Covit-19 aşıları hakkında uyardığımız için bize komplocu-cahil diyen, ancak aşı zararlarını gördükten sonra da haklıymışsınız" diyenler. "Topuk Kanı-Zorunlu Test" tehlikesine yine gözlerini yummuş durumda, toplumun önemli bir kesimi bize lisanssız-zarar veren aşı ve tedavileri zorlayanların topuk kanı baskısını çocuklarımızın iyiliği için yaptığını düşünüyor.(Büyük bir kesim ise ilgilenmiyor.)
Pekiyi neden?
1-Kimse tatlı bir rüyadan acı gerçeklere uyanmak istemiyor da ondan;
Belki de bilmemek/cahillik şu yalan Dünyada mutlu olmanın tek yoludur.
Ancak bu mutluluk; mezbahaya götürülürken (zorluk çıkarmaması için) ağzına bir tutam ot tutuşturulan koyunların mutluluğudur!
Bu bana "Matrix (1999) filminde (Bir tür rüya içinde tutularak) enerjisi sömürülen insanların gerçeği gördükten sonra dahi Matrix içindeki rüyyada kalma isteğini hatırlatıyor.
2-) İnsanlar toplum mühendisliği sonucu yalnızlaştırılmış ve kişişel çıkarları için herşeyi yapacak hale getirilmiş durumdalar. Sahte bir medeniyet örtüsüne bürünmüş vahşi bir dünyada yaşıyoruz aslında.
Bir hemşire bana; "kendi çocuklarına aşı vurdurmadığı halde ailelere aşı tavsiye eden" bir aile hekiminden bahsetmişti.
Hekime bu çelişkisinin nedenini sorunca; "Aşı tavsiye etmek benim işim, işimi-gelirimi mi kaybedeyim, bu düzeni ben mi değiştireceğim..." cevabını almış. Bu örnek herşeyi anlatıyor sanırım.
3-) Otoriteye inanma, güce tapma güdüsü:
Topuk kanı gerçeğini delilleri ile anlattığım bir avukat arkadaşım; "Öyle şey mi olur, pekiyi Devlet-yönetenler niye buna müdahale etmiyor..." diye itiraz etmişti.
Halbuki şu sorular akla gelmeliydi;
a-) Ya bizi yönetenler hata, ihanet içinde ise, ya satın alınmışlar ise, ya da çeşitli şekillerde tehdit ediliyorlarsa, hatta ülke mali-askeri olarak işgal edilmiş ise... olamaz mı yani?
b-) Bizde devlet; ulu ve insan üstü bir kavram olarak algılansa da, devlet insanlardan oluşur ve insan da her türlü yanlışa meyillidir.
Bu sistemde yükselenler ise (Genellikle) en dürüst-idealist insanlar değil, güç odaklarının çıkarlarına en fazla hizmet edenlerdir.
c-) Bu gerçeği uzun süre ret ettim, ama "TOPUK KANI" baskısından sonra iyice emin oldum ki, biz ekonomisi ve nüfusu yok edilmek istenen bir müstemleke halkıyız.
Bu sömürge düzenine karşı olan bürokrat ve siyasilerde çaresiz durumda.
Her şey buna işaret ediyor:
-50 civarında ABD-NATO üssü ve bu üslerden vurulan hedefler.
-Gazzeye bizden malzemeler gitmesi,
-Madenlerimizi yabancı (Veya yabancı ortaklı) şirketlerin çıkarması.
-Yabancıya toprak satın alma hakkının verilmiş olması, yabancı şirketlerin deli gibi arazilerimizi satın alması.
-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı eli ile tarımın ve hayvancılığın yok edilmesi. (Bana "Bir çiftçinin hayvanlarının vurulan aşıdan sonra hastalandığı, bunun üzerine bakanlığın "Virüs bulaşmış..." diyerek çiftçinin hayvanlarını imha ettiği, son kalan birkaç hayvan için gelen memurları da çiftçinin kürekle kovaladığı..." anlatıldı.)
-Aile Bakanlığı aracılığı ile ailenin yok edilmesi,
-LGBT dernekleri ve KADEM gibi dernekler eli ile toplumun-ailenin global sistemin istediği şekilde bozulması,
-Türk Telekom gibi haberleşme alt yapısının yabancı şirketlere satılmış olması ve daha neler neler...
-Ve elbette bardağı taşıran en son damla da; "Çocuğun üstün yararı, devletin çocuk üzerinde öncelikli tasarruf hakkı..." gibi ucuz bahaneler ile yeni doğan bebeklerden ZORLA KAN TOPLANMASI, bu suret ile anne-babanın velayet hakkından doğan tıbbi müdahaleyi seçme hakkının yok edilerek bu hakkın tamamen özelleşmiş,(Siyonist Tıp Kartellerince) yönetilen SAĞLIK SEKTÖRÜNE devredilmesi...
(Bu aynı zamanda insan yavrusunun hukuken hayvan-kobay yerine koyulması anlamına geliyor.)
Bu şekilde bir yandan KAMU ZARARI OLUŞTURULUR ve Devletin kasası, Milletin cebi gereksiz harcamalar ile boşaltılırken, diğer yandan "YEREL HALKIN" NÜFUSUNUN KONTROL EDİLMESİ.(Tabi bu kibarca söyleniş şekli)
-----------
Hz.Peygamber Medinede bir Devlet kuruluncaya kadar etrafında sadece 70 kişi varmış, ne zaman ki İslam Devleti kurulmuş ve Müslümanlar bir güç oluşmaya başlamış, o zaman insanlar akın akın Hz. Peygambere biat için gelmeye başlamış.
İşte buradaki kilit kelime; "GÜÇ"
Çoğu insanın Allaha değil de güce taptığını düşünüyorum.
Özellikle yargının son hali içler acısı, böylece sistem içinde kalarak bir şeyleri düzeltme ümidi de halkın elinden alınmış durumda, insanların çok ümitsiz olduğunu gözlemliyorum!
Ak Parti ilk zamanlarında (çoğunlukla) idealist insanlardan oluşuyordu.
Parti Global Güçler ile iyice senkronize olunca, idealistler partiden dışlandı ve parti; Allah için değil de parti için başını örten ve namaz kılan, hiç bir yanlışa da ses çıkartmayıp kişisel ikbali peşindeki tipler ile doldu.
Ve CHP iktidar olsaydı (halkın tepkisi sebebi ile) yapamayacağı herşeyi Ak Parti yaptı!
Daha doğrusu ona yaptırıldı...
Tarikat ve Cemaatler ise; CHP korkusundan ve mali düzenleri bozulmasın diye bu yanlış gidişe SESSİZ KALDILAR, böylece varlık sebeplerini de inkâr etmiş oldular.
Korkarım, bu "rehavetin, bananeciliğin" bir cezası olacak ve Milletimiz de bunun bedelini ağır bir şekilde ödeyecek!
Av.Cüneyt Bülent Şeker
Yorumlar
Kalan Karakter: