(Görevi başında rahmetli olan görev şehidimiz merhum Muammer kardeşimin Aziz hatırasına saygı ile…)
Türkiye genelinde; Trabzon’dan Ankara, İstanbul, Konya Adana; Kütahya’dan İzmir’e kadar gezdiğim ve seminer verdiğim okul sayısı 390’ı buldu. Hala da bu çalışmalarım devam ediyor. Geçen Mayıs ayında 386’ıncı Seminerimi Kitap fuarı dolayısıyla gittiğim Soma’da, Soma Linyit Lisesi’nde vermiştim. Gittiğim gördüğüm yerlerde eğitim açısından yüz ağartan dikkatimi çeken okulları, idarecileri ve öğretmenleri de köşe yazılarımda meslektaşlarımla paylaşıyorum. Mesela Denizli’de İbrahim Cinkaya Sosyal Bilimler Lisesi, Ankara’da ASO Teknik Koleji, Konya’da Erol Güngör Sosyal Bilimler Lisesi ve Turgutlu Halil Kale Fen lisesi vs.
Soma Linyit Anadolu Lisesi ve Soma benim yakından tanıdığım bir ilçe. 1975 yılında Kırkağaç Lisesi Müdürü iken, arkadaşım,meslektaşım ve hemşerim merhum Muammer kardeşim de Soma Linyit Lisesi’nin müdürü idi. Yeni meslektaşlarımız 12 Eylül öncesini bilmezler. O yıllarda lise müdürü olmak yürek isterdi. Hiç unutmam, 11 Eylül günü cinayete kurban giden yirmi yedi vatandaşımızdan on biri lise müdürü idi. O yıllarda hiç tanımadığım insanlar tarafından bana da silah çekildi. Bereket versin ki silah tutukluk yaptı. Demek ki yaşayacak ömrümüz varmış. O günlerde Türkiye genelindeki diğer meslektaşlarımız gibi biz de çok büyük sıkıntı çektik. Rahmetli Muammer kardeşim sıkıntılara daha fazla dayanamamış, görevi başında kalp krizi geçirip rahmetli olmuştu. Allah mekânını cennet eylesin.
Bu kısa girişten sonra yine Soma’ya dönelim. Manisa’da dar gelirli aile çocukları için kurduğum ve kurucu müdürlüğünü yaptığım Manisa Belediyesi MABEM dershanesinden ayrıldıktan sonra Soma’nın eğitim sever Belediye Başkanı tarafından Soma’ya davete dildim. Dar gelirli aile çocukları için Soma’da da Soma Belediyesine bağlı SOBEM dershanesini kurdum ve buranın da üç yıl kurucu müdürlüğünü yaptım. Soma, eğitim açısından çok şanslı. Eğitim sever Belediye Başkanı Hasan Ergene’nin yanında bir de görev yaptığı ilçelerde eğitimi öncelikli olarak gündemine alan ve bu alanda “Okumanın Gücü” ve “Kişiye Özel Öğrenme” adlı eğitim kitaplarının yazarı, Eğitimci Kaymakam Sayın Ahmet ALTINTAŞ beyefendinin bulunması Soma’da eğitim koltuğunda oturan meslektaşlarım için büyük şans.
Kitap fuarı için Soma’ya, Kitap fuarları organizatörü Önder Güzelaslan kardeşim tarafından davet edildiğimde, Soma’ya geleceğimi duyan mesleğinin aşığı, eğitim yanıklısı Okul Müdürü Hüseyin MUTLU kardeşim de benden okulunda bir eğitim semineri vermemi istedi. Ben de Soma’ya gittiğimde bir taşla iki kuş vurayım diye daveti kabul ettim.
Eski Soma Linyit Lisesi, şehrin merkezinde olmakla birlikte kibrit kutusu gibi tip proje bir okuldu. Yeni Linyit Lisesi; Soma şehri gibi dağın bağrına yaslanmış, gayet havadar bir yerde, saray gibi görkemli bir bina olarak inşa edilmiş. Okulun Müdürü Hüseyin MUTLU kardeşim, deneyimli gayretli bir idareci. Öğrenci ve öğretmen arkadaşlarla sevgi ve saygıya dayalı iyi bir eğitim ortamı oluşturmuş. Kendilerini Soma Linyit Lisesi’ni daha başarılı kılmanın azmi ve gayreti içinde gördüm. Hüseyin MUTLU kardeşimin ifadesine göre bu gayretlerine Soma doğumlu Soma Linyit Lisesi’nin orta kısmından muzun İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Mustafa Dikici’nin, Belediye Başkanı Sayın Hasan ERGENE’nin ve Kaymakam Sayın Ahmet ALTINTAŞ Beyefendilerin kendilerine çok büyük destek verdiklerini ifade ettiler. Öğretmenlerin MUTLU hakkında izlenimleri de gayet olumlu: “Eğitim ve öğrencilerin başarısı açısından faydalı olmak kaydıyla Müdür Beye ne götürsek geri çevirmez ve bizlere yardımcı olur.” diyerek, memnuniyetlerini ifade etiler. Eski bir idareci olarak MUTLU adına mutlu oldum,gurur duydum.
Eğitim semineri için gittiğim Linyit Lisesi, yukarıda da arz ettiğim gibi gayet temiz ve eğitim alt yapısı açısından da oldukça donanımlı bir okul. İdare-öğretmen -öğrenci ve veli diyalogu fevkalade. Bu iletişimin sağlanmasında Okul müdürünün en büyük destekçisi, işinin ehli genç rehber Hakan ÇABUŞ’un payını da unutmamak gerek. MUTLU kardeşim de kendisinden son derece memnun.
Seminerimi okulun çok güzel konferans salonunda verdim. Bir buçuk saat süren seminerim Başta Kaymakam Sayın Ahmet ALTINTAŞ olmak üzere İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa DİKİCİ, banka müdürleri ve sanırım diğer okullardan da misafirlerle birlikte okulun tüm öğretmenleri ve öğrencileri tarafından büyük bir dikkatle dinlendi. Seminer sonu yeni öğretim yılında da velilere benzer bir seminer vermek üzere sözleştik.
Seminer sonunda Müdür odasında yorgunluk çayı içerken Okul Müdürü ve Kaymakam Bey beni okulun genç öğretmenlerinden Edebiyat Öğretmeni Özlem YILDIZ ve İngilizce Öğretmeni M. Niyazi UYANIK ile tanıştırdılar. Okulda çok değerli öğretmen kadrosunun yanında tanıştırıldığım bu iki genç meslektaşım oldukça dikkatimi çekti. Özlem YILDIZ Bey kardeşimi başarılı öğretmenliğinin yanında başarılı bir çocuk edebiyatı yazarı olarak görmek beni daha da mutlu etti. Bu arada çantasından çıkardığı “Cüssolar” ile “Acil Arh+ Pozitif Cümleler Aranıyor” kitaplarını benim için imzaladı, ben de kitaplarımı kendilerine hediye etim.
Yarım asrını kesintisiz eğitimin içinde geçiren ve hala da eğitimin içinden biri olarak şunu açık yüreklilikle ifade edeyim: Bu ülkede iki şeyi öğretemiyoruz. Bir, dini öğretemiyoruz. Çünkü Dini çocuğun diliyle değil, kendi dilimizle vermeye çalışıyoruz. İkincisi de Dili öğretemiyoruz. Din konusuna girmiyorum; ama dil konusu ortada. Bir Ortadoğulu, bir Afrikalı çatır çatır İngilizce konuştuğu halde bizim liselerden mezun çocuklarımızın çoğunun “Well come, my name is…” den başka bildiği bir cümle yok. İngilizce Öğretmeni M. Niyazi UYANIK bu sıkıntılı branşta başarılı bir öğretmen. Öğrencilerine dil öğretebilmek için çırpınan bir kardeşim. Çocuklarla diyalogu da mükemmel. Onlara dili sevdirmiş. Okul çıkışı çalışmak zorunda kalan mağdur öğrencilerin yanında, ayrıca üniversitelerde araştırma görevlisi olarak çalışan, doktora yapan öğrencilerin de can simidi. Yurt dışı makalelerin çevirisi veya Türkçe metinlerin yabancı dile çevirisi konusunda onlara yardımcı olmaktadır. İleride onun da alanında eserler verebileceğini düşünüyorum. Velhasıl hayatının bir yanında ailesi varsa diğer yanında da meslek aşkı var. Kendisini kutlayarak başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.
Özlem yıldız kardeşime gelince. Bizler masallarla büyüdük. Çocuk edebiyatı üzerine hayatımda ilk defa okuduğum Özlem Yıldız Beyin ilkokul öğrencileri için yazdığı “Cüssolar” ve “ Acil Arh+Pozitif Cüleler Aranıyor” adlı çocuk kitapları oldu. Özellikle Cüssolar, oldukça heyecanlı ve sürükleyici bir kitap. Çocuğuma kitap okutamıyorum, diyen velilere bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.
Cüssolar’da: “Girgin isimli kahraman ve iki arkadaşının başından geçen macera anlatılıyor. Girgin, civcivleri çok sevmektedir. Çocuksu bir sabırsızlıkla onların bir an önce büyümesini istemektedir. Bunun için doğal yöntemler ona yetmez. En sonunda Dr.dayısının cücelik tedavisi için geliştirmeye çalıştığı ilaçtan haberi olur. Ne yapıp edip o ilaçtan alır ve kazayla tüm şişeyi civcivlerin suyuna karıştırır. Ondan sonra olanlar olur. Civcivler devleşir. Kümesin kapısını kırıp kaçarlar. Macera da başlamış olur. Çocuklar bu devasa canlılara Cüsso adını verir. Cüssolar masalsı bir tavırla ormana kaçarlar. Çocuklar da peşlerinden...” Çocukların bu kitabı okuyup da kitaba ve kütüphaneye ilgi duyması mümkün değil. Nitekim torunum okuduktan sonra benden bu tür kitaplar istediği gibi yazarımızın ikinci kitabı “Acil Arh+Pozitif Cüleler Aranıyor” da Cüssolar kadar sürükleyici ve çocuklar için heyecan verici.
Kardeşim şunu iyi bilelim ve anlayalım. Şırıl şırıl akan çeşmenin sulağından ata zorla su içiremezsiniz. Çocuklarımıza da zorla bir şey öğretemeyiz. Çocuğa, çocuğun ilgisini ve beğenisini çeken şeyleri, çocuğun diliyle vermek zorundayız. Yoksa havanda su döveriz. Tebrik ederim Mehmet Niyazi UYANIK ve Özlem YILDIZ Bey kardeşlerim. Manisa’da 17.000 öğretmen görev yapıyor. Eğitimin koltuğunda oturan meslektaşlarımdan eğitim üzerine değil kitap, bir makalelerine bile rastlamazken sizlerin yurt içi ve yurt dışı bilimsel çevirilerde bulunmanız, beni ziyadesiyle sevindirdi, gururlandırdı. Ne yalan söyleyeyim böyle genç meslektaşlarımı gördükçe yaşlı bir eğitimci olarak geleceğe olan umutlarım yeşermekte…
Özetlemek gerekirse… Seminer çalışmalarım devam ediyor. Her bir seminer kendi hikâyesi ile ekleniyor hayatıma. Birikenler vakti gelince sayfalara taşıyor. Nitekim Soma da öyle oldu. Eski hüzünlü günlere yenileri birbirine karıştı. Karamsarlık ile umut, acı ile sevinç… Elbette konuşulanlar, yaşananlar hafızalardaki yerini koruyor; ancak boşa dememişler: Söz uçar yazı kalır, aziz hatıraları yeniden yaşatır…
Bu vesileyle merhum görev şehidimiz muammer kardeşime rahmet dileyerek dualarımı tekrarlıyorum. Genç Meslektaşlarım Özlem YILDIZ ile M. Niyazi UYANIK kardeşlerimin de gelecekte öğrencilerine güzel eserler bırakacağını umuyorum. Bu iki kardeşim için umduklarım inşallah gelecekte bulduklarım olur. Beni okulua davet ederek bu gençlerle tanışmama vesile olan okul müdürü Hüseyin MUTMLU kardeşime de ayrıca teşekkür ediyorum.
Not: Soma Linyit Lisesindeki eğitim seminerim.
Yorumlar
Kalan Karakter: