YAŞARKEN HAYATLARINA İMRENİLEN BAZI ÜNLÜ ZENGİNLERİN SON HALLERİ
1923 yılında Chicago’daki Edgewater Beach Oteli, önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyordu. Dünyanın en tanımış 8 iş adamı, bu toplantıda hazır bulunuyordu. Bunlar, dünyanın en büyük çelik alet ve havagazı şirketlerinin müdürleri, New York Borsasının başkanı, Wall Street’in en nüfuzlu iş adamı, dünyanın en büyük tekellerinin genel müdürleri, bir kabine üyesi ve beynelmilel bankaların sahipleriydi.
Dünyanın en mühim şahsiyetlerinden olan ve kazandıkları paralarla dünya ekonomisine yön veren bu 8 milyarder iş adamının bu toplantıdan yirmi beş sene sonraki vaziyetleri şöyleydi:
Dünyanın en büyük müstakil çelik şirketinin müdürü ve sahibi olan Charles Schweb, iflasından ölümüne kadar geçen beş yıl zarfında eski tanıdıklarından aldığı borçlarla yaşadı.
Dünyanın en büyük çelik alet şirketinin müdürü Samuel İnsuil, adaletin elinden kaçmak üzere sığındığı yabancı bir memlekette beş parasız olarak öldü.
Dünyanın en büyük havagazı şirketinin müdürü olan Howard Hopson, bunalımlar onucu çıldırarak öldü.
New York Borsasının başkanı Richard Whitney, Sing Sing hapishanesinde ömür çürüttü.
Kabine üyesi Albert Fall, evinde ölebilmesi için özel bir kararla hapishaneden çıkarıldı.
Wall Street’in en büyük iş adamı olan Jesse Livermore, intihar etti.
Bu 8 milyarder, dünya piyasalarını ellerinde tutarak siyasete bile tesir etmişlerdi. Bu arada bitmez tükenmez addedilecek bir servet sahibi olmuşlardı. “Fakat mezara girdikleri vakit, en fakir kimselerden daha fakirdiler. “ PARA VAR, ÇARE VAR” düşüncesi ve hudutsuz ihtiraslarıyla kazandıkları para, bir gazel yaprağı gibi ellerinden uçup gitmiştir.
“ HAYAT”, ancak ölünce uyandığımız bir rüyadır HAYAT ve ÖLÜM” kelimeleri, tüm insanlığın tanıdığı en eski kelimelerdir. Onun için “ ÖLÜM” herkesin tanıdığı eski bir kelime olmasına rağmen, her insanın başına geldiğinde de yeni bir şeydir.
İşte yukarıda ismini zikrettiğimiz zenginlerin yanında bir de mezara zengin olarak giren, Teknoloji dünyasının en önemli isimlerinden biri olan ve Pankreas kanserine 56 yaşında yenik düşerek hayata veda eden Apple’in sahibi ve kurucusu Jobs’un, son nefesini verirken söylediklerini kendi ağzından dinleyelim.
"İş dünyasında başarının zirvesine ulaştım. Başkalarının gözünde, benim hayatım başarının somut bir örneğidir. Şu anda, hasta yatağımda yatıyorken Ölümün yaklaşan çizgilerinde yaratanı hissediyorum. Hiç durmadan zenginliğin peşinden koşmak, kişiyi benim gibi şaşırmış birisine çevirir.
Hayatım boyunca kazandığım serveti, birlikte götüremiyorum.
Dünyanın en pahalı yatağı, 'Hasta yatağı' dır. Birisini arabanızı kullanmak için, para kazandırmak için işe alabilirsiniz, fakat hastalığınızı taşıyacak birisini bulamazsınız.
Şu an hayatın hangi safhasında olursanız olun, zaman ile o sahne perdesinin kapanması ile siz ve sevdiğiniz bütün aile bireyleriniz yüzleşeceğiz. Çocuklarınızı zengin olması için eğitmeyin, onları mutlu olmaları için eğitin. Böylelikle büyüdüklerinde, her şeyin fiyatını değil, değerini bilsinler. Yemeğinizi ilacınız gibi yiyin. Aksi takdirde zaman gelir ilacı yemek yerine yersiniz
Kaybedilen şeylerin telafisi olabilir. Fakat kaybolduğu zaman bulunamayan bir tek şey var; o da 'HAYAT'... Ameliyata giden birisi, henüz bitiremediği bir kitap olduğunun farkına varır. Şu anda hayatın hangi evresinde olursak olalım, zaman içinde, perde iniyorken yaşarken, sağlıklı iken unuttuğumuz gerçekle yüzleşiyoruz. Şunu asla unutmayalım: ‘ HAYATIN EN BÜYÜK İCADI ÖLÜMDÜR.” dedikten sonra verdiği son nefesi bir daha geri alamamıştır. Ve bütün parası, malı, mülkü de Jobs’u bir gün daha yaşatıp İPhone 4 tanıtımına güç yetirememiştir.
www.kadirkeskin.net
Yorumlar
Kalan Karakter: