2021 yılında yazılmış bir köşe yazısı okudum.
Yazar, hastaneye yürüyerek ve şakalaşarak giden babasını Covit-19 tedavisi sonucunda nasıl öldüğünü ve bu süreçte yaşadıklarını anlatıyor. Herkes buna benzer çok sayıda olayı yaşamış veya etrafından duymuştur.
Şimdi ise bu öldüren tedavi ve aşıları bize zorlayanlar çocuklarımızı bizden daha çok düşündüklerini (Çocuğun üstün yararını?) iddia ederek "TOPUK KANI SÜRECİNİ" başlattı.
Amaç aslında çok belli ama ben bir daha anlatayım;
1-) Velayet hakkını, anne babanın çocuk üzerindeki fiziki tasarrufunu yok etmek.(Özellikle tıbbi müdahaleyi ret, tedaviyi seçme hakkını.)
2-) Sağlıklı çocuğunuza yapılmak istenen testleri ret edemez iseniz, bu testler ile hasta edilen çocuğunuza uygulanmak istenen (Prosedüre uygun) tedavileri hiç bir şekilde ret edemezsiniz. Testi ret etmek (Çatlasalar da patlasalarda) suç değil ve suç haline de getiremezler. Ama hasta çocuğu tedavi ettirmemek (TCK 233. TMK 348 kapsamında) sorumluluğunuzu gerektirir.
Ve testlerin doğru sonuç vermediğini, tedavilerin faydasız, hatta zarar verdiğini kanıtlamanız bu sistemde nerede ise imkânsız.
3-) Eğer çocuğunuz bu güya tedaviler sonucu hasta veya daha çok hasta olur veya ölürse, sağlık çalışanlarının sorumluluğuna da gidemezsiniz. Çünkü onlar prosedüre uygun davranmıştır, çocuk hasta ilan edilmiştir bir kere, ölmüş ise hastalıktan ölmüştür!
4-) Pekiyi bu prosedürleri kim ayarlıyor?
Sağlık Bakanlığı değil!
(O bu yetkiyi devredeli çok oluyor)
Tabiki DSÖ ve Arkasındaki Siyonist ilaç kartelleri ve Roco'nun Dünya Bankası!
Herkes Yenidoğan Çetesinin yeni olmadığını ve birkaç hastane ile sınırlı olmadığını biliyor. (Bu olayın ortaya çıkartılması bir iç hesaplaşma ile ilgili...)
Uyanın artık, görüntüye aldanmayı ve kendinizi kandırmayı bırakın, bu yaşadıklarımızı bize ancak düşmanımız yapar. Elbette bunları yaparken "Çocukların üstün yararını düşünüyoruz vs." maskesini takacaklar. Saf insanlarımız da bu gaddarlığın, bu acımasızlığın yapılabileceğine asla inanamadığı için kandırılmaya devam edecek.
O yüzden kendinizi ve çocuklarınızı ne pahasına olursa olsun "SİSTEMDEN" korumalıyız...
Bunun nihayi çaresi ise Sağlık Sektörünü kullanmamak. Eğer mali gücünüz olmadığı için Sağlık Sistemine mecbur olduğunuzu düşünüyor iseniz, bilin ki bu Dünyada hiç bir şey bedava değildir ve eğer bir şey size bedava gibi gösteriliyor ise bu satılan ürünün siz olduğunuz anlamına gelir.
Sizin üzerinizde yeni tedavi ve ilaçları denerler, sizin üzerinizden SGK soyulur, daha aklınıza gelmeyen ne şeytanlıklar olur.
O yüzden Sağlık Sistemini ve özellikle Şehir Hastaneleri ve Aile Sağlığı Merkezlerini kullanmayın, akarları-rantları kesilsin.
Ama özellikle hamile kadınlar sistemden uzak durmalı, evde doğum yapmalı veya güvenilir doktor ve ebeler nezaretinde doğal doğum yapmalı...
21. YY. ortalarında
Sağlık Sektörü üzerinden bu hukuksuz saldırıyı yaşayacağımı rüyya da görsem inanmazdım.
Ama rüyya da göremiyeceğimiz şeyler artık başımıza geliyor ve bunları yaşıyoruz.
Ne diyeyim; "Allah bizi koruyucularımızdan korusun" Allah C.C. bizi bunların şerrinden korusun, oyunlarını başlarına çevirsin...
Amin.
Av.Cüneyt Bülent Şeker.
atıf yapılan köşe yazısı: https://www.icn.com.tr/2021/dunya/korona-degil-korona-ilaclari-olduruyor-55417/
Yorumlar
Kalan Karakter: