isterse yanlış tedavilere zorlar, isterse öldürür ve buna karşım sorumlu da olmaz..." anlamına gelmektedir. Nasıl olsa bozacının şahidi şıracıdır.
Bunun bir tehlikesi de; 12-13 yaşındaki çocuğunuz cinsiyet değiştirmek isterse velisi olarak buna karşı koyamaz hale gelmenizdir, çünkü buna sizin yerinize artık Sağlık Sektörü karar verecektir. Zaten Türkiyede cinsiyet değiştirme ameliyatları (Nedense?) bedava hale getirilmiştir.
Ve Türkiyede Sağlık Sisteminin özelleştiği, dışarıdan (Siyonist tıp kartellerince) yönetildiği zaten bilinmektedir.
Yani bu işin
Başı; velayet hakkını yok etmek,
Ortası; rant,
Sonu; NÜFUS KONTROLÜDÜR. (Ki şu anda dünyadaki en düşük nüfus artış oranına sahibiz...)
Niyet iyi değildir...
Toplumun büyük kesimi; idraksizliğinden veya kolayına geldiği için bu gerçeğe karşı kör olmuştur.
Ancak gerekli mücadele yapılmaz ise bu işin sonu vahimdir.
Yani birileri tek kurşun atmadan, parasını da cebimizden alarak (Tabi Tıp sektörünü de yemleyerek) bizi azaltmakmak istemektedir ve bunda da başarılı olmaktadır netekim!
Topuk kanı baskısına karşı mücadele etmek bir milli güvenlik meselesidir...
Av.Cüneyt Bülent Şeker
Yorumlar
Kalan Karakter: