Yaklaşık üç aydır zor bir süreçten geçiyoruz. Pandemi ile beraber başlayan Coronalı günlerde özellikle taşıyıcı olarak ortalıkta gezinen bana bir şey olmaz diyen insanların oluşturduğu etkileşimin adıdır Kul Hakkı.
Bana bir şey olmaz deyip hiçbir önlem almadan maske takmadan mesafe kuralına uymadan evde kalmak yerine ayağı yanıklar gibi çarşı Pazar gezen insanların yaptığıdır Kul Hakkı.
Farkında olmadan bilmeden bilemeden taşıyıcı olup virüsün daha çabuk yayılmasını sağlayanların yaptığıdır Kul Hakkı.
Bir insanı ha alnının çatından kurşunla vurup öldürmüşsün ya da farkında olmadan da olsa ortalıkta boş boş gezinip kurallara uymadığın için virüs bulaştırıp ölmesine sebep olmuşsun bu ikisi arasında hiçbir fark yoktur.
Senin yaptığın o gereksiz lakaytlığın sonucunda bir insan ölmüş olabilir. Bundan haberin olmayabilir ama bulaştırıcı sen olduğun için katil olursun. Belki bu dünyada bunun fiili suçun ispatlanmadığı için cezanı çekemezsin ama ilahi gün de hesapların zerre zerre tartıldığı o mahşer gününde bunlar öyle bir karşına çıkar ki bunları ben mi yaptım dersin.
Onun için kimsenin hakkına ve vebaline girmeyin.
Kurallara uyun, maskesiz sokağa çıkmayın, sosyal mesafeyi koruyun, fiziksel temastan uzak durun, mümkün olduğunca evde kalın kendi izolasyonunuzu koruyun, kendinizi, ailenizi sevdiklerinizi düşünün ve kimsenin vebaline girmemeye özen gösterin ki hak hukuk zamanı karşınıza acı bir fatura çıkmasın…
***** ***** ***** ***** *****
Aslında biz hiç görüşmedik seninle hiç tanışmadık hiç hasbihal etmedik hiç elinden tutup bakkala şeker almaya gitmedik hiç baloncu amcadan uçan balon almadık hiç pastane de dondurma kuyruğu beklemedik ama biz seni Allah şahit ki çok sevdik diyordum ki bugün idrak ettim yaradan seni bizden daha çok sevmiş ki Peygamber kucağına İbrahim (as) ile Sare annemizin yanına aldı ey gözleri zeytin tanesinden tatlı Çağla…
Bu öyle bir yazı içinde hasret özlem gözyaşı sevinç mutluluk umut hüzün barındırıyor. Hasret çekiyoruz dünya telaşına kapılıp geçen zamana yanıyoruz. Özlem duyuyoruz her anın varlığının kıymetini nasıl bilemedik buna yanıyoruz. Gözyaşımız hem sevinçten hem özlemekten akıyor. Sevincimiz Peygamber kucağında olmandan gözümüz arkada değil Sare annemizin himayesindesin. Hüznümüz sadece kavuşmanın zaman alacağı için olan burukluktandır.
Her 28 Mayıs’ta yüreğimiz sızlıyor önce üzülüyoruz sonra seviniyoruz. Ama sen bize üzüldüğümüz için bir yüreğimizin olduğunu hissettiriyorsun zeytin gözlü, sen yanımızda olmasan bile bize öğretmenlik yapıyorsun bizim insan kalabilmemiz için kalbimizin olduğunu öğretiyorsun. Biz senden çok şey öğrendik…
Bana bir şey olmaz deyip hiçbir önlem almadan maske takmadan mesafe kuralına uymadan evde kalmak yerine ayağı yanıklar gibi çarşı Pazar gezen insanların yaptığıdır Kul Hakkı.
Farkında olmadan bilmeden bilemeden taşıyıcı olup virüsün daha çabuk yayılmasını sağlayanların yaptığıdır Kul Hakkı.
Bir insanı ha alnının çatından kurşunla vurup öldürmüşsün ya da farkında olmadan da olsa ortalıkta boş boş gezinip kurallara uymadığın için virüs bulaştırıp ölmesine sebep olmuşsun bu ikisi arasında hiçbir fark yoktur.
Senin yaptığın o gereksiz lakaytlığın sonucunda bir insan ölmüş olabilir. Bundan haberin olmayabilir ama bulaştırıcı sen olduğun için katil olursun. Belki bu dünyada bunun fiili suçun ispatlanmadığı için cezanı çekemezsin ama ilahi gün de hesapların zerre zerre tartıldığı o mahşer gününde bunlar öyle bir karşına çıkar ki bunları ben mi yaptım dersin.
Onun için kimsenin hakkına ve vebaline girmeyin.
Kurallara uyun, maskesiz sokağa çıkmayın, sosyal mesafeyi koruyun, fiziksel temastan uzak durun, mümkün olduğunca evde kalın kendi izolasyonunuzu koruyun, kendinizi, ailenizi sevdiklerinizi düşünün ve kimsenin vebaline girmemeye özen gösterin ki hak hukuk zamanı karşınıza acı bir fatura çıkmasın…
***** ***** ***** ***** *****
Aslında biz hiç görüşmedik seninle hiç tanışmadık hiç hasbihal etmedik hiç elinden tutup bakkala şeker almaya gitmedik hiç baloncu amcadan uçan balon almadık hiç pastane de dondurma kuyruğu beklemedik ama biz seni Allah şahit ki çok sevdik diyordum ki bugün idrak ettim yaradan seni bizden daha çok sevmiş ki Peygamber kucağına İbrahim (as) ile Sare annemizin yanına aldı ey gözleri zeytin tanesinden tatlı Çağla…
Bu öyle bir yazı içinde hasret özlem gözyaşı sevinç mutluluk umut hüzün barındırıyor. Hasret çekiyoruz dünya telaşına kapılıp geçen zamana yanıyoruz. Özlem duyuyoruz her anın varlığının kıymetini nasıl bilemedik buna yanıyoruz. Gözyaşımız hem sevinçten hem özlemekten akıyor. Sevincimiz Peygamber kucağında olmandan gözümüz arkada değil Sare annemizin himayesindesin. Hüznümüz sadece kavuşmanın zaman alacağı için olan burukluktandır.
Her 28 Mayıs’ta yüreğimiz sızlıyor önce üzülüyoruz sonra seviniyoruz. Ama sen bize üzüldüğümüz için bir yüreğimizin olduğunu hissettiriyorsun zeytin gözlü, sen yanımızda olmasan bile bize öğretmenlik yapıyorsun bizim insan kalabilmemiz için kalbimizin olduğunu öğretiyorsun. Biz senden çok şey öğrendik…