Merhaba, günaydın, hayırlı sabahlar, gününüz aydın olsun, tebessüm etmek, hayırlı akşamlar bunlar hep selam verme şekli ya da şekillerinden birisi ama en güzeli Müslüman olanların birbirlerine hitap ettiği selamlama şekli bu da sanki ezan gibi İslam’ın şiarlarından birisi haline gelen yeryüzünde ki selamların en özeli “Es-Selamu Aleyküm ve ya Selamün Aleyküm” demek. Benden emin ol benden sana zarar gelmez demekle eş değerdir…
Hayatımızda selamlaşmanın selamlamanın önemli bir yeri vardır. Aslında yaşadığımız zamanda ve süreçte yaptığımız ibadetlerden fiillerden önce durup düşünmemiz gereken en önemli konu selamlaşma olmalıdır.
Çok basit gibi görülen çoğu zaman önemsenmeyen bir haslet olmasına rağmen selam ve selamlaşmak günümüzde artık neredeyse unutulma noktasına gelmiştir. Aslında öylesine derin bir muhabbet ve mevzu barındırır ki içerisinde selam. Selamı veren kişi ile selamı alan kişi farkında olmadan bir akitleşme yapmış olmaktadır. Selami veren benden sana zarar gelmez canın, ırzın, namusun emniyettedir derken, selamı alan da evet senden bana zarar gelmez buna tasdik ederim ve benden de sana zarar gelmez demektedir. Peygamber Efendimiz (sav) “Selamı yayınız!” diye buyuruyor: “Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de imân etmiş olamazsınız. Size yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şeye haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”
Toplumsal barışın sağlanması aramızda ki selamın yayılması ile mümkün olacaktır. Kalbin üzerinde zikrin önemli bir etkisi var ise bizlere yol gösterici olarak indirilen Kur’an-ı Kerim’de Rad suresi 28. Ayetinde “Kalplerin ancak Allah’ın zikriyle mutmain olacağını” buyurur. Şimdi buradan şunu çıkarabiliriz kalplerin üzerinde zikrin etkisi olduğuna göre selamı da bir zikir olarak kabul ettiğimiz zaman insanın kalbi ve fiilleri üzerinde sakinleştirici ve mutlu edici bir etkisi vardır. Selam vermek ve almak kalbi yumuşatır, insanların birbirlerine olan muhabbetlerini arttırır aralarında bir ünsiyet doğmasına sebep olur. İnsanoğlu birbirlerine iyi temennilerde bulunursa canlarının mallarının ve namuslarının güvende olduğunu beyan ederlerse aralarında ihtilaflar ortadan kalkar güven tesis edilir. İnsanların kendi kendilerine ördükleri yüksek duvarlar son teknoloji güvenlikler ortadan kalkar.
Meselemiz aslında söyleyebildiklerimiz değil birbirimize söyleyemediklerimiz olmalı. Çünkü günümüzde insanlar birbirlerine en söylenmeyecek sözleri çok rahatlıkla söylerken bir merhabayı bir seni seviyorumu söyleyemez oldu. Bu da bizi göğe doğru yükselen kulelerde kalabalıklar içerisinde bireyselleşmeye götürdü. Yüksek duvarlı özel güvenlikli son teknoloji emniyetli sitelerde kimseyle konuşmadan yetişen bireyler haline getirdi. Bir selam ile tüm sorunları ortadan kaldırabilecekken en can alıcı kelimeyi kaldırdık hayatımızın merkezinden. İnsanlar arasında ki en güçlü bağ olan selamı tekrar hayatımızın merkezine aldığımız da hem biz kurtulacağız boyumuzu aşan duvarlarımızdan hem geleceği kurtaracağız kişiselleşen yaşamdan…
Selam verdiğiniz ve selamını aldığınız insanların hayatınızda artması temennisiyle…
Selam, Dua ve Muhabbetle…
Hayatımızda selamlaşmanın selamlamanın önemli bir yeri vardır. Aslında yaşadığımız zamanda ve süreçte yaptığımız ibadetlerden fiillerden önce durup düşünmemiz gereken en önemli konu selamlaşma olmalıdır.
Çok basit gibi görülen çoğu zaman önemsenmeyen bir haslet olmasına rağmen selam ve selamlaşmak günümüzde artık neredeyse unutulma noktasına gelmiştir. Aslında öylesine derin bir muhabbet ve mevzu barındırır ki içerisinde selam. Selamı veren kişi ile selamı alan kişi farkında olmadan bir akitleşme yapmış olmaktadır. Selami veren benden sana zarar gelmez canın, ırzın, namusun emniyettedir derken, selamı alan da evet senden bana zarar gelmez buna tasdik ederim ve benden de sana zarar gelmez demektedir. Peygamber Efendimiz (sav) “Selamı yayınız!” diye buyuruyor: “Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de imân etmiş olamazsınız. Size yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şeye haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”
Toplumsal barışın sağlanması aramızda ki selamın yayılması ile mümkün olacaktır. Kalbin üzerinde zikrin önemli bir etkisi var ise bizlere yol gösterici olarak indirilen Kur’an-ı Kerim’de Rad suresi 28. Ayetinde “Kalplerin ancak Allah’ın zikriyle mutmain olacağını” buyurur. Şimdi buradan şunu çıkarabiliriz kalplerin üzerinde zikrin etkisi olduğuna göre selamı da bir zikir olarak kabul ettiğimiz zaman insanın kalbi ve fiilleri üzerinde sakinleştirici ve mutlu edici bir etkisi vardır. Selam vermek ve almak kalbi yumuşatır, insanların birbirlerine olan muhabbetlerini arttırır aralarında bir ünsiyet doğmasına sebep olur. İnsanoğlu birbirlerine iyi temennilerde bulunursa canlarının mallarının ve namuslarının güvende olduğunu beyan ederlerse aralarında ihtilaflar ortadan kalkar güven tesis edilir. İnsanların kendi kendilerine ördükleri yüksek duvarlar son teknoloji güvenlikler ortadan kalkar.
Meselemiz aslında söyleyebildiklerimiz değil birbirimize söyleyemediklerimiz olmalı. Çünkü günümüzde insanlar birbirlerine en söylenmeyecek sözleri çok rahatlıkla söylerken bir merhabayı bir seni seviyorumu söyleyemez oldu. Bu da bizi göğe doğru yükselen kulelerde kalabalıklar içerisinde bireyselleşmeye götürdü. Yüksek duvarlı özel güvenlikli son teknoloji emniyetli sitelerde kimseyle konuşmadan yetişen bireyler haline getirdi. Bir selam ile tüm sorunları ortadan kaldırabilecekken en can alıcı kelimeyi kaldırdık hayatımızın merkezinden. İnsanlar arasında ki en güçlü bağ olan selamı tekrar hayatımızın merkezine aldığımız da hem biz kurtulacağız boyumuzu aşan duvarlarımızdan hem geleceği kurtaracağız kişiselleşen yaşamdan…
Selam verdiğiniz ve selamını aldığınız insanların hayatınızda artması temennisiyle…
Selam, Dua ve Muhabbetle…