“ HAMAMA GİRİP DE TERLEMEDEN ÇIKANI GÖRDÜN MÜ?”
68 kuşağındanım. Sağ- Sol bizim kuşak eline ne geçerse okurdu. Rahmetli dedem de âlim değildi ama arif bir insandı. Bir yaz tatilinde bağ beklerken okuduğum kitabı elimden alarak evirdi, çevirdi sonra elime vererek “ Oğlum kadir! Ben bu kitabı beğenmedim.” dedi. Ben de: “ Dede ben öğrenmek için okuyorum etkisi altında kalmam.” deyince, “ Oğlum kadir hamama girip te terlemeden çıkanı gördün mü? İnsan okuduğunun, gördüğünün, duyduğunun ve gezdiğininim tesirinde kalır.” Sözüne pek anlam verememiştim. Ama daha sonra bir büyüğün “ Güzel gören, güzel düşünür, güzel düşünen de hayatın lezzetini alır.” Sözüyle dedemin ikazı o günden beri kulağımda hep çınlar.
Bugün çocuklarının karnını tıka basa doyuran, markalı giysiler giydiren anne- babalar çocuklarının gönlünü, dimağını, kulağını boş bırakırsa çocuklarından şikayet etmeye hakları yoktur. Şunu bilelim ki kâinat boşluk kabul etmiyor. Boş bırakılan kulakları ve gönlü doldurmak için bir çok şerirler boş bırakılan beyinleri doldurmak için sırada hazır beklemektedirler.
Lafı uzatmadan bir okurumdan aldığım mektubu paylaşımınıza sunuyorum.
Sevgili Öğretmenim Kadir KESKİN,
Öncelikle mektubumu açıp okumaya başladığınız için size teşekkürlerimi sunuyorum. Umarım sağlığınız sıhhatiniz yerindedir.
Facebook üzerinden size mesaj atmıştım, hatırlarsınız. Şimdi size 17 yaşını dolduracak bir kızın başarı hikayesini, hayattan beklentilerini anlatacağım.
Hocam, kitabınızı okurken onlarca, yüzlerce yaşanmış hikâyelerden ders aldım ki, kendi yaşantıma sırf bu yüzden üzülmüyorum. Annemle babam ayrı benim. Annem şiddete, aldatmalara maruz kaldı. Annem beni doğururken kalbi durmuş, doktorlar zorla geri getirmiş. Hep düşünürüm. Annem olmasa nasıl yaşardım acaba diye. Babamın annemi dövmesine sayısız kez şahit oldum. Annemi döverken sanki o yumrukları annem değil de ben yiyordum. Onun için babamı hiç sevemiyorum. Ruhsal sorunları vardı. Ama buna sebep annem değil kendisi idi. Üstelik de alkolikti. Ben 8. Sınıfta iken babam müteahhitti. Borçlardan dolayı iflas etti. Babam (……) nın önden gelen (……..) inşaatın ortağından biriydi. Diğer ortağı da ( ……) idi. Çok para kazanınca babamla , ortağının yanlışlarından dolayı her iki ailenin de hayatı mahvoldu. Annem ve ben de yıllarca psikolojik tedavi gördük. Öğretim hayatımda çok iyi giden derslerim bir anda düştü. Sınıfta ve mahallede arkadaşım kalmadı. Kimse benimle arkadaşlık kurmaz oldu. Paramız varken herkes benimle arkadaştı. Ama paramız bitince en samimi arkadaşlarım bile birden benden ilişkilerini kesti, selam vermez oldu. Bu yüzden okula dahi gidemez oldum. Çünkü ayaklarım okula giderken geri geri gidiyordu. Bu nedenle devamsızlığım arttı. 8. Sınıfta TEOG sonucum çok düşük geldiği için puanımı söylemeye utanıyorum. Üzüntüler üst üste gelince bende ağır migren hastalığı oluştu. Aman kimse baş ağrısı deyip geçmesin. Hastalığım gün geçtikçe ağırlaşınca günlerce yataktan çıkamaz hale geldim. Allah düşmanımın başına vermesin.
Buna ilaveten 8. Sınıfta kötü bir arkadaş ortamım oldu. Onlar yüzünden kötü mekânlara girdim Nerden bileyim o zaman daha aklım ermiyordu. Allahtan başıma kötü şeyler gelmedi. Ben okuldan kaçtıkça annem peşimden koştu. Kötü yollara düşmeyeyim diye.
Ortaokulu bitirdikten sonra ilin en düşük puanla öğrenci alan lisesine kaydoldum. Arkadaşlarım da aynı benim gibi idi. Onlarla arkadaş olayım derken farkında olmadan 8. Sınıfta ayrıldığım arkadaşların ortamında buldum kendimi. Birinci kanat döneminde okulumuzda sizin seminer ilanınızı okulumuzun ilan panosunda gördüm. Sınıfımızdaki arkadaşlarla sizin seminer saatinizi fırsat bilerek arkadaşlarla cafeye gitmeyi kararlaştırdık. Okuldan çıkarken sınıf öğretmenimiz bizi geri çevirerek konferans salonuna getirdi. Semineriniz benim ve arkadaşlarımın çok ilgisini çekti. Yaşanmış biz yaştaki öğrencilerle yaşanmış olayları anlatmanız bizim çok ilgimizi çekti.
Özellikle anlattığınız “ Bir Gençlik hatası, Şafağın Sessizliğini bozan Telefon” “ Ya katil olacağım, ya mezara Gideceğim” ve daha niceleri. Daha sonra “ Okul Müdürünün Günlüğünden “ adlı kitabınızı okul kütüphanesinde buldum. Defalarca okudum. Daha sonra kitabınızı edinmek için okul müdürümüze müracaat ettim. Müdürümüz de odasında bulunan kitabı bana verince dünyalar benim oldu. Şu anda kitabınız benim baş ucu kitabım oldu. Kitabı ve kitapta ilgimi çeken bölümleri kaç defa okudum bilmiyorum.
Sayın hocam, kitabınız benim kompleksimi giderdi. Kitabınızdaki yetim çocuğun annesinin bohçalarını kahvelerde satarak nerelere kadar geldiğini, hafta sonu fırında çalışan öğrencinizin bugün ilin en zengini olduğunu, onun sınıfında okuyan ilin en zengin ailesinin çocuğunun da annesi babasını kaybettikten sonra ilin en fakiri olduklarını “Başarı varlıklı aile çocuklarından ziyade dar gelirli dizi kanamış sıkı aile çocuklarını sevdiğini” “ Zenginler çocuklarına mal, mülk şan, şeref her şeyi bırakabilirler, ama BAŞARIYI miras bırakamazlar. Eğer zenginler çocuklarına BAŞARIYI miras bırakma imkanları olsaydı kırtık kuruşlarına kadar harcarlar BAŞARIYI miras bırakırlardı.” Yine BAŞARI ter suyu ile beyin suyunu çok sevdiğini bu sulardan da bedenimizde fazlasıyla bulunduğu” Sözleriniz beni ve bir çok arkadaşımızı çok etkiledi. Seminerinizden sonra her birimiz birer hedef tespit ettik. Ben kısmetse PDR ( Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlığı seçeceğim) inşallah kazanırım. Ve PDR ci olduğumda ben de sizin gibi öğrencilere rehberlik yapmayı çok arzuluyorum. İnşallah kazanırım. Kazanmak için her iki suyu fazlasıyla çıkarmaya çalışıyorum.
Sayın Hocam iyi ki sizi dinledim ve iyi ki Kitabınızı okul müdürüm verdi. Allah size sağlık ve sıhhat versin. Daha nice gençlere ulaşmanız dileğiyle saygılarımı sunar, ellerinizden öperim. 30.05.2023 www.kadirkeskin.net
Y. C.
Yorumlar
Kalan Karakter: